PİRHA – Türkiye’nin birçok kentinde art arda yaşanan gıda zehirlenmeleri, halk sağlığı açısından alarm verici bir tabloyu ortaya koydu. Okullardan hastanelere, işyerlerinden toplu yemek verilen alanlara kadar yayılan vakalar, “Bu zehirlenmeler neden arttı?” sorusunu da beraberinde getirdi. Konuyu Antep – Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Kazım Doğan Eroğulları değerlendirdi.
Artan vakaların tesadüf olmadığını vurgulayan Eroğulları, yaşananların ekonomik kriz, denetimsizlik ve rant ilişkilerinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti.
Gıda zehirlenmelerinin temelinde ekonomik krizin yattığını belirten Dr. Kazım Doğan Eroğulları, sorumluluğun doğrudan siyasi iktidarda olduğunu ifade etti. Eroğulları, “Ekonomideki sorumluluk kimdeyse, zehirlenmenin sorumlusu da odur” dedi.
Ekonomik krizle birlikte yurttaşların gıdaya erişiminin giderek zorlaştığını belirten Eroğulları, özellikle yoksulluk sınırının altında yaşayan kesimlerin ucuz gıdaya yönelmek zorunda bırakıldığını söyledi.
“İNSANLAR MAALESEF GIDAYI EN UCUZ ŞEKİLDE TEMİN ETMEYE ÇALIŞIYOR”
Dr. Eroğulları, ucuz gıdaya yönelimin doğrudan halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek yaşanan süreci şu sözlerle anlattı:
“İnsanlar maalesef gıdayı en ucuz şekilde temin etmeye çalışıyor. Bu da tabii ulaşılan gıdanın kalitesinin doğal olarak çok düşmesiyle alakalı. Ucuz gıda erişimiyle ilgili talep artmasından dolayı maalesef hijyen şartlarına uyulmayan, son kullanım tarihi geçmiş gıdaların kullanıldığı, ayrıca temizliğe dikkat edilmediği, temizlik personeli ve malzemelerinden kısıtlamaya gidildiği, ertesi gün satılmaması gereken gıdaların atılmayıp tekrar satışa sunulması gibi birçok nedenden dolayı bu zehirlenmeler yaşanıyor.”
Bu tablonun yalnızca bireysel işletmelerle açıklanamayacağını vurgulayan Eroğulları, denetim mekanizmalarının bilinçli biçimde işlemez hale getirildiğini ifade etti.
“DENETİMSİZLİĞİN OLDUĞU YERLERDE ZEHİRLENMELER DAHA FAZLA”
Gıda zehirlenmelerinde kamusal sorumluluğa dikkat çeken Eroğulları, denetim eksikliğinin altını çizdi:
“Bu konuda tabii ki denetim eksikliğinin de çok büyük bir rolü var. Belediyeler, valilikler, bakanlıklar maalesef görevlerini doğru şekilde yapmıyor. Denetimsizliğin olduğu yerlerde özellikle bu zehirlenme vakalarının daha çok yaşandığını görüyoruz. Gerçekten çok trajik görüntüler var. İnsan sağlığını doğrudan tehdit eden, halk sağlığı için sorun teşkil eden yiyeceklerin tüketildiğini görüyoruz.”
Ekonomik kriz dönemlerinde bu tabloyu fırsata çevirenlerin olduğuna işaret eden Eroğulları, sistemin doğrudan rant üzerine kurulu olduğunu vurguladı.
Yaşananların sistemsel olduğunu belirten Dr. Kazım Doğan Eroğulları, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ekonomik kriz sebebiyle bu dönemlerde insanlar daha ucuz gıdaya erişim ihtiyaçlarının olduğunu görüyoruz ve buradan da rant sağlamaya çalışanlar var. Çünkü bu kapitalist sistem, maalesef rant üzerine kurulu. İnsanların canından, malından, yiyeceğinden rant devşiren bir sistem. Dolayısıyla bu zehirlenmeler aslında beklenmeyen şeyler değil.”
“KAMU KURUMLARINDA ÇIKAN YEMEKLER BİLE DENETLENMİYOR”
Zehirlenmelerin yalnızca özel sektörle sınırlı olmadığını söyleyen Eroğulları, kamu kurumlarında da ciddi sorunlar yaşandığını ifade etti:
“Maalesef devletin bir denetim politikası ve denetim niyeti yok.”
Denetim adı altında yapılan uygulamaların göstermelik olduğunu dile getiren Eroğulları, özellikle sosyal medya baskısı olmadan adım atılmadığını belirtti:
“İnsanlar yaşadıkları sıkıntıları sosyal medya üzerinden paylaştıklarında ancak kamu, sosyal medya baskısıyla gidip orayı mühürlüyor.”
Denetimsizliğin ulaştığı boyutu çarpıcı bir örnekle anlatan Eroğulları, “Bırakın iş yerlerinin denetlenmesi kamu kurumlarında çıkan yemekler bile denetlenmiyor. Daha geçtiğimiz hafta bir hastanede sağlık emekçilerine reva görülen yemeğin içinden kurt çıktığını gördük” dedi.
“İŞLETMELER DENETİM YAPILACAĞINI ÖNCEDEN ÖĞRENİYOR”
Denetim mekanizmalarının siyasi baskı ve ilişkilerle işlevsizleştirildiğini söyleyen Eroğulları, birçok işletmenin denetimlerden önceden haberdar olduğunu ifade etti:
“Mesela kapalı alanlarda sigara içmek yasak. Ama şu anda her yerde içiliyor! Çünkü denetim mekanizmasından bir şekilde insanlar haberdar oluyor. Çünkü siyasi bağlantıları var.”
Bu baskının kamu çalışanlarını da etkilediğini belirten Eroğulları, denetçilerin güvencesiz bırakıldığını söyledi.
Zehirlenme vakalarına ilişkin verilerin kamuoyuyla paylaşılmamasını da sert sözlerle eleştiren Eroğulları, geçmişte pandemi ve deprem süreçlerinde de benzer bir tutum izlendiğini hatırlattı:
“Biz bir pandemi ve deprem yaşadık. O dönemde de verileri maalesef paylaşmadılar. Çünkü yönetemiyorlar.”
Verilerin gizlenme nedenini ise şu sözlerle özetledi:
“Dolayısıyla bu zehirlenme vakalarında da sayıları, zehirlenmeye neden olan raporları bizimle paylaşmıyorlar. Çünkü bunu paylaştıkları zaman suçlu olduklarını yurttaş görecek… Yani doğal bir refleks aslında bu. Suçlu insan refleksi!”
Son olarak ekonomik kriz ile halk sağlığı arasındaki doğrudan bağa dikkat çeken Dr. Kazım Doğan Eroğulları, sorumluluğu net biçimde ortaya koydu:
“Ekonomik krizin sorumlusu kimse bu zehirlenmelerin sorumlusu da odur.”
Eroğulları, yaşananları şu sözlerle tamamladı:
“Bu bir zincirleme reaksiyon gibi… Bunların hepsi halk sağlığını gözetmeyen temelde rant ölçekli. Ama bunların ekonomik kriz dönemlerinde daha da arttığını görüyoruz.”
Eren GÜVEN/ANTEP
Yoruma kapalı.