Alevi Haber Ajansi

Garip Dede Dergâhı’ndaki çalıştay devam ediyor: Temsilciler meclisine ihtiyacımız var-VİDEO

PİRHA-Garip Dede Dergahı’nda düzenlenen “Alevilerin Örgütlenme Manzarası – Sorunlar, İmkanlar ve Arayışlar Çalıştayı’nın ikinci gününde devam ediyor. Alevi kurum temsilcileri yaptıkları konuşmalarda Alevilerin ancak birlikte hareket ederse sorunlarının çözümünü sağlayacağı vurgulandı.

Ülke genelindeki faaliyet yürüten çok sayıda Alevi dernek, vakıf, federasyon yöneticileri, İstanbul’da “Alevilerin Örgütlenme Manzarası – Sorunlar, İmkanlar ve Arayışlar Çalıştayı’nda bir araya geldi.

Garip Dede Dergahı’nda düzenlenen çalıştayın ikinci gününde Alevi kurum temsilcileri konuşma gerçekleştirdi.

“TEMSİLCİLER MECLİSİNE İHTİYACIMIZ VAR”

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, konuşmasında şunları ifade etti:

“Her şeyden önce kendinize ve vermiş olduğumuz emeğe saygı duyarak, Türkiye’nin içinde bulunduğu zor koşullarda bu örgütlerde mücadele ederken bu oluşturduğumuz örgütlerin değerini ve kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Biz yöneticiler değişiriz ama kurumlarımız kalıcı. Mücadelemize çok değer ve kıymet vermeliyiz. Toplumsal kirliliğin aynısı bize de ulaştı ve zaman zaman canımız acıyor. Kültürel yozlaşma ve bu kadar saldırgan bir bile maruz kalmanın bize yakışmadığını bir kez daha söylüyorum. Çok dilli çok kültürlü bir Alevi inancına mensubuz. Alevi bekler şey temsilciler meclisinin sadece sözde değil gerçekten de Bir bedende vücutta huzur etmesine ihtiyaç var. Bu çalıştaydan sonra konuşturulacak olan bir komisyon var Aralık ayında planlamak istediğimiz Alevi kurultayla yönelik Alevi Bektaşi temsilciler meclisinin yapısı işleyişi Temsil Heyeti Alevi Dünyası taşımasını göz önüne alarak bir temsilciler meclisine ihtiyacımız var. İyi ki düşünce ve fikirlerinizle bize katkı verdiniz.”

“SÖZDE DEĞİL ÖZDE BİR OLALIM”

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu adına Gülay Kurtyiğit konuştu. Çalıştayın çok kıymetli olduğunu vurgulana Kurtyiğit “Bir araya gelip ortak bir platform kurabildiğimiz için herkese teşekkür ediyorum. Eğer güçlü bir Alevi birlikteliğini içimizde kurabilirsek dış etkenlere karşı da güçlü bir duruş sağlayabiliriz. Özümüzü dara çekerek bir yerden başlamamız gerekiyordu bu çalışma ile de bunu yapabildiğimizi düşünüyorum. Ama biz Alevilerin yaptığı bir hata var; sürekliliği beceremedik. Bu çalıştay, güçlü bir zemin oluşturdu diye düşünüyorum. Bu çalıştayın üzerine koyarak sürekliliği de becererek birliğimizi daha güçlendirerek tüm baskı ve asimilasyon girişimlerine karşı tüm Alevileri kapsayan güçlü bir Alevi birliği oluşturabileceğimiz inancındayım. Gelin canlar bir olalım derken dışarıda kalanları düşünemiyoruz. Kadınlara vermediğimiz engelli bireylere vermediğimiz eşitliği düşünemiyoruz. Bu çalıştayla bu konulara da değinildi. Gelin canlar sözde değil özde bir olalım” dedi.

“ÖZÜMÜZE DÖNMEMİZ YETERLİDİR”

Özlerine dönmeleri gerektiğini söyleyen Anadolu Alevi Canlar Federasyonu Başkanı Zeynel Çağan, “Özümüze dönmemiz yeterlidir. Çünkü bizim özümüzde bu birliktelik vardır. İkramımızı sadakatla takip edersek inanın tüm sorunlarımızı çözeriz. Bütün evrenin birliğini özümseyen bu inanç içerisinde birbirimizi dışlamamız kadar büyük sorun, tehlike olamaz. Siyasi partilerle ilişkiler elbette ki kurumlar siyas partiler ile görüşmeli ancak birlik ve bütünlük içerisinde olması lazım bugüne kadar devlet benim atap almalı diye düşünüldü ve Belki de bu anlamda sebebiyle geride kaldık. Sözümüzle bütünlük oluşturabilirsek aşamayacağımız hiçbir şey yoktur. Bu çalıştayların farklı konularda fazlalaştırılması gerekir. Bir strateji merkezi oluşturmamız gerekiyor. Günlük siyaset içerisinde sağa sola sağır olmak gibi bir durumumuz olmamalı. Alevilik için siyaset yapılmasını istiyoruz, siyaset için Alevilik değil.”

“ORTAK YOL YÜRÜME KARARI ALDIK”

Alevilerin Türkiye’nin ana muhalefeti olduğunu söyleyen Türkiye Alevi Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, “Bu iki günlük çalışmada ortak yol yürüme kararı aldık ve bunu büyütmek için de ortak kararımız var. Ama siz ön yargısız birliktelik için imza atarız Ama bu birlikteliğin dışında mevcut iki tane yol yürümeye çalışan Aleviler var” diye belirtti.

“ALEVİLİK İNANCI KUŞATMA ALTINDA”

Çok sancılı süreçlerden geçtiklerini vurgulayan Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz, “Alevilik inancı bir kuşatma altında. Son 3 yıldır insan üstü bir efor sarf ediyoruz. Bir toplumsal çürümüşlük söz konusu ama Alevi toplumunun bu kadar etkilenmiş olması gerçekten çok üzücü. Örgütlerimize yapılan saldırılar gerçekten utanç verici. Bu mücadele, kişiler üzerinden hesaplaşılacak kadar küçük değil. Birlik çağrısının buradan çıkmış olması çok mutluluk verici. Bu manzaranın içerisinde olmayanlar çok yanılıyor. Bir arada olmaya devam edeceğiz ve tüm dünyaya sesleniyoruz; gelin hep birlikte bir meclis kuralım, hep birlikte sözümüzü kuralım. Gerçekten bu devlet kendisine bir muhatap bulmak zorunda kaldığı için kendisine muhatap yaratıyor. Gelin muhatap hep birlikte biz olalım diyorum” diye ifade etti.

“KENDİNE YABANCILAŞAN BİR ALEVİLİK VAR”

DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak da konuşmasında şunları belirtti:

“Daha çok bir araya gelirsek birbirimizi daha çok anlarız. Kendine yabancılaşan bir Alevilik var, kendimizi kurtarabiliriz bunu konuşmamız iyi olur. İktidarlaşan bir Alevilik var. Aleviler metropollerde bir araya gelebilmek için ihtiyaçtan kaynaklı önce dernek ve vakıflar kurdu, sonra cemevleri kuruldu ve buradaki sistem hukuğuyla yapılan kurumlarda bir iktidarlaşmada kendini beraberinde getirdi.

Ayrıca erkekleşen bir Alevilik var Alevi kurumlarında kadınların az olması söz kuramaması gibi. Bunun önüne geçebilmek için eş başkanlığın muhakkak olması gerekir. Kendi kendimizi asimile etmeye başladık bir oto asimilasyon sözkonusu. Demokratik bir anayasa hazırlanması konusunda bizim de taleplerimiz olmalı.”

“ASIL SORUN SİYASETSİZLİKTİR”

‘Biz bu Yol’un karıncası olmaya devam ediyoruz’ diyen Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, şunları dile getirdi:

“Bugün ısrarla bir Alevi tarihi yaratmaya çalışıyorlar. Alevilerin bir tarihi yokmuş gibi safsata yaratılıyor. ‘Hakiki Türk, hakiki Müslüman sizsiniz’ gibi sözlerle Aleviliğin geçmişini yok ediyorlar. Alevi Kızılbaş inancı İslam’dan önce de vardı sonra da var olacaktır.

Onların kaygıları konforlarıdır, bizim de kaygılarımız toplumsaldır. Bizim kaygımız kendi canımız değil! Asıl sorun siyasetsizliktir. Bu durum bizi kahrediyor. Aleviler siyasetin her alanına müdahale etmelidir. Bizler onun için ‘Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılsın’ diyoruz.

Aleviler sanatın gücünü kullanabilmeli. Aleviler medyayı çok iyi kullanabiliriz. Alevilerin birliği ve dayanışması, Alevi örgütlerinin bir araya gelmesinden değil, Alevi örgütlerinin ayrı ayrı ama Alevilerin temel hak ve özgürlükleri ile ilgili bir arada, aynı sözü üretebilmesidir. Içimizdeki çürük elmaları İçimizden atmalıyız. Ancak mücadelede birlik olunabilir.”

“ALEVİ TARİHİ, MÜCADELELER TARİHİDİR”

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, konuşmasında şunları ifade etti:

“Bu çalıştayda heybemize ne aldık esas olan bu. Şu unutulmamalı ki Alevi tarihi mücadeleler, ödenmiş bedeller tarihidir. Birlik meselesine sadece kurum ve başkanların rliği olarak bakmamak gerekiyor. Alevilerin ve ezilen tüm hakların birliği olarak bakmak gerekiyor. Vardığımız karar, önemli bir karar ama kağıtta kalmamalı. Lütfen artık şöyle bakmayalım; bu kurumlarımız bizim dükkanlarımız özel mülklerimiz değil buralar sadece cemevini korumaya kendi şubenizi korumaya yönelik bir hamle.

Bu toplumsal çürümede elbette ki nasibimizi alıyoruz. Sosyal medya kirliliği bizleri hedef alıyor. Buralardan uzak durmak hepimizin boynumuzun borcu Çünkü o herhangi bir kişiye kuruma saldırı niteliğinde değil. Kurumlar hedefe alınıyor. Birliğimiz gücümüz, bücümüz birliğimizdir.”

“BU MÜCADELE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ BİR MÜCADELEDİR”

Garip Dede Dergahı Vakfı Başkanı Celal Fırat da ‘Alevilerin Örgütlenme Manzarası’ çalıştayında konuşma yaptı. Söz konusı buluşmanın yalnızca bir toplantı olmadığını, ortak deneyimlerle, bugünün sorunlarının tartışıldığını söyleyerek şunları aktardı:

“Muhabbet etmeyi unuttuk malesef. Sivil toplumun yalnızca bir ‘örgütlenme biçimi’ olmadığı, aynı zamanda bir özneleşme süreci olduğu gerçeğini görünür kılacaktır.

Bu buluşma, Alevilerin demokratik topluma katkısının yollarını tartışmak, ortak talepleri güçlendirmek ve yeni stratejiler üretmek için kritik bir imkân sunacaktır.

İşte bu nedenle, ‘sivil toplum-demokrasi örtüşmesi’ meselesi, çalıştayın teorik çerçevesi olmanın ötesinde, Alevi toplumunun geleceğini şekillendirecek bir pratiktir.

Bugün burada bir araya gelen tüm katılımcılar, yalnızca bu çalıştayın davetlileri değil; yıllardır farklı platformlarda sözlerini söyleyerek, fikirlerini açıkça dile getirerek ve en önemlisi hak, adalet ve eşitlik mücadelesini omuzlayarak toplumsal bellekte yer etmiş önemli isimlerdir. Her biri, Alevi toplumunun karşı karşıya kaldığı sorunlara karşı sergilediği kararlı duruşu, geliştirdiği söylemleri ve yürüttüğü mücadele pratikleriyle bu hak arayışının tanıyıcıları ve taşıyıcıları olmuştur.

Alevi kamuoyunun zengin örgütsel yapısı içinde yer alan kurumlarımız ve temsilcilerimiz, farklılıkları bir zenginlik olarak görüp bu çeşitliliği yansıtma konusundaki deneyimleriyle öne çıkmıştır. Onlar, uzun yıllardır Alevi toplumunun inanç, kimlik ve kültür temelli sorunlarının çözümü için gerekli adımların atılması gerektiğini hem devlete hem de kamuoyuna defalarca ifade etmiş; çözüm için yollar önermiştir. Ancak bütün bu çabalar ve mücadeleye rağmen, devlet ile Alevi toplumu arasındaki tarihsel ihtilaf ve toplumsal saflaşma tam anlamıyla ortadan kalkmamıştır.

Bu gerçek, bugün burada bir kez daha bizlere göstermektedir ki, bu mücadele henüz tamamlanmamış bir mücadeledir. İşte bu nedenle, çalıştaya katılan her bir kurum ve temsilci, geçmişten bugüne taşıdıkları hak arayışını ve direncini bu ortak zemine getirerek, yeni bir yol haritası oluşturma sorumluluğunu da üstlenmektedir.

Kabul etmek gerekir ki, devlet bugüne kadar Alevi toplumunun sorunlarını çözmek, taleplerini karşılamak ve sağlıklı bir diyalog kurmak konusunda tatmin edici bir adım atamamış, beklentileri karşılayan kalıcı bir açılım ortaya koyamamıştır. Bu gerçek, bizlere artık tek bir gerçeği göstermektedir: 2025 Alevi Çalıştayı süreci bir tercih değil, tarihsel bir zorunluluktur.

Bugün burada bir araya gelmemizin amacı yalnızca sorunlarımızı konuşmak değil; temsil gücü yüksek bir ortak iradeyi inşa ederek, çözüm yollarında söz ve karar hakkını bizzat kendimizde toplamaktır. Alevi kurumları ve örgütleri arasındaki farklılıkların bir engel değil, bir zenginlik olarak görülmesi; bu zenginliğin ortak bir strateji ve güçlü bir birlik zemininde buluşturulması artık ertelenemez bir ihtiyaçtır.

Çünkü parçalı yapılarla verilen mücadele, sorunların köklü çözümüne ulaşmamızı zorlaştırmakta; hak ve adalet taleplerimizi zayıf göstermektedir.

Bu nedenle, ortak akılla hareket eden, bütünleşmiş ve birlikte karar alan bir Alevi toplumsal örgütlenmesi inşa etmek hem tarihsel sorumluluğumuz hem de geleceğe borcumuzdur.

Bu çalıştay, bu yönde atılacak uzun soluklu mücadelenin başlangıç noktası olmalıdır. Sağlam, kararlı ve kalıcı adımların atılması Alevi toplumunun sesini artık daha güçlü ve tek yürek olarak duyuracaktır.

Katılım sağlayan tüm kurum temsilcilerine, akademisyenlere, her kesimde ki tüm katılımcılar öncelikle teşekkür ediyorum.

Bugün burada, ortak aklı ve ortak vicdanı büyütmek için bir aradayız. Bu çalıştayda dile getirilecek her düşünce, her öneri ve her eleştiri, yüzyıllardır süren bir mücadelenin içinden süzülüp gelen bir hakikatin parçasıdır. Bizler birbirimizi anlamak için değil, zaten anladığımızı göstermek ve bu anlayışı ortak bir sese dönüştürmek için toplandık.

Temennimiz şudur ki; bu buluşma, sadece bir toplantı olmanın ötesine geçsin. Bizleri yüzyıllardır görmezden gelen, kimliğimizi bastıran, inancımızı yok sayan otoriteler artık ortak düşüncemize, farklılığımıza, yakınlığımıza olduğu kadar uzaklığımıza da saygı duysun.

Biz, bu toprakların asli unsurları olarak, haklarımızı lütufla değil, eşit yurttaşlığın doğal bir gereği olarak talep ediyoruz.

Dileriz ki bu çalıştay, Alevi toplumunun tarihsel hafızasında yeni bir sayfa açsın; sesimizi daha gür, sözümüzü daha güçlü kılsın. Farklılıklarımızı yan yana getirip ortak bir iradeye dönüştürsün. Ve en önemlisi, bu birliğin gücüyle adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün kapılarını sonuna kadar aralasın.

Aleviliği çerçevelendirilmesi ve tanımlanması bütünüyle Alevilerin uhdesindedir. Aleviler, devlet ve toplum nezdinde ayrımcılığa uğramaktadırlar. Bu ayrımcılığın giderilmesi için devletin şeffaf ve güven verici adımlar atması, ayrımcı uygulamalara son verip hukuki düzenlemeleri eşitlik temelinde yeniden şekilleneceğini istiyoruz.

Tarihsel gerçekliğimizden kopuk, Alevi toplumuna uymayan yapay adımlar yerine, tüm inançların eşit yer bulabildiği bir hukuk devleti içinde gerçek birlik ve kardeşliğin sağlanmasını istiyoruz.

Yasal düzenlemeler, devletin ihtiyaçlarının yanı sıra toplumsal birlik özlemine de hizmet etmeli; devletin ayrımcılığı derinleştirecek adımlardan kaçınmasını istiyoruz.

Herhangi bir anayasal düzenleme yapılacaksa, bunun temelinde hiçbir yurttaşı dışlamayan, hiçbir inancı diğerine üstün kılmayan, eşit yurttaşlık ilkesini esas alan bir anlayış olmasını istiyoruz.

Cemevlerine hukuki bir statü kazandırılmalı, bu çerçevede gerekli ihtiyaçlar eşitlik ilkesine uygun bir şekilde devletçe karşılanmasını istiyoruz.

Burada bir araya gelişimiz, farklı düşünceleri ortak bir hedefte buluşturmanın, birbirimizi dinlemenin ve birlikte yol yürümenin değerini bir kez daha hatırlatmaktadır.

İnancımızın ve kimliğimizin geleceğine dair söz söyleme sorumluluğunu omuzlayan sizlerin katkılarıyla, bu çalıştayın yeni başlangıçlara vesile olacağına yürekten inanıyorum. Tüm katılımcılara saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. Zor bir süreç hepimizi bekliyor ama bunu taşıyabilecek özelliğimiz de var. Aşk ile…”

PİRHA/İSTANBUL 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.