PİRHA – TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınmasına bir tepki de meslek örgütlerinden geldi. Ankara’da yapılan basın açıklamasında, “Hekimler susmaz, TTB susturulamaz” denildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması talebiyle açılan davanın 30 Kasım’da görülen 7. duruşmasında TTB Merkez Konseyi’nin görevden alınması yönünde karar çıktı.
Ankara Dişhekimleri Odası, Ankara Tabip Odası, DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, kayyım niteliğindeki karara tepki gösterdi.
“SEÇİLMİŞLERİ YARGIYI KULLANARAK GÖREVDEN ALMAK!”
Ankara Tabip Odası’nda yapılan basın açıklamasında, “Türk Tabipleri Birliği susturulamaz!” denilerek şöyle devam edildi:
“Mahkeme tarafından verilen bu karar, iktidarın yargı kurumları üzerindeki hâkimiyetinin, hukuksuzluğun ve demokratik kitle örgütlerine karşı tahammülsüzlüğün açık göstergesi oldu.
Hekimler tarafından seçilmiş Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması kararı ile 12 Eylül zihniyetinin vesayetçi anlayışının devam ettiği bir kez daha görüldü.
Seçilmişleri yargıyı kullanarak görevden almak ve meslek örgütleri temsilcilerini susturmaya çalışmak, hukuk devleti normlarıyla bağdaşmadığı gibi, çağdaş ve demokratik bir toplumun önündeki en büyük engeldir.
Başta TTB olmak üzere, iktidarın doğrudan kontrol edemediği meslek birliklerini dönem dönem düşmanlaştırması yeni bir olgu değildir. Bundan önce de gerek siyasi kamplaştırmanın nesnesine dönüştürerek, gerek yasal düzenlemelerle yeniden dizayn etmeye çalışmışlardır. Ne var ki, bu girişimler ne hekim, avukat, mühendis, mimar tabanında karşılık bulmuş, ne de toplum nezdinde meslek örgütlerinin saygınlıklarını örselemiştir. Bu nedenle doğrudan yargı sopasını kullanmaya yönelmişlerdir.
Demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu ülkelerde politika-yapım süreçlerinde meslek birliklerinin tarihsel ve teorik birikimlerinden yararlanılmaktadır. Kamu yararı doğrultusunda rasyonel politikaların belirlenmesinde vazgeçilmez olan meslek örgütleri, geniş yetkilerle donatılarak yasalarla güvence altına alınmaktadırlar. Otoriter ve totaliter rejimlerde ise meslek örgütleri halkın ve meslektaşlarının yararına tutum aldıklarında iktidarlar tarafından hedef tahtasına yerleştirilmektedir.
TTB, Anayasal güvenceye sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olması nedeniyle, hekimlik mesleğinin geliştirilmesi, hekimlerin haklarının korunması ve ortak ihtiyaçlarının karşılanması, meslek disiplininin sağlanması, hekimlerin birbirleriyle ve halkla ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenin hâkim kılınması, kamu hizmetinin düzeyinin korunması gibi işlevler üstlenmiştir.
Yine TTB, etik değerler ve bilimsel bilginin ışığında sağlığın fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali olduğundan hareketle;
*Herkese ihtiyacı olan sağlık hizmetlerine parasız ulaşma hakkını,
*Yeterli bilgi, deneyim ve becerinin kazandırıldığı çağdaş tıp ve tıpta uzmanlık eğitimini,
*Şiddetten uzak, insancıl, güvenli, sağlıklı çalışma ortamını,
*Madenlerde, işyerlerinde kâr hırsı, denetimsizlik ve gerekli önlemlerin alınmayışı nedeniyle ortaya çıkan iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının önlenmesini,
*Sağlıklı, yaşanabilir bir çevre hakkını,
*Çocuk istismarının, kadın cinayetlerinin önlenmesini savunmaktadır ve bu taleplerin karşılanması için yıllardır mücadele etmektedir.
“MÜCADELESİNE DEVAM EDECEKTİR”
Halkın sağlığı, hekimlerin hakları, toplum yararı için kılını kıpırdatmayanların TTB’nin ve meslek örgütlerinin yasaları için; gelecekleri için tek bir söz etmeye hakkı yoktur.
TTB, tarihinin her döneminde olduğu gibi bugün de hekimler için hekimlerle birlikte mücadelesine devam edecektir.
TTB ve meslek örgütleri bizzat bu topraklardan ve Kurtuluş Mücadelesinden doğmuş Cumhuriyet’in kurumları olarak demokrasi ile büyümüştür. Bizler; bu tarihsel mirası taşıyarak, topluma ve hekimlere onların sağlığını, emeğini korumak için söz verdik. Dün olduğu gibi bugün de hiçbir iktidar bize geri adım attıramayacaktır.
Hekimler Susmaz, TTB Susturulamaz!”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.