Alevi Haber Ajansi

Esen’den ‘Çernobil’den İliç’e Doğayı ve Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz’ etkinliğine davet- VİDEO

PİRHA – Munzur Çevre Derneği, Çernobil Faciası’nın 38. yılında, ‘Çernobil’den İliç’e Doğayı ve Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz!’ etkinliği düzenledi. Derneğin Yönetim Kurulu üyesi Hatun Esen, “Doğanın çektiği zulmü anlatmamız gerekiyor” dedi ve 27 Nisan günü herkesi bu etkinliğe davet ettiklerini söyledi.

Munzur Çevre Derneği, 27 Nisan saat 18.00’de Şişli Cemil Candaş Kültür Merkezi’nde Çernobil Faciası’nın 38. Yılında ‘Çernobil’den İliç’e Doğayı ve Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz!’ Şiarıyla etkinlik düzenleyecek. Etkinliğin detaylarına dair Munzur Çevre Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hatun Esen ile konuştuk. Esen, 27 Nisan’da düzenleyecekleri etkinliğe çağrı yaptı.

“ÖRGÜTLENİP CİDDİ BİR DURUŞ SERGİLEMEMİZ LAZIM” 

27 Nisan’da yapacakları etkinliğin 8. etkinlikleri olacağını dile getiren Esen, etkinliği niçin düzenlediklerini şöyle anlattı:

“Çernobil’de çok korkunç bir facia yaşanmıştı. Bu facianın etkilerini insanlarımız yıllar sonra da yaşamaya devam ediyor. Ama o dönem çok basite alınmıştı. Belki o dönem önlemler alınsaydı insanlarımızda etkileri bu kadar fazla olmazdı ve insanlarımız ölmezdi. Çernobil’de yaşanan katliamın nükleer santrallerin bir bomba olduğunu, yaşama, çevreye çok büyük zarar verdiğini halka anlatmak için bu etkinliği düzenliyoruz. Herkes İliç Katliamı’nı göz önünde bulundurarak siyanürle altın madenciliğine karşı bir duruş sergilemeli. Çünkü orada madenler açıldığında halk ekmek kapısı olarak gördüğü için çok sevinmişti. Oysa orada cehenneme giden merdivenlerin taşları örülmüştü. İliç’te kuşlar bile ötmüyor. Sularımız kirlenecek. Bir halkı yok edecekseniz o halkın suyunu kirleterek göçe zorlayabilirsiniz. Nasıl ki Çernobil’de yaşanan o büyük faciadan sonra insanlar facianın büyüklüğünün farkında olmadıkları için köylerine geri döneceklerini zannetmişlerdi. Evlerinin kapılarına ‘evlerimize zarar vermeyin, biz geri döneceğiz’ diye notlar bırakmışlardı. Halk sonradan korkunç bir felaketle karşı karşıya olduğunu anladı. Gittikleri yerlerde ötekileştirildiler. O halk sonra ‘Çernobil halkı’ olarak anılmaya başlandı. Ülkemizde de maalesef Mersin’de bir Akkuyu var tamamlanmak üzere. En azından örgütlenip buralara karşı ciddi bir direniş sergilememiz lazım.”

“DOĞANIN ÇEKTİĞİ ZULMÜ İNSANLARA ANLATMAMIZ GEREKİYOR”

İliç’in diğer tarafının Munzur olduğunu ifade eden Esen, “Oysa biz toprak kutsaldır diyoruz. O toprağın altında bizim ölülerimiz yatıyor. Bizim geçmişimiz, anılarımız var. Biz çok tedirginiz. Munzur’da birçok yer ruhsatlandırılmış durumda. Oraya bir kazma vurulduğu zaman bırakın insanlarımızı bütün canlılara mezar olacak. Birlikte örgütlenip mücadele etmemiz lazım. O iş makinelerinin önüne bedenlerimizi yatırmamız lazım. Direnişten başka bir şansımız yok. Biz 38’de oraları boşalttık geri döndük. Geri döndüğümüzde insanlarımız o toprakları öpe öpe gidip elleriyle kazarak yaşamlarını inşa ettiler. 93-94’te köylerimiz boşaltıldı biz yine geri döndük. Şimdi boşalttığımız zaman dönecek yerimiz yok. İliç’te yaşanan katliamın büyüklüğü yansımıyor. Orada doğanın çektiği zulmü insanlara anlatmamız gerekiyor” diye konuştu.

“BİZİM ÇAĞRIMIZ RENKLERİ VE COĞRAFYALARI BİRLEŞTİRMEKTİR”

Var olan ekoloji örgütlerini de etkinliklerine davet ettiklerini belirten Munzur Çevre Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hatun Esen, “Bu mücadele sadece Munzur Çevre Derneği’nin mücadelesi değildir. Örgütlü, ilkeli, bütün ekoloji örgütlerinin yan yana olduğu bir mücadeledir. Bizim bütün halkımıza çağrımız, renkleri ve coğrafyaları birleştirmektir. Tüm halkımızı 27 Nisan günü Şişli Cemil Candaş’ta yapacağımız ‘Çernobil’den İliç’e Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz’ etkinliğimize davet ediyoruz” dedi.

Devrim FINDIK/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak