Alevi Haber Ajansi

‘Dersim Festivali’nde güçlerimizi birleştireceğiz’

PİRHA- Sosyolog Nihal Bayram PİRHA’ya yaptığı açıklamada Avrupa’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen Dersim Festivali’nin, bu yıl 2-3 Haziran tarihleri arasında Frankfurt’ta gerçekleştirileceğini ve üç federasyonun güçlerini birleştirerek, bu yıl tek bir festival düzenleyeceklerini söyledi.

Nihal Bayram Dersimli bir sosyolog ve Almanya’nın Mainz kentinde yaşıyor. Mesleğinden dolayı göçmen ve mültecilerle ilgileniyor. Aynı zamanda geleneksel olarak her yıl düzenlenen Dersim festivalinin organizasyonunda da yer alıyor. Nihal Bayram ile çocukluğu, yaşadığı Mainz kentinde göçmen ve mülteci politikaları üzerine konuştuk. Ayrıca 2-3 Haziran’da gerçekleştirilecek Dersim Festivali programı ile ilgili de bilgi istedik.

Ne zamandan bu yana Almanya’da yaşıyorsunuz?

Ben Almanya doğumluyum. 1976 yılında Almanya’nın Laupheim kasabasında dünyaya geldim. 1997 yılında üniversite okumak amacıyla Mainz kentine yerleştim ve o gün bugündür Mainz’da yaşıyorum.

Almanya’da Rheinland-Pfalz eyaletinin başkenti Mainz’de Göç ve Uyum Meclisi’ne seçildiniz. Göç ve Uyum Meclisi’nin işlevlerinden bahseder misiniz. Bu meclise seçilen bir yabancının hangi yetkileri var?

2009 yılında Sevim Yıkmış ve ben Mainz Büyükşehir Belediyesine bağlı Göç ve Uyum Meclisi’nin Kürt Listesi’nde yer aldık ve listenin sözcüsü seçildik.

2014 yılındaki seçimlerde tekrar seçildim. Sevim Yıkmış, Sevgi Genç ve Saliha Bal ile birlikte meclis içerisinde yer alıyorum ve Kürt Listesi’nin sözcüsüyüm de aynı zamanda. Mainz kentinde yaşayan başta Kürt göçmenler ve mülteciler olmak üzere toplam 170 farklı kültür, kimlik, inancın yeraldığı renkli bir atmosferde göçmenlere sosyal, kültürel ve bürokratik alanda hizmet sunuyoruz.

Şunu da belirtmek istiyorum; Göç ve Uyum Meclisleri’nin siyasal alanda karar verme hakkı yok. Karar yetkisine partiler, kent meclisleri ve fraksiyonlar sahiptir. Bizlerin ise özellikle sosyal, kültürel ve eğitim alanında projeler ve etkinlikler yapabilme veya bize başvurulan proje ve etkinlikleri finanse etmek imkan ve yetkileri bulunuyor.

Bu çerçevede biz de tiyatro, Kürt defilesi, Kürt Kültür Çadırı ve Kürt Düğünü gibi kültürel etkinlikler ile dil, Alevi tarihi ve ritüelleri , kadın hakları, Kürt tarihi gibi konular üzerine seminer ve paneller düzenledik.

Mainz Kürt Kültür etkinliği

Ayrıca Mainz’da Kürt dilinin eğitimine yönelik adımlarınız da oldu, nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Örneğin Mainz’ın bağlı olduğu Rheinland-Pfalz eyaletinde  devlet okullarında 17 ayrı dilde anadilde eğitim veriliyor, fakat Kürt dili bunların arasında yer almıyor. Göç ve Uyum Meclisi Kürt Listesi olarak Kürtçe’nin okullarda okutulması için 2 yıl bürokratik mücadele verdik.

Eğer her şey yolunda giderse, önümüzdeki eğitim yılında Mainz okullarında Kürtçe (Kurmanci) dersler verilecek.

Suriye savaşının ardından yaşanan mülteci akını yabancı politikalarına nasıl yansıdı?

Mainz kentinden bahsedersek; ilk göç dalgalarında varolan duyarlılık ve yardımlar kısmen azaldıysa da, yardımlar hala devam ediyor.

Özellikle mülteci kadın ve çocukları sahiplenen Mainz halkı ve burada bulunan kurumlar, yine bazı hükümet yetkilileri ne kadar mülteci geldiğine bakmadan ellerinden gelen yardımı yaptılar. Fakat mültecilerin kaldığı kamp ve yurtların şartları da hala istenilen düzeyde değil. Özellikle kadınlar için çok daha zor. Buna yönelik bir örnek vermek istiyorum;

Savaş travması yaşayan ve intihar etmek isteyen Suriyeli bir kadın mülteci. Söz konusu kadın kaldığı kampın salonunda kendini asmak istedi. Biz orada tesadüfen bulunuyorduk ve olaya şahit olduk. Orada kadın kendi dilinde ağlayarak birşey söylüyordu ve çevresine insanlar toplanmıştı. Sonra görevli, kadına Almanca birşeyler söyleyerek ipi kadının elinden aldı, sonra hiç birşey olmamış gibi duygusuzca çekip gitti.

Göçmen ve mültecilere yardımda iki farklı yaklaşım var. Birinci yaklaşım oldukça insani ve mağdur insanlara yardım etmek üzerinden olan yaklaşım. Diğeri ise mültecileri hırsız, terörist, gören yaklaşım. Ön yargılar oldukça fazla. Basının da bunda rolü oldu.

Uyum meclisi çalışmalarında karşılaştığınız zorluklar var mı?

Maalesef hala çok zorluklar yaşıyoruz. Bunun en büyük sebebi Göç ve Uyum Meclislerinde sandalye çoğunluğunun gerici, milliyetçi, şahışlarda olmasıdır. Çoğu gerici ve sağcı Türklerden oluşan bu meclislerde gerçekleşen her oturumda tartışmalar yaşıyoruz. Mesela Wiesbaden kentinde geçtiğimiz dönemde Göç ve Uyum Meclisi Başkanı Eyalet bütçesinden toplam 20.000 Euro, Milli Görüş’e bağlı ve Biebrich semtinde bulunan bir Cami’ye aktarıldı. Yani bu bir çok örnekten sadece biridir.

Fakat bu durumda çuvaldızı kendimize batırmalıyız. Eğer insanlarımız daha çok oy kullanmaya giderse bu tablo değişebilir.

Evet şimdi de inanç kimliğine gelelim biraz. Alevi bir aileden geliyorsunuz. Almanya’da büyüdünüz, inanç kimliğiniz nasıl şekillendi?

Aleviliğin sahiplenildiği bir aileden geliyorum. Babam ve annem pir ailesinden geliyor. Kureşan aşiretine bağlı Kudan‘lı ve Robeket’liler. Annem Davut Sulari’nin kardeşi (bunlar üç kardeş Davut, Haydar ve Zeynel) Zeynel kızı Naime’dir. Aslen Nazımiye, ardından Çayırlı Bozağa köyüne yerleşip, daha sonra Adana’ya göç etmek zorunda kalan bir ailedir. Babamın ailesi ise Pülümür’den Tercan’a, Tercan’dan (Türkçesi Yastıklı)  Adana’ya göç etmiş. Annem ve babamın evlenme hikayeleri de oldukça ilginç. Annem 14 yaşında avluda oyun oynarken, annemden dokuz yaş büyük olan babam, küçük halamın eline bir mendil vermiş ve “git, oradaki kıza ver” demiş. Halam onu anneme vermiş. Annem mendili elinde sallayarak oynamaya devam etmiş. Mendili kızının elinde gören Zeynel dedem “kızım bu ne?“ diye sormuş, “Baba mendil“ demiş annem. “Kızım nerden aldın?“ diye sormuş dedem. Annem de “Baba o karşıdaki abi verdi” demiş. Dedem “Kızım sen söz kestin” demiş. Annem herşeyi oyun zannediyor tabii. Ve annem 14 yaşında sözleniyor, 18 yaşında ise evleniyor.

Babam çok güzel bağlama çalar, beyitler okurdu. Babam, ölüm döşeğinde olan babasına gidemeyince, babasının ölümünden sonra bağlamaya bir daha el vurmadı. O bağlaması benim evimde, baş köşede duruyor.

Ben Musa Eroğlu, Güler Duman, Ali Rıza Çiçek, Muhlis Akarsu gibi sanatçılar dinleyerek büyüdüm. Biz dört kız kardeş tek bir çocuk odasında kaldık. Kimimiz okul dersleri çalışırken kimimiz uyuyordu, kimimiz kitap okurken, kimimiz ödev yapıyordu. Böyle büyüdük. Çok kez hatırlıyorum herkes mutfak veya oturma odasındayken, kendimi çocuk odasına kapatır, Güler Duman, Musa Eroğlu’nun kasetini  teybe takar- o zaman kasetler vardı- ve sesli şekilde onlarla beraber okurdum.

Eşim ve ben ikimiz bağlama çalıyoruz, fakat ben üniversite yıllarımda kötü bir anım sebebiyle bağlamanın teline bir daha dokunamadım. Şimdi kızıma öğretmeye çalışıyorum. Umarım o bu geleneği devam ettirir.

Ayrıca Almanya’da Alevi inancının yeterince aktarılmadığını düşünüyorum. Özellikle bu geleneğin temsilcileri analar, gençler iyi bir eğitimden geçirilmeli. Aleviliğin farklı yorumları var. Kim hangisine inanıyorsa saygı gösterilmeli.

Frankfurt Dersim Festivali 2015

Aynı zamanda her yıl gerçekleşen Dersim festivali organizasyonunda da yer alıyorsunuz. Bu yıl nasıl bir festival programı  düşünülüyor. Diğer yıllara göre farklılıklar var mı? Programın içeriğinden bahseder misiniz ?

Dersim’in ayrıcalığı vardır derler. Hem özel, hem de delilerdir.

Eşim Ovacık’lı, bense Pülümür’lüyüm. 8 yıldır Dersim Kültür Festivali’nin organizasyonunda görev alıyorum. Uyumlu bir ekiple çalışıyoruz. Bundan dolayı iyi bir ekip çalışması ile her yıl güzel bir festival programı sunduğumuzu düşünüyorum.

Avrupa’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen Dersim Festivali, bu yıl 2-3 Haziran’da Frankfurt’ta gerçekleştiriliyor. Üç federasyon, bu yıl iki değil tek festival düzenliyor, güçlerini birleştiriyor.

Yıllardır halk içinde iki ayrı festivalin olması konusunda haklı eleştiriler geliyordu.

Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (FDK) ve Avrupa Dersim Birlikleri Federasyonu’nun (ADEF) ortaklığıyla düzenlenecek festivalin sloganı, “Zulme Karşı Hakikat Yürüyüşümüz Devam Ediyor” olacak. Frankfurt’ta bulunan “Rebstockpark” alanında düzenlecek festivalin birinci gününde panel, Birlik Cemi ve Dersim Soykırımı’nın canlı tanıklarının anlatımları yer alacak. İkinci günde ise kültür-sanat programı ile konuşmacılar yer alacak. Programda Dersim’e özgü Varvara oyunu, Dersim Dans Akademisi’nin gösterisi, Dersim usulü “gelin-damat”  ve düğün seremonisi, yöresel adetlere ilişkin canlı performanslar yer alıyor. Festivalde geçen yıl olduğu gibi çocuklar için de ayrı bir alan bulunacak. Bu bölümde çocukları oyunların yanı sıra bazı sürprizler de bekliyor.

Elif SONZAMANCI

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak