PİRHA-Dersim Katliamı’nın devletin Dersim’in kültürüne ve inancına karşı tahammülsüzlüğünün sonucu olduğunu belirten DAM Yönetim Kurulu Üyesi Selman Yeşilgöz, “Devlet yaptığı katliamla yüzleşmezse acılar devam edecektir ve bizim de bu acılar karşısındaki duruşumuz devam edecektir” dedi.
Bundan tam 87 yıl önce Dersim’in önde gelenleri, seyitleri, Seyd Rıza, Wusênê Seydi, Aliye Mirzê Sili, Hesen Ağa, Findik Ağa, Resik Uşen ve Hesenê Ivraimê, Ankara’dan özel görevle gönderilen İhsan Sabri Çağlayangil’in denetiminde yapılan yasadışı bir mahkeme neticesinde Elazığ Buğday Meydanı’nda idam edildiler.
Dersim Araştırmalar Merkezi (DAM) Yönetim Kurulu Üyesi Selman Yeşilgöz, Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin 84. Yılına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
“DERSİM KATLİAMI, BU HALKIN KÜLTÜRÜNE VE İNANCINA KARŞI TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN BİR SÜRECİN SONUCUDUR”
Dersim Katliamı’nın devletin Dersim’in kültürüne ve inancına karşı tahammülsüzlüğünün sonucu olduğunu belirten Selman Yeşilgöz, “Sonuç öncesi devletin yaptıkları vardır ve bunlar da bilhassa Seyit Rızaların idamlarının iddianamesini hazırlayan Sahan Ademoğlu’nun vurguladığı bu dava genç Tunceli’nin Dersim’e açtığı davadır diyor. Şimdi de onların ardılları olan İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Cumhuriyet tarihinde Şeyh Sait ve Seyit Rızalara ne yaptıysak bugünde onu yapmaktan geri kalmayacağız diyor. Söylenen söz sıradan bir laf değil ve katliamcı zihniyetin devam ettiğini gösteriyor bizlere” dedi.
Seyit Rızaların idamının başlı başına bir idam olayı olmadığına vurgu yapan Yeşilgöz, “Çünkü Seyit Rıza ve yol arkadaşları bir dava için yola çıktılar. Dersim tarihi, kültürü, inancı için yola çıktılar. Geçmişten bu yana Dersimliler yaşadıkları topraklara Kırmanciye Beleke diyorlardı. Kırmanciye Beleke farklılıkların, çeşitliliklerin olduğu topraklardır. Kendi dili, inancı ve kültürünün yok sayılmasına karşı o gün gösterilen bir reaksiyondur. Bazı kesimler isyan vardı diyor ancak Dersim’de o dönem isyan yoktu, katliama karşı bir duruş vardı. Devletin kayıtlarında 13 bin 500 kişinin öldürüldüğü söylenirken sözlü tarihte ise 50 ile 70 bin kişi arasından insanın öldürüldüğü söyleniyor” diye konuştu.
“DEVLETİN GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMESİ GEREKİYOR”
Devletin bu acının unutulmasını istiyorsa geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğinin altını çizen Yeşilgöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak devleti yönetenlerin zihniyetleri şimdiye kadar hiç değişmedi. Biz her yıl 15 Kasım ve 4 Mayıs’ta anmalar yaparak görevimizi yaptık diye geri çekilip oturmak davaya aynı şekilde sahiplenmediğimiz anlamına gelir. Çünkü Seyit Rızalar bu dava uğruna bedel ödediler. Bugünün kuşağı açısından da bunu sahiplenmenin yolu o değerlere sahip çıkmayla gerçekleşebilir. Kendisine Dersim’in aydınıyım, yazarıyım diyen bazı şahıslar o dönemin kişilikleri üzerinden bu mücadeleyi hiçleştirmeye çalışıyorlar. Onların yaptığında İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun nezdinde zuhur eden anlayışın bir başka versiyonudur. Çünkü kişiliklerle başlatılan bir karalama sonuçta o günkü o davanın da yok sayılmasına kadar da götürebilecek bir anlayıştır.
Devlet yaptığı katliamla yüzleşmezse acılar devam edecektir ve bizim de bu acılar karşısındaki duruşumuz devam edecektir. Yüzleşmek için bizim taleplerimiz idam edilen seyitlerimizin mezar yerlerinin açıklanması ve onları uğruna mücadele ettikleri bu topraklara en azından cenazelerini getirebilmemizin yolu açılmalıdır. O gün evlatlık verilen çocuklarımızın nerelere verildiği açıklanmalıdır. Dilimize kültürümüze ve inancımıza yönelik sürdürülen asimilasyon ve tahammülsüzlük politikasına son verilmeli. Taleplerimizin yerine getirilmesi ve bir bütün olarak da bu halktan özür dilenmelidir.”
Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.