PİRHA- Dirlik, bereket, bolluk simgesi olan Hızır’a dair konuşan Kureyşan Ocağı pirlerinden Hamza Takmaz, “Alevilik ve Hızır anlayışı yok edilmeye çalışıyor. Hızır bizde enerjidir, çağıranın yardımcısıdır. Eskiden toplumumuzun sorgu ve denetimi vardı, bütün sorunlar orada çözülürdü. Şimdi ise devletin kapsısında çözülüyor. Öyleyse orada birlik olur mu, Hızır olur mu?” dedi.
Aleviler için kutsal kabul edilen Hızır ayı başladı. Bu ayda oruçlar tutulur, cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır. Ayrıca zorlu kış günlerinin geride kalması anlamına da gelen bu ayda lokmalar dağıtılır, ziyaretler ve türbeler ziyaret edilerek iyi dileklerde bulunulur. Bu aylarda pirler taliplerini dolaşarak, sorgu ve görgülerini görür.
Hızır ayında olduğumuz bugünlerde Aleviler bulundukları her yerde Hızır lokmalarını pay ediyor.
Kureyşan Ocağı pirlerinden Hamza Takmaz, Hızır’a ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
HIZIR, AYLARI KAPSAR VE BELLİ GÜNLERE SIĞDIRILAMAZ”
1995 yılından itibaren Cem Vakfı’nın Hızır ayını bilinçli olarak tek bir güne denk getirdiğini söyleyen Takmaz, bu tarihlere Hızır’ın asla sığmayacağını ve Alevi süreklerinin her birinin kendi özgünlükleri dahilinde Hızır’ı kutlaması gerektiğini belirtti.
Takmaz, “Cem Vakfı’nın koyduğu 11-12-13 Şubat tarihlerinden rahatsızım. Keza bu Avrupa’da da takvimlere böyle girmiş. Bence Hızır ayının ikinci haftasından sonra hangi güne denk geliyorsa son günü Perşembe olacak şekilde yapılmalıdır. Bütün sürekler ve bu süreklerin bölgeleri Hızır’ı farklı günlerde kutlar. Bu da onların renkliliği. Hızır, ayları kapsar ve belli günlere sığdırılamaz. Yani tekleştirme olan yerde de zenginlik olmuyor. Hızır ayları neden ise dizayn edilerek yönlendirilmeye çalışılıyor. Herkes kendi güzelliği ile kalmalı diye düşünüyorum” dedi.
“EVLER TEMİZLENİR, ZİYARETLERE GİDİLİR, LOKMALAR PAYLAŞILIR”
Takmaz, Hızır ayının geleneksel ritüellere dair şu bilgileri paylaştı:
“Tüm canların Hızır ayını kutluyorum, huzur ve barış diliyorum. Eski hesaba gelen Ocak ayının 13’ünden sonra gelen ilk Perşembe Hızır ayı karşılanır. Reya Heq dediğimiz ocaklar sisteminde Hızır orucu 4 hafta boyunca tutulur. Ocaklar, onların talipleri olan aşiretler bu ay içerisinde sırayla oruç tutarak Hızır’ı hanelerinde var ederler. Hızır bu dönemde dondan dona dönüşür, onun varlığı her yerde, anda hissedilir. Eskiler Hızır’ı nerde çağırır isen hazırdır derlerdi. Hızır ayında köylerdeki evler toprak olduğundan tabana şerbet serperek güzel bir parlak görünüm verilir. Yataklar, döşekler yıkanır ve kapılar açık bırakılır. Hızır ayında nehirlerden getirilen sular evlere ve hatta hayvanlara serpiştirilirdi. Dergahlara ve ziyaretlere gidilip teberik getirilirdi. Oruç bitimi de kavut yapılırdı. Buğday sacın üzerinde kavrulduktan sonra destar (el değirmeni) ile öğütülürdü. Bu öğütme aşamasında deyişler, gulbanglar söylenirdi. İşte o iş bir aşk haline getiriliyordu. Kavut pişirilmeden önce bir gün kilerlerde veya mutfağın penceresinde üzerine bir bez örtülerek saklanırdı. Sabaha kadar Hızır o kavuta gelip uğramışsa kurban kesilirdi. Kavut üzerinde bir pençe, el veya farklı bir işaret olur ise Hızır’ın geldiği anlaşılırdı. Bunları yaşadık, gördük.”
“SORGU VE BİRLİK OLMAYAN YERDE HIZIR OLUR MU?”
Pir Hamza Takmaz, zorlu geçen ve çalışma imkanlarını kısıtlayan kış aylarının Alevi toplumu için ibadet ayları olduğunu belirterek, “Yaz ayları bizim için sürekli çalışma zamanıdır. Çetin geçecek kışa hazırlık yapılır. Kış ayları biz Aleviler için ibadet aylarıdır. Bayramlar bu aylarda kutlanır. Hızır bittikten sonra 9 Mart’ta güneş ışınları toprağa dik düşer ve canlılık yeniden başlar. Aleviler bu aylarda asla küs kalmazdı. İşte Aleviliğin burada gördüğü en büyük zarar halk mahkemelerinin kalkmasıdır. Sorgu ve denetimin kaldırılmasıdır. Her talibin piri geliyordu. Onların geleceğini bilen herkes barışırdı. Onlar dahi kimseyi küs bırakmazdı. Kimse de benlik yapmazdı. Kavga eden, kini kibiri olan devletin kapısındadır. Öyleyse burada birlik olur mu, Hızır olur mu?” diye sordu.
“GAĞAN, HIZIR VE HEWTEMALE SAHİP ÇIKIN, ÇOCUKLARINIZA ANLATIN”
Geleneksel ritüeller olan Gağan, Hızır, Hewtemal’in gelecek nesillere aktarılamadığına değinen Takmaz, “Alevilik ve Hızır anlayışı yok edilmeye çalışılıyor. Maalesef Hızır anlayışının yok olduğunu görüyoruz. Çocuklarımıza bunu aktaramıyoruz. Bu ritüeller, kutsallar olmadığı zaman Alevilik de olmuyor. Bu kadar güzel erdemliliği yok etmeye başladık. Hızır ayı içerisine her Perşembe çerağlar yakılsın. Metropollerde iseler dahi Pazar günleri bir araya gelsinler. Alevilerin pire, mürşide, talibe ve erkana ihtiyacı var. Yola ikrar vermeye ihtiyacı var. Toplum olarak önümüze bir şey koyamadığımız için, hep geçmişimizi yontup götürüyoruz. Çocuklarınıza sahip çıkın. Sistemin zorunlu din dersleri baskısının altında çocuklarınız asimilasyona uğruyor. O çocuklar Hızır ayının, Gağanı, Hevtemalın ne olduğunu bilmezler. Peki nasıl öğrenecekler?. Bizlerden yani ailelerden öğrenecekler” şeklinde konuştu.
Ersin ÖZGÜL/DERSİM
Yoruma kapalı.