PİRHA- Samandağ’ın Mağaracık mahallesindeki tapulu arazilere devletin el koymasına tepki gösteren yurttaşlar, “Depremden sonra yaşanan sorunları milletin malına çökerek, tapulu arazilerini gasp ederek çözemezler. Bu mülk gaspıyla göçe zorlanıyoruz. Bu topraklarda doğduk, bu topraklarda öleceğiz. Topraklarımızı ranta peşkeş çekmeyeceğiz” dediler.
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık ve Hıdırbey mahallelerinde ‘Acil kamulaştırma’ gerekçesiyle halkın tapulu arazilerine devletin el koyması üzerine olay yargıya taşınmıştı. Hukuki süreç devam ederken iş makinelerinin tarım arazilerine jandarma eşliğinde girip mahsullü ağaçların dahi sökülmesine karşı yurttaşlar direniş başlattı.
İstimlak kararına karşı PİRHA mikrofonuna konuşan Samandağlı yurttaşlar, topraklarından vazgeçmemekte kararlı olduklarını ifade ettiler.
“HALKIN MALINA ÇÖKÜLEREK SORUN ÇÖZÜLMEZ”
Depremin üzerinden geçen iki yıla rağmen hala yaraların sarılmadığını, bunun üzerine yurttaşların tapulu mallarına el konulmasıyla yeni bir mağduriyetin yaratıldığını belirten Tuncay Yılmaz, “Depremden kaynaklı bir barınma sorunu ortaya çıktı. İnsanlar hala konteyner kentlerde daracık alanlarda yaşamaya çalışıyor ama bu halkın tapulu mallarına el koyarak çözülemez. Hazine arazileri var, oraya çok rahat yapabilirler ama bu daha maliyetli olacağı için halkın mallarına çöküyorlar, gasp ediyorlar” dedi.
Yılmaz, Samandağ halkının en büyük geçim kaynağının tarım arazileri olduğunu vurgulayarak, “Buradaki insanlarla insanların toprakla bağı çok farklı, geçimlerini de buradan sağlıyorlar. Yıllarca bin bir emekle elde edilen toprakların devlet tarafından gasp edilmesini elbette kabul etmezler. Bilimsel, doğa ve insan odaklı, halkın da katılacağı yöntemler bularak bu sorun çözülmeli” ifadelerini kullandı.
İlayda Çekiç ise, “Bunun mücadelesini 6 aydır veriyoruz. Sesimizi duyurmak için TBMM’ye gittiğimiz gün arazilerimize girip tüm ağaçları söküp kırdılar. Arkadaşlarımız engel olmak isterken kolu kırılanlar oldu, kalp krizi geçirenler oldu, darp edilenler oldu. Ama hiçbir şekilde geri adım atmadılar. O günden bu yana tarlalarımızda nöbetimizi sürdürüyoruz. Kararlıyız, tarlalarımız boş da kalsa onlara verecek bir karış toprağımız yok” diye konuştu.
“AMAÇ HATAY’IN DEMOGRAFİK YAPISINI BOZMAK”
Tarlasına el konulanlardan İhsan Yılmaz, Hatay’ın yerlilerinin mülksüzleştirilmek istendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Burada amaçlanan şey bizleri mülksüzleştirerek göçe zorlamak ve Hatay’ın demografik yapısını değiştirmek. Milletin bir karış toprağını çok cüzi bir miktarla gasp ediyorlar. İleride bir deprem daha yaşandığında tarlası yerine ev verilen yurttaşlar nereye gidecek? Burada 4-5 ailenin geçimini sağladığı tarlalara biçilen fiyatla bir kişi bile geçinemez.”
Sibel Bahap, mülklerine el konulmasıyla adeta ikinci depremi yaşadıklarını dile getirerek, “Hiç haberimiz yokken e-devletten tapulu arazimizin elimizden alındığını fark ettik. Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Büyüklerimizin bin bir emekle kazandığı ve çocuklarımıza miras kalması gereken bu topraklar elimizden alınıyor. Bizlere yüksek fiyatlar da teklif edilse topraklarımızı vermek istemiyoruz” dedi.
Emir Döner adlı yurttaş, “Çiftçiyim ve şu anda hayatta bildiğim tek işi, geçim kaynağımı elimden almaya çalışıyorlar. Bu arazimi de elimden alırlarsa ben ne iş yapacağım? Bu yaştan sonra üniversite okuyup yeni meslek sahibi mi olacağım? Ne yapacağım ben? Toprağımı vermek istemiyorum. Bir an önce bu karardan dönülsün istiyorum” talebinde bulundu.
“YA VAZGEÇERLER YA DA BİZİ BU TOPRAĞA GÖMERLER”
İş makinelerinin arazilerine girdiği günü anlatan Ayfer Soy, “Arazilerimizi korumak isterken eşim ve oğlum jandarma tarafından darp edildi. 4-5 kişi üzerine çullandılar. Oğluma mı, eşime mi, toprağıma mı koşacağımı bilemedim. Ne yaparlarsa yapsınlar tapumu vermeyeceğim. Gidecek başka yerim, yapacak başka bir işim yok çünkü” diye kaydetti.
Delal Soy, tırnaklarıyla kazıyarak sahip oldukları toprakları ranta peşkeş çektirmeyeceklerini ve sonuna kadar direneceklerini belirtti.
Evi olmayan yurttaşlarla mülk sahiplerinin birbirlerine düşürülmeye çalışıldığını söyleyen yurttaş da, “Asıl mesele barınma sorunu değil, öyle bir dertleri yok. Konteynerda kalan halka bizim yüzümüzden ev sahibi olmadıklarını söyleyerek bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar ama böyle bir durum yok. Halkı bıktırarak, yıldırarak buradan uzaklaştırmaya çalışıyorlar” dedi.
Doğduğu topraklardan vazgeçmeyeceğinin altını çizen bir başka Samandağlı yurttaş, şu ifadeleri kullandı:
“Benim malımı gasp ettikten sonra vereceği parayı ne yapayım ben? Bizi göçe zorluyorlar. Hatay içinde satılmadık yer bırakmadılar. Bizim dar bir toprağımız var ve bu toprakları da kimse satmak istemiyor. Burada doğduk, burada büyüdük ve bu topraklarda da ölmek istiyoruz. Direnmeye kararlıyız. Ya beni o toprağa gömerler ya da geri çekilirler.”
Fatoş SARIKAYA/ HATAY
Yoruma kapalı.