PİRHA-Sivas’ın Kangaltekkesi köyünde yapılmak istenilen mermer ocağına verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açan Avukatlar Berat Aslı Han ve Barış Barışık, “Sivas’ın ortasındaki bir vahayı bu proje ile yok etmek istiyorlar” diyerek tepki gösterdiler. Barışık, köyde bulunan Samut Baba Tekkesi’nin de mermer ocağının faaliyetlerinden olumsuz etkileneceğinin altı çizerek, “Bu süreci de biz bir devlet politikası, bir Alevi düşmanlığı üzerinden okuyabiliriz” dedi. Berat Aslı Han da bölge açısından Kümülatif Etki Değerlendirmesi yapılması gerektiğini belirtti.
Sivas’ın Kangaltekkesi köyünde yapılmak istenen mermer ocağına ilişkin ÇED raporu 14 Aralık 2023 tarihinde Kangaltekkesi Köyü Muhtarlığı’nda ilan edildi. 2 Ocak 2024 ÇED raporunun iptaline dair dava açıldı. Mahkeme keşif gününü belirledi ve 7 Haziran tarihinde bölgede keşif yapılacak. 6-7 bilirkişi ile birlikte jeolojik açıdan, çeşitli alanlarda bu bölgenin keşfi yapılacak. Akabinde bilirkişi raporu düzenlenerek, buna karşı açılan davanın kararı belirlenecek.
Davanın avukatları Berat Aslı Han ve Barış Barışık konuya ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
“KANGALTEKKESİ KÖYÜ BOZKIRIN İÇİNDE BİR VAHA”
Avukat Barış Barışık, yapılmak istenen mermer ocağının o bölgedeki köylerin tam ortasına yapılacağını belirterek, bölgeye vereceği zararı anlattı. Barışık, şunları söyledi:
“Tüm köylerin ortak alanı, mera alanlarının ortasında yapılan bir maden sahası. Bu nokta çok önemli. Özellikle bu maden projesinde bilhassa Kangaltekkesi köyü çok etkilenecek. Kangaltekkesi’ne bin metre uzaklıktaki bir alan orası. Bu alan diğer köylerin ve Kangaltekkesi’nin mera alanı.
Sivas’ı biliriz ya da Kangal bölgesini de. Oradaki köyler genelde çok bozkırdır. Çok yeşilliklerin olmadığı, çok sulu alanların olmadığı bir yerdir Sivas bölgemiz ama Kangaltekkesi köyü o bölgede bir istisnadır. Köyün her yerinde gözeler vardır, birçok yerinden sular çıkmaktadır. Tam anlamıyla Kangaltekkesi köyü, bozkırın ortasında bir vahayı andırmaktadır. Bu köyde mesire alanları var, insanlar yazları suya girmekte, piknikler yapılmakta. Sadece Kangaltekkesi köyü değil çevre köylerde ve diğer illerde yaşayan insanlar da bu bölgeyi ziyaret etmekteler. Bu maden alanının yapılmasıyla beraber madenden yüksek düzeyde gürültü çıkacak, mermerler taşındığı ve kırıldığı sırada toz kütleleri çıkacak. Köy, yeşilliklerin tamamen toza bulandığı, nakliye trafikleri ile ziyaretçilerin girişinin olumsuz etkileneceği bir süreçle karşı karşıya kalacak. Aslında Sivas’ın ortasında, Kangal’ın ortasında bir vahayı bu proje ile yok etmek istiyorlar.”
“AMACIMIZ SULAK ALANLARI KORUMAK; İÇME SUYU BİLE KALMAZ”
İlkim krizinin içerisinde olduğunu vurgulayan Avukat Berat Aslı Han, “Ekolojik yıkımla karşı karşıyayız. Yani en önemli vermemiz gereken şey, sulak alanlarımız. Denizlerimizi, göllerimizi, derelerimizi korumak için elimizden geleni yapmak zorundayız. Kangaltekkesi köyü, bozkırın ortasında olmasına rağmen çok fazla yeraltı ve yerüstü su kaynağına sahip bir bölge. Orada düzgün yapılmayan bir maden ocağı ki özellikle de mermer maden ocağı, hem yeraltı sularının, hem yerüstü sularının kurumasına neden olabilir. Bu da bölge halkı için, orada yaşamın sonlanmasına sebep olur. Ne tarım yapılır, ne hayvancılık yapılır, içme suyu bile kalmaz. Bunu engellemek istiyoruz. Balıklı gölü var, bir sürü gözeleri var… Kendi festivalini yapan, orada yaşayan insanların orayı çok sevmesine neden olan bir köy burası. Hem Kangaltekkesi hem diğer Boğazköy gibi çevre köyler. Bizim amacımız burada sulak alanları korumak” dedi.
“SİVAS DELİK DEŞİK OLMUŞ DURUMDA”
Berat Aslı Han, bölge açısından Kümülatif Etki Değerlendirmesi yapılması gerektiğini belirterek, “Sivas zaten delik deşik olmuş. Beş kilometrede bir maden ocağı açılmış durumda. Demir, altın, bakır ya da bu şekilde mermer… Bunların tamamını düşündüğümüzde bir ocağın vereceği zarar ayrı ama zaten bölge tamamen zarar görmüş durumda. Bizim davamızın konusu köyde şöyle bir husus var; aynı dağın bir kilometre ötesinde başka bir mermer ocağı açılmış ama yeterli rezervi olmadığı için işletilmeden, gerekli ıslah bile yapılmaksızın ocak kapatılmış. Şimdi hiçbir şekilde yeterli araştırma yapılmadan bir kilometre ötede de bu ocak açılmak isteniyor” diye konuştu.
“BİLİRKİŞİ RAPORUNDAN SONRA HATALAR VE USULSÜZLÜKLER ORTAYA ÇIKACAKTIR”
ÇED raporunda flora ve fauna kısmını hazırlayan kişinin bu konuya ilişkin bir uzmanlığının olmadığını da tespit ettiklerini söyleyen Han, şöyle devam etti:
“Çevresel Etki Değerlendirmesi dediğimiz husus çok kapsamlı ve disiplinler arası bakılması gereken bir husus. O bölgedeki hayvancılık, tarım, mera alanları, sosyal hayat, flora, fauna sudaki yaşam, her şeyi ayrı ve detaylı şekilde bakılması gerekiyor. Bilirkişi heyetinin ya da bu ÇED raporunu hazırlayan kişilerin bu konuda özellikle uzmanlığının olması gerekiyor. Biz ÇED raporunda flora ve fauna kısmını hazırlayan şahsın bu konuya ilişkin bir uzmanlığının olmadığını da tespit ettik. Bilirkişi raporu sonrasında da buradaki hatalar ve usulsüzlükler ortaya çıkacaktır.
Mesela endemik türleri bu raporda ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Ters lale daha çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yetişmesine rağmen ve çok nadide bir endemik tür olmasına rağmen araştırmalarımız sonucu Sivas Kangal bölgesinde de ters lale bulunduğunu tespit ettik. Maden ocağının yapılması o gürültünün, o sesin, tozun çıkması bölgedeki yaban hayatını da çok etkileyecek, endemik türleri de çok etkileyecek.”
“BÖLGEDE 600 YILLIK ANIT AĞAÇ VAR”
Berat Aslı Han, anıt ağaçların korunmasının hukukta ayrı bir mevzuatla düzenlendiğini söyledi. Han, “Bu bölgede de iki sene önce tescil edilmiş 600 yıllık bir dut ağacı var. Bu dut ağacının da mahvolmasına sebebiyet bir proje ve ÇED raporunda yer dahi almıyor. Bütün hususlar göz önüne alındığında biz ÇED olumlu kararının iptaline karar verileceğini düşünüyoruz ve umut ediyoruz” dedi.
“ALEVİ İNANÇ MERKEZLERİNE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Barış Barışık, köyde Alevi inanç merkezlerinden biri olan Samur Baba Tekkesi’nin de olumsuz etkileneceğinin altını çizdi. Bunun bir devlet politikası ve Alevi düşmanlığının göstergesi olduğunu söyleyen Barışık, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu madenin yapılmak istendiği Kangaltekksi köyünde Alevilerin inanç merkezlerinden biri olan tahminen 16. yüzyıllarda yapılmış olan Samut Baba Tekkesi bulunmaktadır. Bu tekke, hem bölgede yaşayan köylüler hem de çevre ilçelerde ve illerde yaşayan Alevilerin önemli ziyaretlerinden birisidir.
ÇED raporuna bakıldığına hiçbir şekilde Samut Baba Tekkesiyle ilgili hiçbir bilgi verilmemektedir. Samut Baba Tekkesi’nin Alevi inancındaki önemine değinilmemiştir. Alevilerin inanç merkezleri, Alevi kültürü, Alevilerin değerleri hiçbir şekilde bu tür projelerde aslında görülmüyor. Bu süreci de biz bir devlet politikası, bir Alevi düşmanlığı üzerinden okuyabiliriz. Bizim için bu dosyanın bir önemi de bu dergahın devamlılığıdır. Bu ocak yapıldığında, bu dergahın bin metre uzağında bir mermer ocağı olacak. Bu durum o dergaha ziyaretleri çok azaltacak, nakliye araçları sebebiyle ulaşım zorlukları artacak. Aslında bölgenin inancına yönelikte büyük bir zarar verilmiş olacak. Ayrıca bu konuyla ilgili İstanbul DEM Parti Vekili Celal Fırat da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir soru önergesi sundu, bu hususları belirterek. Biz de Alevilerin inanç merkezlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
Buse Nehir Demir/PİRHA
Yoruma kapalı.