PİRHA- Günçalı Köyü Derneği Başkanı Nuri Güner, 30 Aralık’ta köylerinde maden arama ruhsatı arama iznine karşı açtıkları davaya katılım çağrısında bulunarak, ” Bölgemizde değerli maden arama ve işletme faaliyetlerini istemeyen herkesi ve tüm çevre dostlarını duruşmaya katılmalırını bekliyoruz” dedi.
HLC Kıymetli Madenler ve Yatırım AŞ adlı şirkete, Günçalı ve Killik köylerinde verilen maden arama ruhsatına karşı Günçalı, Güzelce ve Killik köylülerinin mücadelesi devam ediyor.
Maden ruhsatının iptali için açılan davanın duruşması Tokat İdare Mahkemesi’nde 30 Aralık’ta görülecek. Günçalı Köyü Derneği Başkanı Nuri Güner, duruşma öncesi PİRHA’ya konuştu.
HLC adlı şirkete davalı MAPEG tarafından verilen IV. grup maden arama ruhsatının, 15 Nisan 2022 ile 2029 yılları arasında geçerli olduğunu belirten Güner, ” Bu 1955,21 Hektar alanda 7 yıllığına alınmış arama ruhsatıdır. 1 yıllık ön arama dönemi 15.4.2023 tarihinde dolmuştur. İkinci aşama olan genel arama dönemi ise 15.04.2025 tarihinde dolacaktır. Sonrasında detay arama dönemi başlayacaktır” dedi.
“ŞİRKET GÖREVLİLERİNİN KANUNSUZ İŞ YAPIYOR”
Günçalı köylülerince, arama ruhsatı açıkça hukuka aykırı olması bir yana, belgeleri de eksik olan şirketin sahaya girmesine karşı çıktıklarını hatırlatan Göner, “ÇED gerektirmeyen ön aram döneminin bitmesine rağmen, ÇED gerektiren genel arama döneminde sondaj makinaları ile sahaya hukuksuz bir şekilde girmek isteyen şirket, köy halkınca gösterilen haklı tepki üzerine sahaya girememiştir. Böylece, tek kuru dalını dahi koparıp evimize getirmediğimiz, kadimden beri kutsal Çalbaba ormanımıza ÇED’siz girip, ibadet alanımızı delik deşik etmek isteyen şirket, ruhsatın aşamalarını tamamlayamamıştır” diye konuştu.
Şirket görevlilerinin kanunsuz bir şekilde sahada sondaj makinasıyla arama yapmaya çalıştığını aktaran Güner, “Köylülerin karşı çıkışıyla mücadelemiz başladı. Avukatımız aracılığıyla yürütmeyi durdurmak için davalar açtık. Türkiye’nin büyük barajlarından biri olan Güzelce Barajı’nı nereden yapıyorsun? Şu anda Güzelce Barajı’ndan aşağı yirmi beş köye borularla hat götürüldü. Maden araması başlarsa o siyanürlü sular,bütün havzayı zehirleyecek” diye konuştu.
“BIRAKIN ÖZGÜRCE YAŞAYALIM”
Alevi köylerine yönelik benzer faaliyetleri çok rastlandığının altını çizen Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Köylerle birlikte kutsal mekanlar da yok oluyor. Bunu daha çok bu yirmi üç yıllık AKP iktidarı döneminde gördük. Alevileri yerlerinden etmeye çalışıyorlar. Biz yaşam istiyoruz. Devlet benim yaşantımı garanti altına alsın istiyoruz. Gitmişiz dağın eteklerinde kendimize bir hayat kurmuşuz. Biz özgürce yaşamak istiyoruz. Bırakın özgürce yaşayalım. Maden sürecini yapacaksanız insan yaşantının yaşamın olmadığı yerlerde yapın”
“30 ARALIK’TA TOKAT’TA OLACAĞIZ”
Şirkete karşı açtıkları davanın ilk duruşmasının Tokat İdare Mahkemesi’nde görüleceğini belirten Güner, ” Sesimiz gür çıkarsa ve sonuç alırsak maden ruhsatlarının vermesi zorlaşacak. Tokat’ta bir tek kendi köyümüzü savunmuyoruz, bütün madenlere karşı mücadele yürütüyoruz. Duruşmaya katılmak için İstanbul’dan araçlarla gideceğiz. Hakimler, savcılar bizim feryadımızı duysunlar artık. Biz bırakın yaşayalım. Topraklarımızda üretim yapalım istiyoruz. Çünkü köyümüzde geriye göç başladı” ifadelerine yer verdi.
Eren GÜVEN/İSTANBUL
Yoruma kapalı.