Alevi Haber Ajansi

Süleyman Demir: Tekke ve dergâhlarımızın yanına cami yapmaktan vazgeçmiyorlar-VİDEO

PİRHA – Dersim’in Nazımiye ilçesine bağlı Hakis (Büyükyurt) köyünde İlçe Müftülüğü tarafından cami yapılmak istenmesine yönelik tepkiler sürüyor. Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Eşit Başkanı ve Yol Yürütücüsü  Süleyman Demir, söz konusu girişimin Alevilere yönelik asimilasyon politikalarının bir parçası olduğunu belirtti.

Hakis’te planlanan cami yapımına ilişkin PİRHA’ya konuşan Demir, geçmişten bugüne Alevilere yönelik sistematik bir asimilasyon politikası yürütüldüğünü ifade etti. Demir, “Daha öncesinde dergâhların yanına camiler yapılarak başlayan asimilasyon politikası bugün de devam ediyor. Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın, Veli Baba Türbesi’nin, tekkelerimizin ve türbelerimizin hemen dibine yapılan camiler bunun örnekleridir” dedi.

“ALEVİLERİ ÖLDÜRE ÖLDÜRE BİTİREMEDİLER”

Yüzyıllardır devletin Alevileri asimile etmeye çalıştığını vurgulayan Demir, “Alevileri öldüre öldüre bitiremedikleri için şimdi Aleviliği bitirmek amacıyla asimilasyon politikalarını devreye soktular. Bunun asıl sebebi; Alevilerin ikrarını, sorgusunu, görgüsünü yerine getiren, cemini yapan, eşit paylaşımdan yana olan bu inancın ve kültürün özünü bozmak istemeleridir” diye konuştu.

“Aleviler asimilasyon politikalarıyla Sünnileştirilmek isteniyor” diyen Demir, Selçuklu’dan Cumhuriyet dönemine kadar süren baskılara dikkat çekerek, “Kestiler, astılar, yaktılar ama bitiremediler. Şimdi Aleviliği bitirmek için asimilasyon politikasını devreye soktular” ifadelerini kullandı.

Özellikle 12 Eylül askeri darbesinden sonra cami yapma girişimlerinin Dersim’den başlatıldığını belirten Demir, “Dersim’deki köylere yol, su, elektrik getireceğiz ama bunun için cami yapacağız denilerek altı köyden başlayan cami projesi hâlâ devam ediyor” dedi.

Devletin, tekkelerin ve dergâhların yanına cami yapma anlayışından vazgeçmediğini vurgulayan Demir, “Hacı Bektaş Dergâhı’nın hemen dibinde yapılan camiden sonra Veli Baba Türbesi’nde de aynı anlayış sürdürüldü. Tekkelerimizin, dergâhlarımızın, türbelerimizin yanı başına camiler yapıldı” diyerek tepki gösterdi.

“KENDİ TOPLUMUNU 3 KURUŞA SATANLARIN KİMSEYE HAYRI OLMAZ”

Devletin Alevileri asimile etmek için her yolu denediğini söyleyen Demir, “Her köye bir cami, her köye bir hoca, her köye bir imam, her köye bir müezzin anlayışı yetmedi. Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı eliyle, içimizden çıkan çürük elmaları da yanlarına alarak her yerde cemevi ya da dernek açtırdılar. Bu derneklere Erenlerimizin ve Evliyalarımızın isimlerini vererek bir yapı oluşturdular” dedi.

Pir Sultan Abdal’ın idam edilirken Ali Baba’ya söylediği “Dostun bir tek gülü yâreler beni” sözünü hatırlatan Demir, “Yola ve bu kültüre hizmeti olmayan, sadece siyasi ve maddi çıkar uğruna bu yapılar içinde yer alanlar bizim için birer düşkün, birer Hızır Paşa’dır” ifadelerini kullandı.

Son dönemde Antalya başta olmak üzere çeşitli kentlerde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı girişimiyle “düşkün Alevilere” farklı isimler altında dernekler açtırıldığını belirten Demir, “Kendi toplumunu üç kuruşluk çıkar için satanın düşmana da hayrı olmaz. Tarih, bu tür kişiliksizlerin ilk fırsatta nasıl harcandığını defalarca göstermiştir” dedi.

“BİZ KORKUYU KERBALA’DA BIRAKTIK”

Her koşulda yollarını yaşatmaya devam edeceklerini vurgulayan Demir, “Alevi köylerine cami yapma projesini şiddetle kınıyoruz. Hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaklar. Çünkü bizim günlük yaşamın içinde var olan bir kültürümüz ve yüzyıllardır pirlerimizden aldığımız yol düsturuyla şekillenen bir yaşam biçimimiz var” diye konuştu.

Deniz Gezmiş’in idam sehpasına giderken Hüseyin İnan’ın ‘Korkuyor musun?’ sorusuna verdiği “Biz korkuyu Kerbela’da bıraktık” yanıtını hatırlatan Demir, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Asimilasyona karşı durmak için elimizden geleni yapacağız ve mücadelemizi sürdüreceğiz. TBMM’de bulunan Alevi ve sol-sosyalist kimliğe sahip milletvekilleriyle ve Alevi kurum temsilcileriyle ilişkilenerek, iktidarın yürüttüğü bu politikalara karşı ne yapılması gerektiğini konuşmalıyız. ABF ve genel merkezlerin bu konuda daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Çünkü onlar bizim sözcülerimiz. Bu ülkeyi şeriat gericiliğinden kurtarmak için hep birlikte taşın altına elimizi koymalıyız.”

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.