Alevi Haber Ajansi

Dersim’de kalanlar yorgun: Gençler gidiyor, şehir yaşlanıyor-VİDEO

PİRHA-Yönetmen Hüseyin Kete’nin yeni belgeseli “Kalanlar da giderse”, Dersim’den göç edenlerden çok geride kalanların duygularına odaklanıyor. Kete, “Şehir bir yaşlılar kentine dönüştü, köklerinden kopan bir gençlik var” diyor.

Uzun yıllardır göçün eksik olmadığı Dersim, son yıllarda genç nüfusun hızla azaldığı bir dönemi yaşıyor. Resmî olmayan verilere göre, sadece son iki yılda yaklaşık 7 bin genç kenti terk etti. İşsizlik, gelecek kaygısı ve politik baskılar göçün başlıca nedenleri arasında.

Bu tabloyu görünür kılmak isteyen Dersimli Yönetmen Hüseyin Kete, “Kalanlar da giderse” isimli yeni belgeselinde, gidenlerden çok kalanların hikâyesini anlatıyor. 1979 doğumlu Kete, kendi göç deneyiminden yola çıkarak Dersim’in Pülümür, Ovacık ve Pertek köylerinde çekim yaptı. Belgesel, son beş yılda yaşanan genç göçünün kente bıraktığı sessizliği belgeliyor.

“BU ŞEHİR ARTIK YAŞLILARIN KENTİNE DÖNÜŞTÜ”

Belgeselin yönetmeni Kete, göçün kentte yarattığı dönüşümü şu sözlerle anlatıyor:

“Son beş yılda korkunç bir genç nüfus göçü oldu. Şehirde genç kalmadı, bir yaşlılar şehrine dönüştü. Köylerde yirmi gençten iki genç kalmış durumda. Bu iki genç de ‘Ben neden gitmedim?’ diyerek kendini suçluyor. Şehirde büyük bir umutsuzluk hâkim.”

Kete’ye göre, göç sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir travma.

“Köylerde düğünlerde yaşlılar halay çekiyor, cenazelerde tabutu yaşlılar taşıyor. Bu sadece gidenlerle ilgili değil; geride kalanların da büyük bir travması oluyor.”

“ARTIK GERİ DÖNÜŞSÜZ BİR KOPUŞ YAŞANIYOR”

Kete, bugünkü göçün geçmişten farklı olduğuna dikkat çekiyor:

“60’larda, 70’lerdeki göçler geçiciydi; insanlar çalışıp dönüyordu. Şimdi ise kopuş hali var. Yirmili yaşlarda bir genç gidiyor ve bir daha dönmüyor. Artık köklerinden kopan bir göç yaşıyoruz.”

Belgesel, yalnızca bir ağıt değil; aynı zamanda bir çağrı. Kete, “Sanatın gücüyle bir fark yaratabilir miyiz?” sorusunu soruyor ve umutlu bir notla bitiriyor:

“Bizim insanımız, dilini unutsa da o dilin hissettirdiği duyguyu yaşatıyor. Göç edenlerin bir gün yeniden dönmesini sağlayacak olan şey de bu duygu olacak. ‘Kalanlar ve gidenler nerede buluşacak?’ sorusunu artık sormamız gerekiyor.”

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.