PİRHA – Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Merkezi, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığını kazanan DEM Partili Abdullah Zeydan’ın mazbatasının verilmemesine tepki gösterdi. Kürt halkının iradesinin yok sayıldığını vurgulayan DAD Genel Merkezi, “Demokrasi mücadelesinde uzlaşı sağlamanın korkusu iktidar blokunu sarmıştır. Biliyoruz ki korkunun ecele faydası yoktur.” ifadelerine yer verdi.
31 Mart Yerel Seçimlerinde DEM Parti’nin kazandığı Van Büyükşehir Belediyesi’nde adeta hukuk darbesi yapıldı. Yüzde 55 oyla seçilen DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın seçilme yeterliliği taşımadığı belirtilerek, AKP adayı Abdulahat Arvas’a mazbata verildi.
Adalet Bakanlığı’nın kararının ardından Van halkı, sokağa çıkarak tepkisini gösterdi. Protestoların büyümesi üzerine Van Valiliği’nden OHAL günlerini aratmayacak yasak kararları geldi.
“HALKIN İRADESİ BİR KEZ DAHA ÇİĞNENMİŞTİR”
Yaşanan hak gaspına bir tepki de DAD Genel merkezinden geldi. Yazılı açıklama paylaşan DAD yönetimi, seçimlerin adaletli bir ortamda yapılmadığını ifade ederek şunları dile getirdi:
“Baskı, hukuksuzluk ve gasplarla dolu seçimler silsilesinin ardından, bu hukuksuzluk ve anti demokratik uygulamaların bir diğer örneği 31 Mart Yerel Seçimleri süreciyle tekrar yaşanmaktadır. Tüm ülke genelinde eşitsiz ve hakkaniyetsiz koşullarda gerçekleştirilen yerel seçimlerdeki haksızlıklar özellikle Kürt illerinde tavan yapmış, halk iradesinin tecelli etmemesi için çok çeşitli seçim hileleri ve baskılar gerçekleştirilmiştir. AKP-MHP ittifakı her türlü zor ve rıza aygıtını seferber ederek demokratik bir seçim yapılmasının imkanını ortadan kaldırmıştır.
Seçimler ve halk iradesinin tecellisi, genel ve yerel yönetimlerde temsiliyet hakkı demokrasinin asgari gereklerindendir. Bu hak, özellikle 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden bu yana gittikçe artan dozda baskı, seçim hileleri, özellikle Kürt illerinden seçilen vekillerin, belediye eş başkanlarının ve siyasetçilerin tutuklanması, belediyelere kayyum atanarak halk iradesinin çiğnenmesi biçiminde gasp edilmiş ve edilmektedir. Kürtlerin yaşadığı mekanlarda adeta olağanüstü hal ilan edilmiş, seçimler adaletli bir ortamda yapılmamıştır. Yasal olarak seçimlerin güvenlikli ve eşit bir ortamda yapılmasını sağlamakla sorumlu olanlar, tem tersi bir pratiği göstermişlerdir.
Bu antidemokratik uygulamalar, 31 Mart yerel seçimleri sürecinde özellikle Kürt nüfusun yoğun olduğu yerleşim birimlerinde bir kez daha yinelenmektedir. Hiçbir ahlaki, vicdani ve demokratik kaygı duyulmadan kaçak seçmen aktarımı gerçekleştirilmiş, birçok il, ilçe ya da belde bu şekilde iktidar partilerine kazandırılarak yerellerdeki halkın iradesi bir kez daha çiğnenmiştir. Bu durumun somut örneklerinden biri de Van’da yaşanmaktadır. Bir kez daha Kürt halkının iradesi, politik tutumu yok sayılmıştır
Van halkının büyük bir oy farkıyla seçerek temsiliyet verdiği DEM Parti belediye eş başkan adayı Sayın Abdullah Zeydan’a yapılan hukuki komplo tüm Van halkına ve iradesine karşı gerçekleştirilmiş bir hukuksuzluk ve hak gaspı olduğu gibi ülke demokrasisine de diğer bir darbedir. Yaşanan bu durum Türkiye’de söz konusu Kürtler olunca mevcut hukuki kararların çok rahatlıkla çiğnendiği anlamına geliyor. Gerek Van’da, gerekse diğer Kürt kentlerinde, ilçe ve beldelerinde gerçekleştirilen bu hak gasplarına ne yereldeki halk, ne de demokratik değerlerden yana hiç kimse razı değildir.
“ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARA RIZAMIZ YOKTUR”
Demokratik Alevi Dernekleri olarak ne bu hak gasplarına, ne de anti demokratik uygulamalara rızamız yoktur. Toplumsal barış ve demokratik birlik için gerek Van’da, gerekse diğer Kürt illerinde hukuki komplolar ve taşıma seçmenler üzerinden gerçekleştirilen el koymalar derhal durdurulmalı, hak teslimi gerçekleştirilerek halk iradesinin tecelli etmesi sağlanmalıdır. Şiddet ve baskıların çözüm olmadığı, Kürt halkının toplumsal hak mücadelesinde ısrar ettiği, iradesinin çiğnenmesine izin vermeyeceği ve tüm demokrasi güçlerinin mücadeleyi ortaklaştırarak daha da büyüteceği açık bir gerçektir. DEM partinin “kent uzlaşısı” anlayışı emek, barış ve demokrasi mücadelesinde de “uzlaşı” sağlamanın korkusu iktidar blokunu sarmıştır. Biliyoruz ki korkunun ecele faydası yoktur.
Rızalı, ikrarlı birlik, demokratik cumhuriyet!
Zaman sahipsiz, mekân rızasız, mazlum çaresiz değildir!”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.