Alevi Haber Ajansi

‘Gerçek bir birlik ve beraberlik Dersim 37/38 acısı ile yüzleşmeden mümkün değildir’-VİDEO

PİRHA – DEDEF, ADEF ve DAM, Dersim katliamında binlerce kişinin katledildiğine dikkati çekerek, “ Katliam bugüne kadar yine yalan ve hileyle üstü örtbas edilmek istendi. Dersimlilerden, sonra Türkiye toplumundan ve insanlık ailesinden resmi olarak özür dilemelidir. TBMM geçmişte yaptığı bu büyük hatayı bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bu yeni kanunla taleplerimizi yerine getirilmesi gerekiyor” dediler.

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu (ADEF) ve Dersim Araştırmalar Merkezi (DAM), ortak açıklama yaparak, Dersim Tertelesi’nde katledilenleri anmak ve katliamı kınamak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya geldi.

Anmaya, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) İstanbul Şubeleri, Munzur Çevre Derneği, DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, DEM Parti İstanbul İl Eş Başkanı Gonca Yangöz, HDP önceki dönem milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu, Koçgiri Derneği’nden Hatice Doğan, Yönetmen Çayan Demirel, Karakoçanlılar Derneği, Polen Ekoloji Enstitüsü katıldı.

Ortak basın metnini DEDEF Genel Başkanı Ali Rıza Bilir okudu.

“BİNLERCE KİŞİ KATLEDİLDİ”

Bilir, 1937’de ki Bakanlar Kurulu toplantısına alınan karar ile Dersim’de binlerce kadın, erkek, yaşlı, çocuk katledildiğini söyledi. Bilir,“Dersim 37/ 38 sözün bittiği yerdir. 4 Mayıs 1937’de alınan Bakanlar Kurulu kararıyla Dersim’de ‘Tedip ve Tenkil Harekâtı’ adı altında, travmanın etkileri günümüzde dahi sürmekte olan, bir etnik temizleme uygulaması başlatılmıştır. Anlamı, dersini bildirme, terbiye ederek yerinden sürme, olan bu harekâtın sebebiyet verdiği olaylar, tam bir insanlık trajedisi olarak orta yerde durmaktadır. Devlet eliyle işlenen ve bugün belgeleri bir bir ortaya çıkan Dersim 38 kırımından, dönemin tüm yetkilileri sorumludur. ‘Tunceli Tenkil Harekâtı’ olarak bilinen Dersim halkına yönelik toplu imha kararı 4 Mayıs 1937’de ki Bakanlar Kurulu toplantısında alındı. Bir hafta sonra Dersim toprakları bombalanarak binlerce, kadın, erkek, yaşlı, çocuk katledildi. Yaklaşık olarak iki yıl süren askeri operasyonlarda on binlerce Dersimli katledildi, bir o kadarı da çeşitli yerlere sürgün edildi” dedi.

“KIZ ÇOCUKLARI AİLELERİNDEN KOPARILDI”

Bilir binlerce insanın yaşam alanın ateşe verilerek yakıldığını belirtti. Dersim’in kayıp kızları hatırlatan Bilir,“Dersim’in yaşam kaynakları, insanıyla birlikte, yerinde ve sonsuza kadar etkisiz kılınmak kaydıyla ateşe verildi. Ele geçirilenler göçertilmiş ve topraklarına dönüşleri yine kanunla yasaklanmıştır. Çocuklar, bilhassa da kız çocukları, ailelerinden koparılarak başta subaylar olmak üzere, hâkim sınıflardan ailelere, adeta ganimet olarak dağıtılmıştır” dedi.

“KATLİAMI ISRARLA İNKAR EDEREK SUÇ ORTAKLIĞI YAPANLARI ŞİDDETLE KINIYORUZ”

Bilir, Dersim katliamında kimyasal gazların kullanıldığına dikkati çekti. Dersim katliamın ve suç ortaklarını kınayan Bilir, “Anadolu’da resmi ideolojiye uymayan halklara karşı işlenen suç zincirlerinin en büyüklerinden biri de Dersimdir. Ayrıca, Eylül 1935’de ‘Nürnberg Yasalarıyla kanunlaşan, ‘Kristal Geceler’ ile zirve yapıp ‘Gaz Odaları’nda son bulan Yahudi Soykırımı ile 26 Aralık 1935 de Tunceli Kanunu’ ile yasalaşan, 4 Mayıs 1937 bakanlar kurulu kararı ile toplumun ileri gelenlerinin idamlarıyla zirve yapıp, akabinde Gaz mağaralarında son bulan Dersim kırımı arasındaki zamansal paralellik şaşırtıcı değildir. Bu iki kırımın aynı dönemi kapsaması ve yöntem olarak da birbirilerini çağrıştırması katliamlarındaki eş güdüm, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. 1937/1938 İmha hareketine 4 Mayıs 1937 tarihinde başlandığı için Dersim Dernekleri Federasyonu olarak her yıl 4 Mayıs’ı tertele Dersim’i günü olarak anıyoruz. Dersim 38 kırımın da katledilen insanlarımızın anıları önünde saygı ile eğilirken, katliamı uygulayan ve katliamı ısrarla inkar ederek suç ortaklığı yapanları şiddetle kınıyoruz” dedi.

“DERSİM TERTELESİ SIRADAN BİR KATLİAM DEĞİLDİR”

Dersim 37/38 acısı ile yüzleşmeden, bu yarayı onarmadan mümkün olmadığını söyleyen Bilir, “1937-38 Dersim Tertelesi sıradan bir katliam değildir. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Dersim toplumunu sürekli bir biçimde bünyesi içinde yabancı bir varlık olarak görmüş Dersim’in kendine özgü yaşam tarzını, siyasi, sosyal ve kültürel kimliğini ortadan kaldırmak istemiş ve nihayetinde Tunceli tenkil harekâtı ile bunu fiilen gerçekleştirmiştir. ‘’Dersim 37-38’ Resmi tarihin yazdığı ‘Birlik-beraberliğimizi nasıl kurduk’ hikâyesinin en kanlı sayfasıdır. Ve şimdi bu sayfada unutulmayan, unutturulamayan acı, bütün zamanların baskılarına, yasaklarına galebe çalmış bir gerçek olarak kendisini bize hatırlatıyor. Gerçek bir ‘Birlik ve beraberlik’, Dersim 37/38 acısı ile yüzleşmeden, bu yarayı onarmadan mümkün değildir” diye belirtti.

“YENİ KANUNLA TALEPLERİMİZİN YERİNE GETİRİLMESİ GEREKİYOR”

Katliamın bugüne kadar ört bas edildiğini belirten Bilir, Türkiye Cumhuriyeti’nin Dersim halkından özür dilemesi gerektiğini söyledi. Yeni bir kanun ile Dersim halkının taleplerinin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Bilir, “Dersim37/38 sadece Dersimlilerin değil, ülkemizde ve dünyada yaşayan herkesin meseledir ve derdidir. Bu sebeple Dersimde devlet eliyle yaşatılan bu tertele, bugüne kadar yine yalan ve hileyle üstü örtbas edilmek istendi. Bu yalan perdesini yırtıp atmak Türkiye halklarının ortak çabasıyla ancak mümkündür. Devletin olanaklarını elinde bulunduran bugünkü siyasilerin ‘İleri demokrasi’ adına yapacağı en büyük iyilik Dersim dosyasını siyasi malzeme olarak tutmadan tarihimizin en önemli kara kutusu olan dosyasının açılmasını sağlamasıdır. Bir kez daha sesleniyoruz; Dünya devletleri ve insanlık ailesi de Dersimlilerin bu çığlığına kulak vermelidir. Dersim Ter telesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti devleti evvela hiçbir günahı ve suçu olmadığı halde ve buna maruz kalan Dersimlilerden, sonra Türkiye toplumundan ve insanlık ailesinden resmi olarak özür dilemelidir. TBMM geçmişte yaptığı bu büyük hatayı bir kanunla düzeltmeli ve çıkarılacak bu yeni kanunla taleplerimizi yerine getirilmesi gerekiyor” dedi.

DEDEF, ADEF ve DAM taleplerini şu şekilde sıraladı.

*Arşivler açılsın

*Dersim ismi iade edilsin

*Dersim halkından resmi olarak özür dilensin.

* Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listeleri, Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.

*Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.

“DERSİM’DE YAŞANAN BİR SOYKIRIMDIR”

DEM Parti Milletvekili Cengiz Çiçek, açıklamadan sonra söz alarak, şunları dile getirdi:
“Dersimliler önceki tertele dediğinde Ermeni Soykırımı’na atıf yaparlar onu anarlar. Sonraki tertele dediğinde Dersim Soykırımı’nı anarlar. Dersim’de yaşanan bir soykırımdır. Alevi Kürtleri soykırımdan geçirmek için yıllara yayarak soykırımdan geçirdiler. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin dayattığı sömürgecilik ve soykırım uygulamalarıdır. Gerek Kürtlerin gerek Alevilerin eşit yurttaşlık sorunu bu sorun sadece Kürtlerin Alevilerin değil hepimizin sorunudur. Hep birlikte toplumsal mücadelemizi büyütmek zorundayız.”

Anma, lokmaların pay edilmesiyle son buldu.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak