PİRHA- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, MEB önünde yaptığı açıklamada, “Sosyal devletin temel gereği olarak okul yemeği kamusal haktır ve eşit yurttaşlık hakkıdır. Okul yemekleri programları dünyanın her yerinde ihtiyaç temelli bir gıda desteği değil temel bir yurttaşlık hakkı ve kamu hizmeti olarak görülmektedir” dedi.
Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, Millî Eğitim Bakanlığı önünde, “okul yemeğine bütçe ayrılması istiyoruz” diyerek basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “sermayeye değil çocuklara bütçe”, “bir öğün ücretsiz yemek istiyoruz”, “tarikata değil eğitime bütçe” sloganları atıldı.
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, 5 çocuğun yangında ölümü ile güne başladıklarını belirterek bu ölümlerin sınıfsal olduğunun altını çizdi. Irmak, Milli Eğitim Bakanlığı önünde okullarda ücretsiz bir öğün yemek ve içilebilir temiz su taleplerini dile getirdiklerini söyledi.
Açıklama metnini koalisyon adına Öğrenci Veli Derneği (Veli-der) Genel Başkanı Ömer Yılmaz okudu.
“SOSYAL DEVLETİN TEMEL GEREĞİ OLARAK OKUL YEMEĞİ KAMUSAL HAKTIR”
Okullarda ücretsiz bir öğün yemek ve içilebilir temiz su taleplerinin karşılanması için bütçe isteyen Ömer Yılmaz, “Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu olarak aylardır ülkemizin her yerinde çocuklarımızın okul yemeği ve temiz su hakkı için mücadele yürütüyoruz. Bütçe takviminin başlamasıyla ve 14 Kasım’da eğitim bütçesi görüşmesinin yapılacağı tarihten önce siyasi iktidarı ve tüm kamu yöneticilerini kamusal sorumlulukları konusunda uyarmak, kamusal, yasal, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı sorumluluklarının gereğini yapmaya çağrı için bugün buradayız.
Sosyal devletin temel gereği olarak okul yemeği kamusal haktır ve eşit yurttaşlık hakkıdır. Okul yemekleri programları dünyanın her yerinde ihtiyaç temelli bir gıda desteği değil temel bir yurttaşlık hakkı ve kamu hizmeti olarak görülmektedir” dedi.
“MESELE KAYNAK OLMAMASI DEĞİLDİR”
“Kamuda tasarruf genelgesinin yayınlanması ile birlikte taşımalı eğitimde uzun yıllardır süren ikili eğitim gören öğrencilerin okul yemeği uygulaması kaldırıldı” diyen Yılmaz şunları ekledi:
“Deprem bölgesinde okul öncesi ile sınırlı olan okul yemeği uygulaması 2024-2025 eğitim öğretim yılı başından itibaren okullarda uygulanmıyor. Ancak genel seçimden bugüne üç kez özel meslek liselerine yüzde yüze varan oranda teşvik açıklandı. Mesele kaynak olmaması değil, var olan kamusal kaynakların çocuklardan yana kullanılıp kullanılmayacağı meselesidir. Karar vericiler bu bütçe döneminde bir kez daha bütçenin çocuklardan, kamusal eğitim hakkından yana kullanılıp kullanılmayacağı politik tercihi ile karşı karşıyadır.”
“ARTAN YOKSULLUK EN ÇOK ÇOCUKLARI ETKİLEMEKTEDİR”
Tüm verilerin artan yoksulluğun çocukları ne denli etkilediğinin açık kanıtı olduğunu söyleyen Ömer Yılmaz, şunları kaydetti:
“Sağlıklı beslenme ve çocukların yoksulluktan kaynaklı gıdaya erişememe noktasında yaşadığı eşitsizlikler karşısında okul yemeği en etkili kamusal tedbirdir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı örgün eğitim istatistikleri okul terklerinin her geçen yıl hızla arttığını göstermektedir. Ortaöğretimde okuldan kopuş hızı ise vahim boyuta ulaşmıştır. Ekim 2024 verileri ile 18 yaş altı 421 bin 633 çocuğun Mesleki eğitim merkezleri (MESEM)’ lerle birlikte okulla bağı koparılmıştır.
Ayrıca tek başına okul kaydı çocuğun okulda olduğunu, okula devam ettiğini göstermede geçerli bir veri değildir. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde okul yemeğinin; okul terklerinin, çocuk işçiliğinin, çocuk yaşta evliliklerin önlenmesinde ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında en etkili kamusal önlem olduğu bilimsel verilerle ortaya çıkmaktadır. Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde okul yemeğinin temiz suya erişimin; akademik başarının artışında, çocukların psikolojik açıdan desteklenmesinde, gıda güvenliği konusunda, bireylerin gıda kaynaklı hastalıklardan hastalanma riskini en iyi/uygun şekilde azaltacak yöntemlerle hazırlanması, saklanmasında, biyolojik çeşitliliğin korunmasında, yerel ve ulusal ekonomiyi, küçük üreticileri güçlendirmede, kooperatifleşmenin yaygınlaşmasında, başta kadınlar olmak üzere istihdamın desteklenmesinde katkıları bilimsel verilerle ortaya konulmaktadır.”
“OKUL YEMEĞİ PROGRAMI SİYASİ İKTİDARIN TEMEL SORUMLULUĞUDUR”
Anayasa’da okul yemeğinin devletin temel sorumluluğu olduğunun açıkça belirtildiğinin altını çizen Ömer Yılmaz, “Okul yemeği programı; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 6, 24 ve 27. maddeleri ile düzenlenmiştir. Ülkemiz tarafından BM Ekonomik Sosyal Kültürel Haklara ilişkin Uluslararası Sözleşmesi (12. Madde 2 A fıkrası: Çocuğun Sağlıklı Bir Şekilde Gelişmesini Sağlamak) 2003 yılında imzalanmış ve 2006 yılında da onaylanmıştır. Milli Eğitim Temel Kanunu ,Çocuk Koruma Kanunu, Umumi Hıfzısıhha Kanunu , 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu okul yemeğinin sosyal devletin temel sorumluluğu olduğunu vurgulamaktadır.
Okul yemeği programının dezavantajlı bölgelerden ve okul öncesi eğitimden başlayıp yaygınlaştırılarak tüm çocuklara okul yemeği sağlanacağı sözü verilmişti” dedi.
“OKUL YEMEĞİ PROGRAMI HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”
Ömer Yılmaz, siyasi iktidarın yasal, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı okul yemeği programını uygulamaktan ve temiz suya erişimi sağlamaktan sorumlu olduğunu belirterek, “Okul yemeği lütuf değil tüm çocukların, gençlerin kamusal hakkıdır. Okul yemeği kamusal haktır ve okul yemeği programlarını uygulamak sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Kamu eliyle, kamu kaynaklarıyla okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için okul yemeği ve temiz suya erişim için yeterli bütçe ayrılmalı bir an önce okul yemeği programı hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
SİYASİ PARTİLERDEN ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
CHP’nin gölge eğitim bakanı ve Milletvekili Suat Özçağdaş söz alarak şunları söyledi:
“Mesele çok sınıfsal bir mesele, CHP olarak koalisyona teşekkür ediyoruz, uzun zamandır mücadele ediyorlar. Geçen hafta kanun teklifi sunduk. CHP olarak Bu anayasal bir hak, evrensel bir çocuk hakkıdır.”
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Biz bugün burada çocuk katil sisteme karşı çocuk haklarını korumak için buradayız” diyerek şunları ekledi:
“Çocuklara ayrılması gereken bütçeyi patronlara peşkeş çekiyorsunuz dedik. Bütçeden çocukların hakkını istemek çocuklar yoksulluktan ölmesin demek, çocuklar MESEM’lerde ölmesin demek. Bu mücadele devam edeceğiz.”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Kezban Konutçu, eşitlik talebi ile mücadele verdiklerinin altını çizerek, “Çocuklara bir öğün talebi yaşam hakkının önemli bir parçası. Yaşam hakkı mücadelesini her alanda veriyoruz. Kendileri lükslerinden tasarruf etmezken yoksullara açlıktan ölmek kalıyor. Birlikte mücadele ederek çocuklarımızın da karnını doyuracağız” diye konuştu.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık da, “Öyle bir rejim inşa edildi ki bu ülkenin emekçilerini köle yapmak isteyen bir rejim var. Bu ülkede tek bir çocuk bile yatağa aç giriyorsa servetiniz çalınmıştır” dedi.
Sol Parti Parti Meclisi Üyesi Sercan Dede ise, “Biz ne kadar sağlık ve eğitim hizmetleri kamusal olsun diyorsak onlar itibardan tasarruf olmaz diyorlar. Bütün çocuklarımızın sağlıklı, nitelikli eğitim alabilmesi için mücadeleyi sürdüreceğiz” diye ekledi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.