PİRHA- Dersim’de kadınların zorla veya iş vaadiyle fuhuşa yönlendirildiği iddiaları yeniden gündeme otururken, kentte kaygı ve öfke büyüyor. Günlerdir sosyal medyada dolaşan isimlerin doğruluğu hâlâ belirsiz olsa da, sokaktan yükselen sesler bu karanlık tablonun kentte derin bir tedirginlik yarattığını ortaya koyuyor.
Yoksulluk, işsizlik, sosyal baskı ve yalnızlaşma… Dersim’de özellikle belirli kadınları daha savunmasız hâle getiren bu kırılganlık ortamı, iddiaların bireysel vakalarla sınırlı olmayıp daha geniş bir yapısal soruna işaret edebileceğini gösteriyor.
“HER ŞEY ACIMASIZ OLDU KADINLARIMIZ RAHAT EDEMİYOR”
Dersim sokaklarında mikrofon uzattığımız yurttaşların anlatımları, kentte sessizce büyüyen bir infialin işareti niteliğinde.
İlk söz Fadime Akın’dan geliyor. Yüzündeki kaygı konuşmasına da yansıyor:
“Her şey acımasız olmuş. Reis gitsin ki kadınlarımız rahat etsin. Dünya karanlık. Rahat gezemiyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, şaşırıp kalmışız.”
“ALEVİ RUHU KALMADI KENT BİTMİŞ”
Sadık Sitocu ise yıllardır dillendirilen başka bir yaraya parmak basıyor:
“Tunceli’ye üniversite geldikten sonra kötü oldu. Sadece bizim kadınlarımız değil, batıdan gelen gençleri bile zorla bu işe sürüklüyorlar. Yurtların önünde bekleyip kimin ne zaman girip çıktığını öğreniyorlar. Kent bitmiş! O Alevi ruhu, o dayanışma kalmadı.”
“İŞ VAADİYLE TUZAK KURUYORLAR”
Özgür Ozan ise sorunun ekonomik arka planına dikkat çekiyor:
“Bireylerin bu şekilde düşmesinden önce neden düştüklerine bakmak lazım. İşsizlik… Bir örnek vereyim: Bir işe girebilmek için İŞKUR’daki bir müdürle bir gecelik birliktelik! Bu kadınlar iş vaadiyle tuzağa çekiliyor. En suçlu olan Dersimli iş adamlarıdır. İş alanı sağlasalar bu kadınlar bu ağlara düşmez. Düşen değil, düşüren düşkün ilan edilmeli.”
“BU BİLİNÇLİ BİR AĞ SİYASİ PARTİLER ORTAK TAVIR ALMALI”
Hasan Çakmak ise Dersim’deki sessizliğin politik tarafını vurguluyor:
“Bunun dışardan gelen veya bir bağlantısı olan insanların bilinçli yaptığına inanıyorum. Kadınların incitilmesine karşı siyasi partilerin ortak tavır alması gerek. Bu teşhir kültürüne karşı güçlü bir itiraz şart.”
“EKONOMİK ÇÖKÜŞ DEĞERLERİ DE ÇÖKERTTİ”
Bu tablo karşısında en yürek sızlatan sözlerden biri Leyla Ataç’a ait:
“Dersim’de böyle bir şeyi duymak çok üzücü. Ekonominin kötü gitmesi ahlaki çöküşü getiriyor. Değerler kayboluyor. Bir kadın olarak çok üzülüyorum. Bu değerler bu kadar basit yok sayılmamalıydı.”
BİRİKEN ÖFKE BÜYÜYEN KAYGI: DERSİM KONUŞUYOR AMA CEVAP YOK!
Toplumun soruları net ama cevaplar belirsiz:
-
Sosyal medyada dolaşan isimler gerçek mi yoksa manipülasyon mu?
-
Bu işin arkasında örgütlü bir çete mi var?
-
Kaç kadın mağdur edildi?
-
Fail kim, mağdur kim, manipülatör kim?
-
Resmî makamlar neden susuyor?
-
Mağdurlar korunuyor mu?
-
Soruşturmalar neden başlatılmıyor ya da kamuoyuyla paylaşılmıyor?
Bu soruların hiçbirine yanıt verilmemesi, kentteki kaygıyı daha da büyütüyor.
Dersim’de yıllardır konuşulmayan, konuşulamayan bir karanlık alan var:
Kadınların ekonomik çaresizlikle, duygusal manipülasyonla, iş vaadiyle, tehdit ve şantajla kurulan tuzakların içine çekilmesi…
Bugün sosyal medyada dolaşan iddialar, bu karanlığın görünür hale gelişinden ibaret.
“TOPLUMUN TALEBİ ÇOK NET: BU KARANLIK PERDE ARTIK ARALANSIN!”
Dersim sokaklarından yükselen ortak çağrı:
“Kadınlarımız daha fazla yalnız bırakılmasın!”
Kent, hem maddi hem manevi çözülmenin ortasında savrulurken, toplum şeffaf bir soruşturma, mağdurların korunması ve faillerin açığa çıkarılmasını talep ediyor.
Dersim, bu defa susmak istemiyor.
Ve soruyor:
“Bu kadınları kim koruyacak? Bu karanlık ne zaman aydınlanacak?”
PİRHA/DERSİM
İLGİLİ HABER
Yoruma kapalı.