Alevi Haber Ajansi

Bağımlılığa karşı kalıcı ve sürdürülebilir mücadeleye çağrı-VİDEO

PİRHA- İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu üyesi Sinan Siga, sistem sorunu olan bağımlılığa karşı kalıcı cevap olabilen sürdürülebilir bir mücadele tarzı yaratmak istediklerini belirterek, platformun toplumun tüm kesimlerine ulaşarak mücadele edeceğini kaydetti.

Toplumsal yaşamı hedef alan ve politik-ahlaki değerlerinin imhasını amaçlayan özel savaş politikalarının bir ayağını da kadın üzerinden geliştirilen politikalar ile madde bağımlılığı oluşturuyor. Bu kapsamdaki saldırı ağının en önemli ayaklarından biri olan madde bağımlılığı benliğine yabancılaşmış, parçalanmış ve zayıflatılmış bir toplum hedefliyor.

‘Parçayı istenilen şekilde yönetmek bütünü yönetmekten daha kolaydır’ algısıyla ilerleyen sistem saldırıları ile böylece bireyler, düşünme yetilerini kaybedip, dayatılan kişilik ve ilişki biçimlerine mecbur ediliyor.

Madde bağımlılığı bütün bir toplumu hedef alarak kadınları, gençleri ve halkların geleceğini doğrudan tehdit ediyor.

İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu üyesi Sinan Siga madde bağımlılığı sorununa kalıcı cevap olabilen ve sürdürülebilir bir mücadele tarzı yaratmak istediklerini belirterek, tüm toplumsal kesimleri platform ile ilişkilenmeye ve ortak mücadeleye davet etti.

“ÇÖZÜLMÜŞ TOPLUM YARATMAK İSTİYORLAR”

Toplumsal değerlere saldırılara tarihten örnekler veren Sinan Siga, tümünün çözülmüş bir toplum yaratmak istediği amacını güttüğünü belirterek, “Sömürü zihniyetinin ihtiyaç duyduğu şey çözülmüş bir toplum yaratmaktır. Çözülmüş toplumu yaratmak toplumun etik ve ahlaki değerlerine saldırmakla oluyor. Tarihten örneklerle ele aldığımızda; 1800’lü yıllarda İngiltere Hindistan’da ürettiği afyonu Çin’e ihraç ediyor. Çin, bu durumun toplumsal çözülmeye yol açtığını fark ettiğinde afyon ihracatını yasaklıyor. Normalde iki ülke arasında ticareti yasaklamak bir savaş sebebi olmaz iken İngiltere direkt savaş açıyor ve Çin yenilerek bir sömürü haline getiriliyor. Nikaragua’da 1980’li yıllarda ve öncesinde sol-sosyalist hükümete karşı sağcı bir ayaklanma olduğunda ABD örgütü CIA’ye sağcıların kokain üretip Amerika’ya satmasını sağlamış ve iki tarafı da yozlaştırmaya başlamış. Ürettiği kokaini ise siyahi mahallelerde sattırarak, kendilerine karşı örgütlenmesini engellemiş oluyor. Güney Afrika’da Apartheid rejimine karşı halk ayaklandığı zaman gençliği alkol ile yozlaştırıp örgütlenme direncini kırmayı başarmıştır” diye konuştu.

“BAĞIMLILIK YAŞI 9’A DÜŞTÜ”

Sinan Siga, özel savaş politikalarıyla uyuşturucu madde bağımlılık yaşının 9’a kadar düştüğünü söyleyerek, “Temel yaklaşım şudur; bir toplumun en dinamik gücü kadın ve gençlik olduğu için sistem her zaman bu iki kesimi hedef almaktadır. Politik ahlaki bir toplumun çözülmesinin en birincil yolu toplumu yozlaştırmaktır. Madde bağımlılığı kıskacına düşürerek bireyden başlayarak toplumun etik-ahlaki değerlerin yıkımını sağlayarak toplumun örgütlü mücadele etme bilincini kırarak sömürge haline getirmektir. Bu toplumların gelecekleri için çok büyük bir tehlikedir. Nitekim hem Kürdistan hem de Türkiye’de bu çok ilerlemiş durumda. Baktığımızda madde bağımlılığına başlama yaşı 9’a düşmüştür. Bu ciddi anlamda çok tehlikeli bir noktaya gelindiğini gösteriyor. Ulusal basına çok yansımasa da araştırdığımızda şehirlerde çeteleşmiş genç bireyler birbirlerini öldürmekte. Bunun bireysel bir sorun değil, sistemsel bir saldırı aracı olduğunu görebiliyoruz” dedi.

“ÇÖZÜMÜN BİREYE YÖNELİK OLMASI YAPMACIKTIR!”

“Sistem, madde bağımlılığını bireysel bir sorun olarak ön plana çıkarır ve kendini tamamen bundan gizler” diyen Sinan Siga, madde bağımlılığında çözümün bireye indirgenmesinin de bu gerçeğin üstünü kapama olduğunu sözlerine ekleyerek şunları söyledi:

“Halklar ve toplumlar içerisinde her zaman bir direniş çizgisi vardır. Yer yer bu sönümlenmiş hale gelebiliyor ya da alevlenebiliyor. Sistem bu direniş çizgisini kırabilmek için farklı argümanlar kullanmaktadır. Baskı ve şiddetle bunu uygular ama çoğu zamanda sürekli yaptığı ve hiçbir zaman ara vermediği en yaygın ve sert saldırı biçimi madde bağımlılığı alanıdır. Çünkü genç birey baskıya karşı bir tepki oluşturabilir, politik anlamda kendini bilinçlendirebilir. Sistemin madde bağımlılığı dediğimiz bu savaş aracı ise bireyi düşünmekten, direnmekten alıkoyar. Böylesi bir birey toplumsal değerlerini ayaklar altına alabilir. Bu da toplumu yıkıma uğratan çok tehlikeli bir savaş aracıdır. Sistem madde bağımlılığını bireysel bir sorun olarak ön plana çıkarır ve kendini tamamen bundan gizler. Ve sorunun kaynağı kendisi olduğu için çözümü de aslında bireye yönelik yapar. Bu soruna getirdiği yapmacık çözümlerin hiçbiri aslında etkili olmuyor.”

“YENİ BİR YAŞAM SUNABİLMEK İÇİN BU PLATFORMU KURDUK” 

Sinan Siga, bağımlılıkla mücadeleye kalıcı cevap olabilen ve sürdürülebilir bir mücadele tarzını tartışarak gündemlerine aldıklarını ifade ederek, “Yalnızlaştırılmış, umutsuzluğa itilmiş gençlerimize yeni bir yaşam sunabilmek için bu platformu kurduk. Kendilerinin yalnız olmadığını, bir araya geldiğimizde yeni bir yaşamı kurabileceğimizi, politik-ahlaki bir toplum inşa edebileceğimizi göstermek istiyoruz. Aylarca bu mesele üzerinde tartıştık. Önceki girişimlerin hangi noktada tıkandığını, başarısız kaldığını tartıştık”” diye belirtti.

“HERKESE AÇIĞIZ”

Tüm toplumsal kesimleri platform ile ilişkilenmeye ve ortak mücadeleye davet eden Sinan Siga, “Üzerinde en çok durduğumuz mesele sürekliliktir. Mahalleye gidip madde bağımlılığına dair eğitim verir gibi bir üstenciliği de asla kabul etmiyoruz. Bizler de bu yaşamın bir parçası haline gelmek durumundayız. Gönüllü bir platform ve katılanların hepsi de gönüllüdür. Siyasi ve politik kesim gözetmeksizin toplumun tamamına saldırılmaktadır. Tamamen toplumsal bir hareketle, düşünceyle yola çıkmış durumdayız. Bu konuya duyarlı, muzdarip, bir şey yapmak isteyen herkese açığız” çağrısında bulundu.

Ersin ÖZGÜL/İZMİR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.