PİRHA- Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) 6 Şubat depreminden sonra Hatay’daki insan hakları ihlalleri nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yaptı. DAÇE avukatı İsmail Hakkı Atal, “AKP ile organik bağı olan hakimler artık dilekçelerimizi dahi okumadan otomatik ret kararı vermektedir. Bu nedenlerle yargı sistemi işlemeyen bir ülkede herhangi bir iç hukuk yolu tüketmeden AİHM’e doğrudan başvurumuzu yapıyoruz” dedi.
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE), AKP hükümetinin depremden sonra Hatay’daki uygulamalarıyla yaşam hakkı, ayrımcılık yasağı, özel ve aile hayatına saygı hakkı, mülkiyet hakkı ve serbest seçim hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yaptı.
DAÇE üyeleri ve Hataylı yurttaşlar Hatay Adliyesi önünde bir araya gelerek konuya ilişkin basın açıklaması yaptı.
“DEPREMDEN SONRA HAK İHLALLERİ DERİNLEŞTİ”
Açıklamayı DAÇE adına yapan avukat İsmail Hakkı Atal, deprem bölgesindeki asbest faciasıyla son noktaya gelen, doğal ekosistemler üzerindeki kirletme ve yok etme politikalarının bir idari pratik haline geldiğini ifade etti.
Maraş merkezli depremlerden sonra başta sağlıklı çevrede yaşam hakkı olmak üzere insan hakları ihlallerinin derinleştirildiğini belirten Atal, “Yaşam hakkına mülkiyet hakkına, sağlıklı çevrede yaşama hakkına yönelik yıkıcı politikaların önünü kesecek Zeytin Yasası gibi yasalar deprem bölgesinde yürürlükten kaldırılmıştır. Deprem bölgesindeki asbestli ve diğer kimyasal-zehirli atıklar ise, milyonlarca insanın önümüzdeki 8-10 yıl içinde ölümüne veya kanser olmasına neden olacak şekilde doğal ekosistemlere karıştırılmaktadır” dedi.
“ALEVİ YURTTAŞLARIN MÜLKÜ GASP EDİLİYOR”
Alevi köyü olan Dikmece’de acil kamulaştırma sebebiyle yurttaşların mülklerinde konut yapılması projesine de işaret eden İsmail Hakkı Atal, “Alevi yurttaşların zeytinlikleri başta olmak üzere özel mülkleri kamulaştırma kılıfı altında gasp edilmektedir. Kırsaldan sonra sıra kent merkezine gelmiş bu defa da 6306 sayılı yasada yapılan değişiklikle başta Samandağ olmak üzere kent merkezlerindeki yurttaşların mülkiyet hakkı gasp edilmek istenilmektedir. Hatay’lı yurttaşlara karşı ‘ayırımcılık yasağı’ ihlal edilerek, AKP hükümetinin ideolojik politikalarıyla Hatay’ın demografik yapısı değiştirilmek istenilmektedir. Alevi Canlara ait zeytinliklerin yanı başındaki devlete ait hazine arazileri ise bomboş durmaktayken toplu konut için kullanılmamaktadır” sözlerini kullandı.
“İNSAN HAKLARI İHLALİ İDARİ PRATİK HALİNE GELDİ”
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın tutukluluğuna ilişkin de başvuru yaptıklarını duyuran Atal, şu ifadeleri kullandı:
“Hataylıların uğradığı ayırımcılığın genel seçimlere kadar yansımıştır. Hatay halkının iradesiyle milletvekili olarak seçilen Can Atalay’ın Anayasal hükümler ihlal halen cezaevinde tutulması, ‘serbest seçim’ hakkının ihlaline evrilmiştir. Hatay’lıların seçim iradesinin seçmen olarak Meclis’e yansıması engellenmiştir.
Biz bu başvurumuzla, Hataylıların başta yaşam hakkı , sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, mülkiyet hakkı ve serbest seçim hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimizin ihlallerini; uluslararası hukukta uygulanmaya başlanılan ‘ihtiyatlılık’ ve ‘öngörülebilirlik’ ilkeleri gereğince, sadece bir sonuç olarak değil, bir süreç olarak da tespit edilmesini talep ediyor ve AİHM’e doğrudan başvurumuzu yapıyoruz.”
PİRHA/ HATAY
Yoruma kapalı.