PİRHA- KESK Dersim Şubeler Platformu yaptığı açıklamada, ‘Sefaleti kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz” dedi. KESK’liler, kamu emekçilerine “Gelin bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın ‘refah payı’ aldatmacalarına kanmayalım” çağrısında bulundu.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Dersim Şubeler Platformu, Sanat Sokağı’nda, ‘Sefaleti kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz’ başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın okudu.
“GERÇEK HAYAT PAHALILIĞI İLE TUİK’İN SANAL ENFLASYONU ARASINDAKİ MAKAS BÜYÜYOR”
Ülkeyi yönetenler ‘işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atsa da reel ücretlerin, maaşlarının hızla buharlaştığı bir süreci yaşadıklarını belirten Aşkın, “Çünkü bu ülkede yıllardır maaşlarımız, ücretlerimiz TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyona göre artırılıyor. TÜİK ise açıkladığı rakamlarla bizim çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutuyor” dedi.
İşçisinden, kamu emekçisinden asgari ücretlisine herkesin ücret artışlarında TÜİK’in bu sanal verilerinin temel alındığını vurgulayan Aşkın, “Yani TÜİK emeği ile geçinen tüm kesimlerin maaş-ücret artışında patron konumuna gelmiş bulunuyor. Dolayısıyla yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile TÜİK’in sanal enflasyonu arasındaki makas büyürken satın alma gücümüz her geçen gün düşüyor, yoksulluğumuz artıyor” diye belirtti.
“VERDİKLERİ MÜJDE KOSKOCA BİR YALANDIR”
Eğitim-Sen Dersim Şube Başkanı Mehmet Aşkın, açıklamasında şunları ifade etti:
“Yeni yıla girdik. Ama değişen bir şey yok. Zam yağmuru temel tüketim maddelerinden, gıda ürünlerine, akaryakıt ürünlerinden tekel ürünlerine kadar iğneden ipliğe sürüyor. Bu koşularda Ocak 2024 itibari ile altı aylık enflasyon farkı (%29,78) artı toplu sözleşme artışı (%15) ile maaşlarımızın toplamda %49,25 artacak olması büyük bir müjde gibi sunuluyor. Oysa bu ‘müjde’ koskoca bir yalandan ibarettir. Çünkü ücretlerde enflasyon oranında artış demek dünyanın her yerinde sıfır zam demektir. Yaşanan gerçek hayat pahalılığının suni TÜİK rakamları ile yarı yarıya düşük gösterildiği Türkiye’de ise bunun anlamı emekçilerin cebinden çalmaya devam etmek demektir. Nitekim bugün aldığımız maaşlar, elimizdeki bordrolar yıllardır sürdürülen bu soygun düzenini ispatlamaktadır.
“SEFALETTE DEĞİL REFAHTA BİRLEŞMEK İSTİYORUZ”
Bizler yoksullukta, sefalette eşitlenmek değil, hak ettiğimiz refahta birleşmek istiyoruz. Buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz. Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın “refah payı” aldatmacalarına kanmayalım. Yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.