PİRHA- Dersim’in Çemişgezek ilçesinde Tağar çayı üzerinde ÇED raporu olmadan HES ve regülatör inşaatına başlanmasına tepki gösteren kent ile ilçe sakinleri ile çevreciler, hukukçular, STK’lar ve siyasi parti temsilcileri tabut ve pankartlarla yürüyüş yaptı. Yapılan açıklamada, “Çemişgezek’te kaçak HES yapılıyor. İnşaat derhal durdulamalı iptal edilmelidir. Bu hukukluğu asla kabul etmiyoruz” denildi.
Dersim’in Çemişgezek ilçesinde bulunan ve birçok yaban hayvanı ile endemik türe hayat veren Tağar çayı üzerinde ÇED raporu olmadan HES ve regülatör için inşaat çalışması başladı. Kent ile ilçe sakinleri, çevreciler, hukukçular, STK’lar ve Siyasi parti temsilcileri tabutlarla ve pankartlarla yürüyüş yaparak, HES’e tepki gösterdi. Tepkinin sonunda taşınan tabut ise HES inşaatının önünde suya atıldı.
İlçede yer alan Tağar vadisi birçok yaban hayvanına ve endemik türe ev sahipliği yapıyor. Vadinin içerisinde bulunan ve Ali Boğazı’ndan doğup birçok derenin suyuyla birleşen Tağar Çayı’nda dünyada nesli tükenen su samuru, alabalık hayat buluyor. Ayrıca Tağar Çayı ilçede yaygın bulunan yaban keçilerinin su ihtiyacını karşılıyor.
ÇED RAPORU OLMADAN İNŞAATA BAŞLANDI
Er İdare Turizm İnş. Gıda Temizlik Hizmetleri Alımı Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından İşletilmekte olan Çemişgezek HES güç artışı ile ilgili ÇED Başvuru dosyası 4 Haziran 2024 tarihi itibariyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı internet sitesinde yayınlandı. Şirket tarafından yapılan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) başvuru dosyasındaki teknik bilgilerde 18 kat güç artışı olacağı belirtildi. 1807 yılında yaptırılan Osmanlı eseri Tağar Köprüsü kenarında, ilgili şirket tarafından ÇED kararı olmadan HES için inşaat çalışması başlatıldı. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım, geçtiğimiz günlerde ÇED süreci devam ederken inşaat sürecinin başlatıldığı gerekçesiyle, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne inşaat faaliyetlerinin durdurulması için dilekçe verdi ayrıca savcılığa da suç duyurusunda bulunmuştu.
İlçede Tağar Çayı Koruma ve Yaşatma Platformu’nun çağrısıyla kent merkezi ve ilçelerden birçok vatandaş, hukukçu, belediye başkanları, Siyasi Parti ile STK temsilcileri Tağar Çayı’nın üstünde bulunan tarihi Tağar Köprüsü üzerinde bir araya geldi. Kalabalık sık sık ‘Tağar’a uzanan eller kırılsın, doğamızı kimseye kurban etmeyiz’ sloganları attı. Ayrıca bazı çevreci vatandaşlar üzerinde ‘Mevta 2872 sayılı çevre kanunun 10. Maddesi’ yazan mezar taşını taşıyarak Tağar Çayı’na attı.
“BU HUKUKSUZLUĞU ASLA KABUL ETMİYORUZ”
Katılımcılar adına basın açıklamasını Çemişgezek Tağar Çayı Dayanışma Platformu dönem sözcüsü Hakan Gökalp okudu. ÇED olumlu kararı dahi alınmadan hukuksuzca HES inşaatına başlandığını belirten Gökalp doğaya ve tarihe yapılan bu hakareti kabul etmeyeceklerini belirterek, “Çemişgezek’te tam üç aydır Cumhuriyet tarihinde eşi ve benzerine rastlanmamış bir hukuksuzluk ve vahşet tüm hızıyla devam etmekte ve bu hukuksuzluğun acilen durdurulması gerekmektedir. Milli Park olma kriterlerini fazlasıyla taşıyan Tağar Çayı vadisi milli park ilan edilmesi gerekirken ilçemizin el değmemiş kaynakları iş makineleri tarafından yerle bir ediliyor. Elimizde Tarihi Tağar Çayı üzerine daha önce yapımı planlanan projenin mahkeme iptali kararı bulunuyor. Emsal olan mahkeme iptal kararı varken, bölgeye ‘HES inşa edilemez’ denilmişken Çemişgezek’te kaçak HES yapılıyor. İnşaat derhal durdurulmalı iptal edilmelidir. Bu hukukluğu asla kabul etmiyoruz” dedi.
“BU PROJE HAYATA GEÇİRİLEMEZ”
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım, projenin hukuksuz olduğunu belirterek, “Çevresel Etki Değerlendirilmesi yönetmeliği beşinci maddeye göre bu proje hukuksuzdur ve bu projenin ÇED süreci derhal sonlandırılmalıdır. 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu hükümlerine göre tescil edilmiş tarihi Tağar Köprüsü ve Urartu İn Delikleri, Derviş hücreleri bulunmakta ve buralar birinci derece arkeolojik sit alanı ve yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tarafı olduğu Avrupa’nın yaban hayatı ve yaşam ortamlarını koruma sözleşmesi hükümlerine göre kesin koruma altında bulunan yaban keçisi, su samuru gibi türlerin yaşam alanı. Dolayısıyla bu proje burada hayata geçirilemez dedik. Burada ÇED süreci devam ederken şirket aşağıda inşaat faaliyetlerini başlatmış durumda. Buradan derhal çevre kanunu onuncu madde, çevresel etki değerlendirilmesi yönetmeliği, on dokuzuncu madde çerçevesinde bu inşaat faaliyetlerinin derhal durdurulması gerekiyor dedik. Aradan bir ay geçti. Yetkililere yaptığımız o başvuruya ve sonrasında Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığımız yazılı başvuruya ve onlarca başvuruya rağmen faaliyet durdurulmadı” şeklinde konuştu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.