PİRHA- Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Antalya Şube Sekreteri Hatice Demir Aksoy, yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte tekrar gündeme gelen zorunlu din derslerine ilişkin eğitim müfredatın içerisine dini referanslar konulduğunu vurgulayarak, “Dinsel ve din ağırlıklı eğitime karşı, bilimsel laik eğitimi savunan herkesin bu taşın altına elini koyması gerekiyor” dedi.
2024-2025 eğitim öğretim yılı zorunlu din dersleri ve uygulanmayan AİHM kararları tartışmalarıyla başladı.
PSAKD Antalya Şube Sekreteri Hatice Demir Aksoy, yeni eğitim döneminin açılmasıyla birlikte eğitim alanındaki dinselleşmeye ve zorunlu din derslerine dikkat çekti.
Hatice Demir Aksoy, Diyanet’in eğitime dönük yapmış olduğu açıklamanın bir ilk açıklama olmadığını belirtti. Aksoy, “Toplumu şekillendirmek üzere sürekli yaptığı fetvalar açıklamalar bunlar. Çünkü Diyanet çok önemli bir kurum. Nedeni ise Türkiye’nin hemen hemen her noktasında toplumun her kesimine ulaşabilecek bir kurum. O nedenle geniş kitleleri hedef alıyorlar” dedi.
” ÜLKEDE YAPILMAK İSTEBNEN EĞİTİMİN TAMAMİYLE DİNSELLEŞTİRİLMESİ”
Yapılmak istenenin tamamiyle eğitimin dinselleştirilmesi olduğunu belirten Aksoy, eğitim müfredatının içerisine çok fazlasıyla dini içerik yerleştirildiğini belirtti.
“DİNSEL EĞİTİMİN İNŞASI İÇİN DİYANET İŞLERİ İKTİDAR TARAFINDAN DEVREYE SOKULMUŞ DURUMDA”
Siyasal iktidarın ülkeyi dinle yönetmek, dini eğitim, dini aile yapısı, dini ahlak yapısı, din üzerinde toplumu şekillendirme istediğini ifade eden Aksoy, “Bunu eğitimde 4 + 4+4’le birlikte yapmaya başlamışken şimdi de yeni müfredat maarif modeliyle ikinci aşamasına geçtiler. Bunun birinci aşaması 4+4+4’le toplumu şekillendirme ikinci aşaması olan ise maarif modeli ile de yön vermek istiyorlar” dedi.
Bu modelin desteklenmesi ve topluma yaygınlaştırılması için Diyanet’in devreye sokulduğunun altın çizen Aksoy, şunları aktardı:
“Bunun da dışarıdan diğer kurumlarla desteklemek adına Diyanet’e böyle bir açıklama yaptırıldı. Bu ne demek? Bu aslında bizim bütün yaşam biçimimizi etkileyen ve bilimsel, laik parasız eğitimden uzaklaştırmanın bir parçası. Aslında eğitim sistemi sadece dinselleştirilmedi. Aynı zamanda paralı hale getirildi. Dini anlayışla kapitalist sistem el ele vererek toplumu şekillendirmeye çalışıyor. O nedenle dinsel ve dindar nesiller ama bunu yaparken de yine parasız eğitimden uzaklaştırılarak paralı eğitimler desteklenmektedir, önü açılmaktadır. Yani kapitalist sistemde geride durmuyor.”
Alevi kurumları olarak laik, bilimsel ve parasız eğitim için yıllarca mücadele yürüttüklerini belirten Aksoy, “Bunun mücadelesini gerek hukuken gerekse alana dönük mücadelesini vermeye çalıştık. Ama ne yazık ki yeteri kadar başarılı olamadık, yeterince mücadelesini veremiyoruz” dedi.
“ANTALYA’DA ZORUNLU DİN DERSLERİNE KARŞI DAVALAR AÇTIK”
Bireylere zorunlu din dersinin dayatılmasına karşı davalar açtıklarını da hatırlatan Aksoy, “Açılan bu davalarda çocukların din derslerine zorunlu tutulmasını engellemeye çalıştık ama bu çok münferit ve çok yetersiz. Diğer Alevi kurumları ve hepimiz aslında yeteri kadar bu konuda mücadele veremediğimizi düşünüyorum ama verilmesi gerekiyor. Biz her koşulda parasız, laik bilimsel eğitimi savunmak zorundayız” diye belirtti.
ZORUNLU DİN DERSLERİ SADECE ALEVİ AİLELERİN SORUNU DEĞİL
Zorunlu din dersleri sadece Alevilerin sorunu olmadığını vurgulayan Aksoy, şunları söyledi:
“Alevi kurumları bu konuda birlikte mücadele etmek zorundalar. Yani sonuçta sadece Alevi kurumları değil. Dinsel ve din ağırlıklı eğitime karşı, bilimsel laik eğitimi savunan herkesin bu taşın altına elini koyması gerekiyor. Aleviler olarak Anayasanın ve uluslararası yasaların bizim için tanıdığı hakları kullanmak zorundayız. Haklarımızı savunmak zorundayız. Bunun için de olabildiğince buna karşı davalar açılmalıydı ve Alevi kurumları olarak öğrencilerin velilerin yanında olmalıydı. Bu konuda biraz yetersiz kalındığını düşünüyorum.”
“ZORUNLU DİN DERSİYLE İLGİLİ AİLELER ÇOCUKLARININ OKULLARDA DEŞİFRE OLMASINDAN KORKUYORLAR”
Laik ve seküler düşünen ailelerin Alevi kurumlarıyla ortak hareket etmekten çekindiklerini ifade eden Aksoy, “Bu anlayışta olan ve aynı zamanda kurumlarda görev yapan insanlar çocuklarıyla ilgili bu tür mücadelelere girmekten dava açmaktan çekiniyorlar. Nedeni ise çocuklarının okulda deşifre edilmesinden ve akran zorbalığına uğramasından korkuyorlar. Öğretmenlerin ya da belirli anlayıştaki insanların baskı yapabileceğini, zorbalıklara maruz kalacağını ya da ilerleyen zamanlarda çocuklarının iş bulma sorunu yaşayacağını düşünerek bu tür mücadeleye girmek istemiyorlar” diye belirtti.
ZORUNLU DİN DERSLERİNE KARŞI YÜRÜTÜLEN MÜCADELE ZORLU BİR MÜCADELE”
Zorunlu din derslerine karşı yürütülen mücadelenin zorlu bir mücadele olduğuna dikkat çeken Aksoy, “Sonuçta çocukları da ilgilendiren bir durum. Haklarımız gasp edilirse kazanılmış var olan haklarımızın da gitmesine neden olacağından dolayı topyekûn örgütlü bir mücadele şart” dedi.
“LAİK BİLİMSEL PARASIZ EĞİTİM MÜCADELEMİZDEN ASLA VAZ GEÇMEYECEĞİZ”
Pir Sultan Abdal Derneği olarak zorunlu din dersleriyle ilgili diğer kurumlara destek çağrısında bulunduklarını belirten Pir Sultan Abdal Antalya Şube Eğitim sekreteri Hatice Aksoy, konuşmasının devamında şunları belirtti:
” Öğrencilerimizin din dersinden muaf olması özellikle Alevi olduğunu ya da farklı inançlara sahip olan çocuklarımızın davalarını açalım istedik ama velilerden çok talep gelmedi, maalesef kurumlardan da çok destek alamadık. Ancak yürütülen mücadele çok başarı olmasa da asla laik, bilimsel, parasız eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.