PİRHA – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevini ibadet ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazım” sözlerine Alevi kurum başkanlarından tepki geldi. ABF Genel Başkanı Aslan, “Haddini aşan açıklama” derken, PSAKD Genel Başkanı Erçe ise “Cami sizin, cemevi ise bizim” sözleriyle Bahçeli’yi eleştirdi. AKD Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ise Bahçeli’nin açıklamalarını “Fiyasko” olarak yorumladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meclis Grup Toplantısı’nda Alevi toplumuna “Türklük” ve “Müslümanlık” üzerinden mesajlar verdi. Bahçeli, Türk milletinin etnik ve mezhebi ayrışmalarla karşı karşıya bırakılmak istendiğini iddia ederek şu ifadeleri kullandı:
“Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam’ın mükellefiyetleri de bizimdir. Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.
Hem Aleviyiz hem Sünni, hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz.
Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevinin ibadet ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazım.
İftira ve istinatlara sırtını dayayanlar Maraş’tan Çorum’a kadar yaşanan dış mihraklı provokasyonların iç yüzünü hala okuyamayanlar bu nedenle de tarihten husumet üretmek için emre amade bekleyiş içinde olanlar emin olunuz ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın da sonuna kadar dışındadır.
Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonuna hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6.000 metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi külliyesinin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah’tan niyazımdır.”
“MADEM ÖYLE YASAL DÜZENLEMELERİ YAPSINLAR”
Bahçeli’nin açıklamasına Alevi kamuoyundan tepki gecikmedi. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, cemevlerinin yasal statüsü konusunda siyasal iktidarın önünde bir engel olmadığını belirtti. Aslan, konuşmasında şu cümlelere yer verdi:
“Bu ülkede katliamlar, soykırımlar, sürgünler, inkar politikaları, asimilasyon yaşandı. Evet, biz de bu ayrımcılıktan, inkardan, ötekileştirmeden bıktık. Türkiye’nin laik ve demokratik bir cumhuriyetle taşlanmaya ihtiyacı olduğunu söyledik. Eğer gerçekten onlar da bıktıysa ilgili yasal düzenlemelerin yapılması lazım.
İnsanları kimliğinden, dilinden, inancından, renginden ya da siyasi düşüncesinden dolayı ayrıştıran biz değiliz. Yok etme ya da asimilasyon politikaları girişiminde bulunan taraf da biz değiliz. En önemlisi şu; Alevi toplumu olarak şunu söylüyoruz; bizi tarif etmek, tanımlamak, tek kalıba sokmaya kalkışmak’ ne Bahçeli’nin hakkı, haddi ne de başka birisinin. Alevilerin Türk mü, Kürt mü, Arap mı, başka kimliğe mi bağlı olması onlara kalmış değil. Aleviler ‘biz Aleviyiz’ diyor.”
“KÜLLİYE DEDİKLERİ BİR ASİMİLASYON POLİTİKASININ MERKEZİ”
Mustafa Aslan, Devlet Bahçeli öncülüğünde Hacıbektaş’ta açılan külliyeye ilişkin şu eleştirileri paylaştı:
“Hacıbektaş’ta bir dergahımız var; Hacıbektaş Dergahı. Hacıbektaş dergahı dışında başka bir dergâha ihtiyaç yok. Yapmış oldukları sözde cemevi ya da külliye dedikleri, inançta olmayan bir şey. Külliye dedikleri bir asimilasyon politikasının merkezi olacaktır. Kendi ağzıyla da bugün itiraf etti; ‘Türk ve Müslüman Alevi’ yetiştirmeye çalışıyor beyefendi. Bahçeli’nin itiraf ettiği şey şu; ‘Evet, biz yıllardır yıllardır bu inanç toplumunu yok saydık, inkar ettik, kıyımlara, katliamlara maruz bıraktık. Bugün bunlara kardeşimiz diyeceğiz ama bizim tarif ettiğimiz şekilde…’ ‘Kıblemiz, kitabımız aynı’ tarifi ve tanımlaması Devlet Bahçeli’nin haddine değil.
Samimilerse Meclis orada. Ellerini kollarını bağlayan kimse yok. Demokratik anlamda bir adım atmaları lazım.”
“ALEVİ TOPLUMUNU TÜRK-İSLAM POTASINDA ERİTMEYE ÇALIŞACAKLAR”
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ise Bahçeli’nin açıklamalarını “Fiyasko” olarak yorumladı. Yılmaz, Bahçeli’nin bir tür “vicdan muhasebesi” yaptığını ancak Çorum ve Maraş’a “iftira” dediğinin de altını çizdi. Yılmaz, şu eleştirileri paylaştı:
“Bahçeli ‘Eski defterleri karıştıranlar batmış tüccardır’ diyor. Dolayısıyla bir yüzleşme gelmeden bir açılım gelmesi ne kadar samimi olur? Ayrıca sürekli Aleviliği İslam ve Türk gören bir ideoloji üzerinden inşa etmek istiyorlar. MHP’nin ‘Müslüman ve Türk kardeşliği’ söylemi geliştirdiğini gösteriyor. Alevi toplumunu da bu potada eritmeye çalışacaklar. Yani belli ki Türk ve İslam üzerinden gidecek bir açılım sürecini ‘fiyasko’ diye görüyorum.”
“ÖNCE ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİYOR”
Devlet Bahçeli’ye bir tepki de Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe’den geldi. “Aleviler açısından beklentiyi yükseltip dağın fare doğurması gibi bir şey bu” diyen Erçe, şunları paylaştı:
“Bir zihniyet değişiminden bahsetmek mümkün değil. En başta Aleviliği bir ırkın, bir başka dinin içine hapseden yaklaşım zaten başlı başına Aleviliği yok etmek istemenin yaklaşımıdır. Öz itibariyle Aleviliğin asla kabul etmeyeceği, bir ırkın ve başka bir dinin kalıplarına sokma çabasıdır bu. Alevilere bir açılım değil, tam tersine, Alevilere bugüne kadar uygulanan zulmün devamından ibarettir.
Aleviliği tanımlayarak, yeni kalıplara sokarak Alevi açılımı olmaz. Dolayısıyla Cemevi’nin ibadethane olup olmadığının kararını verecek olan da Devlet Bahçeli değildir. Onlar bu saatten sonra yasaları yazmasalar bile bizim için ibadethanedir. Hani bunun Devlet Bahçeli aracılığıyla söylenmiş olması bizim açımızdan mutluluk, memnuniyet verecek bir gelişme değil. Sonuç itibariyle geçmişte Alevi katliamlarında bizzat rol oynamış. Alevi katliamında adları geçen bir siyasal anlayışın önemli bir aktörünün bugün açılımdan bahsedilecek sözler kurabilmesi için önce geçmişle partisini siyasetini zihniyetini yüzleştirmeyi başarması ve o zihniyetle hesaplaşması gerekiyor. Bunu yaparken de Alevilerden, devrimcilerden, sosyalistlerden, Kürtlerden özür dilemesi gerekiyor. Dün ‘baş üstünde baş, taş üstünde taş bırakmayın’ diyen, meydanlarda ip atan Bahçeli’nin bugün Kürtlerle ilgili açılım söylemi ne kadar samimiyetten uzaksa, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın hesabını vermeyen zihniyetin, bugün Alevilerle ilgili söylediği sözlerin de çok karşılığı yoktur. Sadece Alevileri kendi içinde bölmeyi hedefler.
Eğer gerçek anlamda Alevilerle ilgili bir söz kuracaksa bu Alevilerin temsilcilerinin görüşleri noktasında söz kurulur. Yani ne demek ‘cami de bizim, cemevi de bizim’? Hayır. Cami senin, cemevi benim. Bu kadar basit. İbadethaneler o inancı benimseyenlerindir. ‘Cami de, kilise de, havra da, cemevi de bizim’ deseydi eyvallah derdim. Ama asıl niyetin bu olmadığı çok açık.
Biz özgün, müstakil bir inancız. Her özgün ve müstakil inanca ne kadar saygımız varsa herkesin de bizim inancımıza saygı duymak zorunda olduğunu söylüyoruz ve yıllarca da bunun mücadelesini veriyoruz.”
Eren GÜVEN/İSTANBUL
Yoruma kapalı.