PİRHA – Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Tokat’ın Almus ilçesinde bulunan Hubyar Sultan Tekkesi’ne el koyma girişimine Alevi kurumlarından tepkiler devam ediyor. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Antalya Şube Sekreteri Zeynel Can, söz konusu girişimin Osmanlı’dan bugüne uzanan Aleviliği asimile etme ve yok etme siyasetinin güncel bir devamı olduğunu vurguladı.
Hubyar Sultan Tekkesi’ne ilişkin PİRHA’ya konuşan Zeynel Can, daha önce açılan davada mahkemenin köy muhtarlığı lehine karar verdiğini, buna rağmen yargı kararının yok sayılarak yeniden el koyma sürecinin başlatılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Osmanlı’dan bugüne Aleviliğe dönük devlet siyasetinin özünde değişmediğini ifade eden Zeynel Can, bu sürecin bugün iktidarın ideolojik yönelimiyle birlikte daha da hızlandığını söyledi. Can, “Alevi kurumlarına yönelik bu hassasiyet, korumaya değil; el koymaya, denetime almaya ve iradeyi ortadan kaldırmaya dönüktür. Bu durum mevcut iktidarın siyasal-ideolojik konumuyla doğrudan bağlantılıdır” dedi.
“AMAÇ ALEVİLİĞİ DENETİM ALTINA ALMAK”
Hubyar Sultan Tekkesi’nin Kızılbaş Alevi geleneğinde merkezi bir yere sahip olduğunu vurgulayan Can, “Hubyar Sultan Tekkesi, ocakzade pirlerin taliplerini yola dair inşa ettiği, İç Anadolu’daki en önemli Alevi dergâhlarından biridir” diye konuştu.
Tekkedeki görünürlüğün görece sınırlı olmasının coğrafi nedenlere dayandığını belirten Can, “Dağların, taşların ardında olması Aleviliğin tarihsel ruhuyla da örtüşmektedir” ifadelerini kullandı.
Can, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı üzerinden yürütülen politikalara da dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu yapı ve onunla iş birliği içindeki çevreler Hubyar Sultan Tekkesi’ni zapturapt altına almak, kendi yönlendirdikleri dernek ya da vakıflara devrederek Aleviliği kontrol altına almak istiyor. Bu, Aleviliği her zamanki siyaset çevresinde şekillendirme anlayışıdır.”
“BU GİRİŞİM ALEVİ DİYANETİ OLUŞTURMA ÇABASIDIR”
Hubyar Sultan Tekkesi’ne ilişkin hukuki sürecin net olduğunu vurgulayan Can, “Mahkeme bu yeri köy muhtarlığına tescil etmiştir. Sayın Ali Kenanoğlu’nun da ifade ettiği gibi Hubyar Sultan, vakıflardan önce edinilmiş bir mülkiyettir. Hubyar Vakfı sonradan kurulmuştur. Dolayısıyla burası vakıf malı değildir. Dava sonuçlanmış, bitmiştir” dedi.
Aynı gerekçelerle yeniden dava açılmasını “hukukun yok sayılması” olarak değerlendiren Can, “Mahkemenin incelediği deliller görmezden gelinerek bu yerin vakıflara devredilmesi, Aleviliği istenilen rotada yönlendirme siyasetidir” diye konuştu.
Bu girişimin “Alevi diyaneti oluşturma” politikasıyla uyumlu olduğunu ifade eden Can, “Alevi dergâhlarının yanına mescit, minare yapılarak buraların Sünniliğe ait olduğu algısı yaratılmak istenmiştir. Bu, Aleviliğin izlerini silmeye dönük tarihsel bir siyasetin devamıdır” dedi.
“CUMHURİYET OSMANLI’NIN ALEVİ POLİTİKASINI DEVAM ETTİRDİ”
Cumhuriyet dönemine de dikkat çeken Can, “1924 Anayasası’yla Şeriye ve Evkaf Vekâleti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, Diyanet İşleri Başkanlığı’na dönüştürüldü. Aleviliğe yönelik Osmanlı’dan gelen yok etme ve asimilasyon politikası, 1826’daki Bektaşi dergâhlarının dağıtılmasının devamı olarak 1925’te tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla sürdürüldü” dedi.
Alevi Kızılbaşların tarihsel olarak kırsalda yaşadığını, kentlerde ise Bektaşi dergâhları üzerinden inançlarını sürdürdüğünü hatırlatan Can, “Tekkeler kapatılarak Alevilik fiilen kapatılmış oldu. Nakşi kayyumlar atanarak dergâhlar büyük darbe aldı. Bugün Hubyar Sultan Tekkesi üzerinden aynı siyaset sürdürülüyor” ifadelerini kullandı.
“BU İDEOLOJİK BİR SALDIRIDIR”
Son olarak mücadelenin süreceğini vurgulayan Zeynel Can, “Aleviler yüzyıllardır dergâhlarını kendi iç dinamikleriyle yaşattı, ağır bedeller ödedi. Bugün yürütülen politika Aleviliğin felsefesine, dünyaya bakışına yönelik açık bir ideolojik saldırıdır. Bu mücadele tarihsel bir mücadeledir; zaman zaman yükselir, zaman zaman düşer ama asla bitmez” dedi.
Can, Hubyar Sultan Tekkesi’ne yönelik girişimlere karşı yalnızca basın açıklamalarının yeterli olmadığını belirterek şu önerilerde bulundu:
“Abdal Musa, Hacı Bektaş Veli, Sivas Banaz etkinlikleri gibi bu yıl Hubyar Sultan etkinlikleri de ABF ve Alevi kurumları tarafından sahiplenilerek Tokat Almus Hubyar Sultan Tekkesi’nde yapılmalıdır. Bu, hem Alevilerde duyarlılık yaratır hem de dünya kamuoyuna bu ocağın önemini anlatır. Bu aynı zamanda evrensel bir insan hakkı mücadelesidir.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.