Alevi Haber Ajansi

Ankara’da Beyazıt ve Halepçe anması: Cezasızlık, suça iştirak suçudur-VİDEO

PİRHA- DEM Parti Ankara İl Örgütü, Beyazıt ve Halepçe Katliamlarının yıldönümü sebebiyle basın açıklaması yaptı. Halepçe’de 5 bin Kürdün katledildiğine işaret edilerek “Ne yazık ki Kürtlere yönelik soykırım girişimleri ortadan kalkmış değildir” denildi. Açıklamada, 1978 yılında Beyazıt’ta 7 devrimci öğrencinin, faşistler tarafından katledilmesine de tepki gösterildi.

16 Mart 1978 Beyazıt Katliamı ve 16 Mart 1988 Halepçe Katliamı’nın yıldönümünde Ankara DEM Parti İl Örgütü ve ilçe örgütleri açıklama yaptı.

DEM Parti İl binası önünde yapılan basın açıklamasını Ankara DEM Parti İl Eş Başkanı Fatin Kanat okudu.

Fatin Kanat, Halepçe Katliamı’nın bir soykırım suçu olduğunun altını çizerek, “16 Mart 1988 Halepçe Katliamı’nın 36. yıldönümü. Halepçe, Güney Kürdistan’da Irak Baas rejimi ve Saddam Hüseyin tarafından Kürtlere karşı 29 Mart 1987’de başlatılan ve 7 Haziran 1989’a kadar devam eden, en az 182 bin Kürdün katledildiği, zamana yayılmış büyük bir soykırım örneği olan Enfal Operasyonlarının en çarpıcı halkasıdır” diye belirtti.

“YAKLAŞIK 5500 İNSAN AYNI ANDA KATLEDİLMİŞTİ”

DEM Parti Ankara İl Eş Başkanı Fatin Kanat, açıklamanın devamında şunları söyledi:

“Saddam tarafından Irak Devrim komite Konseyinin başına geçirilerek yetkilendirilen yeğen ‘Kimyasal Ali’ lakaplı Ali Hassan Majid, Irak’ı Kürtlerden arındırma gibi önemli bir görev üstlenmişti. Halepçe’de insanları evlerinde duramaz hale getiren, napalm bombalarıyla başlayan bombardıman, yoğun kimyasal bombalarla devam etmiş ve yaklaşık 5500 insan aynı anda katledilmişti.

Saddam Hüseyin rejiminin özellikle Enfal Operasyonu kapsamında işlediği suçlar soykırım suçudur. Bu en ağır insanlık suçunun soykırım olarak adlandırılması büyük bir önem taşımaktadır. 1 Mart 2010’da Irak Yüksek Ceza Mahkemesinin Halepçe Katliamı’nı ‘Soykırım’ olarak tanıması bu anlamda önemli bir adım olmuştur. Devamında Irak Parlamentosu da Halepçe toplu katliamını soykırım olarak kabul etmiştir. Soykırım suçunun tanınması, sebep olanların mahkum edilmesi, benzer hesap içinde olanlar için caydırıcı bir özellik taşıyacak ama daha da önemlisi, soykırım kurbanlarının yakınlarının yas süreçlerine ve kendilerini toparlamalarına ciddi bir katkı sunacaktır.

Enfal Operasyonu kapsamında işlenen suçların soykırım olduğunu bugüne değin Irak ve Irak Federe Kürdistan Bölge Yönetimi, Norveç, İsveç, Hollanda, İngiltere ve Avusturya Eyalet Parlamentosu kabul etmiştir. BM, Türkiye dahil, çeşitli ülkeler nezdinde Enfal operasyon dizisi ve Halepçe’nin soykırım olarak kabul edilmesi yönündeki talep ve çalışmalar devam etmektedir.

“KÜRTLERE YÖNELİK SOYKIRIM ORTADAN KALKMIŞ DEĞİL”

Ne yazık ki Kürtlere yönelik soykırım girişimleri ve tehditler ortadan kalkmış değildir. Kürtleri statüsüz ve en doğal haklarından mahrum bırakma, ağır baskılarla yıldırma ve taleplerinden vaz geçirme girişimleri sürmektedir. Yaşadığımız coğrafyayı, Ortadoğu’yu ve komşu bölgeleri içine alan derin huzursuzluk ve uzun yıllara yayılan savaş hali, sadece nefessiz bırakılan Kürtleri değil, başta Türkler, Fars ve Araplar olmak üzere bölgedeki tüm halkları da nefessiz bırakacak bir haldir.

Başta Kürt sorunu olmak üzere, bölgede ağır sonuçları olan bütün sorunların çözüm yolu diyalog ve müzakeredir. Bir kez daha çok ağır bir bilançosu olan savaş ve rant politikalarından vazgeçilmesi, bir an önce diyalog ve müzakere kanallarının açılması çağrımızı yineliyoruz.”

“BEYAZIT KATLİAMI TÜRKİYE’NİN KARANLIK TARİNDE YERİNİ ALDI”

Beyazıt Katliamında yaşamını yitirenleri anan Fatin Kanat, şunları söyledi:

“Bugün Halepçe dışında hafızamızda acı bir yeri olan bir katliamın daha yıldönümü. 16 Mart 1978’de, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsünde, Eczacılık Fakültesi önünde 7 devrimci ve yurtsever öğrencinin katledildiği, 41 öğrencinin de yaralandığı Beyazıt Katliamı’nın 46. yıldönümüdür. Sonradan ortaya çıkan belgelerde yapılacağı önceden bilinmesine rağmen katliam, devletin emniyet yetkilileri tarafından engellenmemiştir. Sorumlu olan ve katliama göz yuman tüm emniyet yetkilileri hakkında beraat kararları verilmiştir. Dava dosyası zamanaşımına uğrayarak Türkiye’nin karanlık tarihinde yerini almıştır. Bu tutum alışık olduğumuz, onlarca örneğini yakinen bildiğimiz, Maraş, Hrant Dink, Gar Katliamı gibi cezasızlık, göz yumma ve doğrudan suça iştirak tutumudur.

ELVAN ELİ MAHMUD: YÜZLERİNE TÜKÜRMELERİNİ İSTERDİM

Fatin Kanat konuşmasını, Halepçe Katliamı’ndan tesadüfen kurtulan ve katliamda bütün yakınlarını kaybeden Elvan Eli Mahmud’un sözleri ile bitirdi. Kanat şu cümleleri aktardı:

“‘Saddam hükümetinin düştüğünü Halepçe mezarlığındayken haber aldım. Bu büyük suçları işleyenlerin öldürülmesini değil, bir kafese konarak bu mezarlığa getirilmelerini, her gün eserleri olan bu mezarları seyretmek zorunda bırakılmalarını; mezarlıkta yakınlarını ziyaret edenlerin de geçerken bunların kaldıysa yüzlerine tükürmelerini isterdim’”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak