Alevi Haber Ajansi

10 Ekim panelinde barış vurgusu: Barışın inşasını devlete bırakmamalıyız- VİDEO

PİRHA- 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın yıldönümünde Mersin’de düzenlenen panelde, barış ve demokrasi mücadelesinin halkların ortak iradesiyle yürütülmesi gerektiği vurgulandı. “Barışı Erdoğan’a da devlete de bırakmayacağız” mesajı öne çıkarken, gerçek barışın adalet, yüzleşme ve eşit yurttaşlık temelinde kurulabileceği dile getirildi.

10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın yıldönümünde, barış ve demokrasi mücadelesine dikkat çekmek amacıyla Mersin’de “10 Ekim’den Bugüne Barış ve Demokrasi Mücadelesi” başlıklı panel gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Salonu’nda düzenlenen etkinliğe çok sayıda siyasetçi, aktivist ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.

Panele CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydin, TJA aktivisti Sebahat Tuncel ve EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel konuşmacı olarak katıldı. CHP, EMEP ve DEM Parti tarafından ortaklaşa düzenlenen panelde, barış mücadelesinin bugünkü durumu, demokratikleşme sürecindeki sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı. Etkinlik, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı ile ilgili belgeselin izlenmesiyle başladı.

“BARIŞI ERDOĞAN’A BIRAKMAMAK LAZIM”

İlk olarak konuşan EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel Levent Tüzel, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nda devlet yetkililerin sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek sözlerine başladı. Barış ve Demokratik Toplum süreciyle birlikte önemli bir eşikte olunduğuna vurgu yapan Tüzel, barışın yalnızca Kürtlerin değil tüm Türkiye halklarının meselesi olduğunu söyledi.

Tüzel, “Bu süreçte büyük bir adım atılmış değil. Erdoğan sonu gelmiş bir iktidarı yeniden canlandırma hevesinde ama Kürdün acısına merhem olma çabası göremiyoruz. Gerçek barış demokrasi, özgürlük ister. Halkın seçtiği belediye başkanları, siyasetçiler cezaevinde yıllardır. Seçilmişlere kayyım atanıyor. Erdoğan’ın halkın geleceği, sorunu gibi bir derdi yok. Kürtlerin anadili başta olmak üzere, eşit yurttaş olma taleplerini konuşmadan gerçek anlamda toplumsal barışın olmayacağı çok açık. Bu Türkiye halklarının çözmesi gereken mesele.  Barış, Erdoğan’a bırakıldığında bunu siyasi bir rant olarak kullanacağı çok açık. Barış davasını sadece komisyona da bırakmamak lazım. Halklar olarak sesimizi bulunduğumuz her yerde yükseltmemiz, geleceğimiz için omuz omuza mücadele etmemiz gerekiyor” dedi.

“KENDİ BARIŞIMIZI İNŞA ETMELİYİZ”

TJA aktivisti Sebahat Tuncel, sık sık DEM partili siyasetçilere yöneltilen ‘Bu devletle, AKP ile barış olur mu?’ eleştirisine “Çocuklarımızın ölmesini istemiyorsak barışı inşa etmek zorundayız. Barışı geri çevirecek bir lüksümüz yok” diyerek konuşmasına başladı. Yaşanan sayısız katliamlar, yüzleşme mekanizmasının sağlanmaması sebebiyle yurttaşların devlete güven duymadığını aktaran Tuncel, “İnsanların bu kaygısı çok haklı. Alevilere dönük çok fazla katliamlar yapıldı ama hiçbiriyle yüzleşilmedi. Roboski, Suruç, Ankara ve daha niceleri… Ama bu güveni oluşturmak da siyasetçilerin görevi. Bu toplumda aşırı şiddetten dolayı açılmış büyük yaraların iyileşmesi gerekiyor” dedi.

Tuncel, gerçek barış için silahların susmasının yeterli olmadığının altını çizerek, “Kendi barışımızı devletin tekeline bırakmadan kadınlar, emekçiler, yoksullar olarak örmeliyiz. Sadece silahların susmasıyla barışın tesis edilmesi mümkün değil. Sevginin olduğu toplumsal barışın sağlanması ancak pozitif barış ile mümkün. Hiçbir devlete güven olmuyor kendi çıkarlarını korumak odaklı. Biz kendimize güvenmeliyiz. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü ve sosyalist bir barış ortamı kurulduğunda rahat bir nefes alacağız. Bu sürecin nesnesi değil öznesi olmalıyız. Birbirimizle konuşmak kolay değil ama barış için bunu yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

CHP’Lİ GÜNAYDIN: BARIŞI BİRLİKTE ÖRMELİYİZ

Son olarak konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Türkiye’nin 2013-2015 yılları arasında yaşadığı siyasal süreci hatırlatarak, barış ve çözüm umutlarının nasıl savaş ve çatışma ortamına dönüştürüldüğünü hatırlattı. Günaydın, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin ardından yükselen toplumsal muhalefetin Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışıyla sembolleştiğini belirtti. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin ilk kez tek başına iktidar olma çoğunluğunu kaybettiğini hatırlatan Günaydın, seçim sonrası yaşanan Suruç Katliamı ve Ceylanpınar saldırısıyla çözüm sürecinin fiilen sona erdiğini söyledi. Ardından ülkenin Ankara Gar Katliamı’na ve 1 Kasım seçimlerine sürüklendiğini vurgulayan Günaydın, yaşanan sürecin “barış umutlarının bilinçli biçimde savaş politikalarına kurban edilmesinin” sonucu olduğunu ifade etti.

Gökhan Günaydın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığını belirterek, ülkede hiçbir yurttaşın “hukuki ve insani güvenliğinin kalmadığını” söyledi. Meclis’te kurulan yeni komisyonun demokratik çözüm üretmek için bir fırsat olabileceğini ancak iktidarın bu zemini engellemeye çalıştığını vurgulayan Günaydın, şöyle konuştu: “Kayyım uygulamalarıyla belediye başkanlarını görevden almak, seçilmişlerin yerine atanmışları getirmek halk iradesine açık bir müdahaledir. Olağanüstü hal döneminde çıkarılan bu düzenlemeyi kaldırmak için meclisteki on iki parti imza attı ama Cumhur İttifakı bunu hala uyguluyor. Eğer gerçekten demokratik bir adım atmak istiyorlarsa ilk yapmaları gereken şey bu antidemokratik kayyım düzenlemesini kaldırmaktır. Aynı şekilde Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın tahliyesi için yasal değişikliğe gerek yok; sadece Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına uymaları yeterli. Hasta tutuklular için de durum aynı; adli tıp raporları gerçeği gizliyor, insanlar cezaevinde ölüme terk ediliyor. Ekrem İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanması da bu baskı düzeninin başka bir örneğidir; çünkü o gün CHP tarihinde ilk kez cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleyecekti. Bütün bu tablo bize gösteriyor ki bir yandan barış ve demokrasi diyorlar, diğer yandan muhalefeti bastırıyorlar. Biz bu baskılara karşı özel bir yardım istemiyoruz ama diyoruz ki demokratik bir muhalefeti hep birlikte örgütlemeliyiz. Bu düzeni yenmenin başka bir yolu yok.”

PİRHA/ MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.