PİRHA-16 yaşında tutuklanıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Alev Yarar, 12 yıldır Sincan Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor. Ekonomik durumları iyi olmadığı için yılda bir kere görüşe gidebildiklerini söyleyen Anne Gülseren Yarar, “Maddi durumumuz iyi olmadığı için senede bir kere ziyaretine gidebiliyoruz. Her gün acaba kızımı ölmeden görebilecek miyim diye düşünüyorum” dedi.
Bazı kaynaklarda Churchill, bazılarında ise Tolstoy’a atfedilen “Bana hapishanelerini göster, senin ülkenin kültürünü tanıyayım” vecizesinin, Türkiye’deki hapishane sorunları karşısında ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Hapishanelerde, sağlık, beslenme ve temizlik koşullarının yetersizliğinden, görüşlerle ilgili olarak, ailelerin hapishane önünde saatlerce bekletilmesine, güvenliğin jandarma ve infaz koruma memurları tarafından sağlanmasının yarattığı çift başlılığa ve hükümlülerin topluma uyum gösterecek bireyler olarak iyileştirilememesine kadar çok çeşitli sıkıntılar bulunuyor.
Bu sorunların en başında elbette hapishanelerde ölümlerin artması geliyor. Hangi sebeple olursa olsun, hapishanedeki ölüm olayları buralarda ciddi sıkıntılar olduğunun belirtisidir. Gerçekten de, tutuklu veya hükümlü olarak hapishaneye sağlıklı bir şekilde giren kişilerin, aynı sağlıklı durumda tutukluluğun veya cezanın infazının sona ermesinden sonra serbest bırakılmaları gerekir. Çünkü, hapishanelerde ölümlerin artmasının nedeni sadece hastalıklar değildir; kasten öldürme, hastalık, açlık ve ölüm oruçları gibi nedenlerle ölenlerin sayısı oldukça yüksek. 1981-1995 yılları arasında hapishanelerde ölenlerin sayısı 128 iken, sadece 1996 yılı içinde ölenlerin sayısı 44’tü.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 1 Ocak 2023 itibariyle Türkiye’de; 279 kapalı, 89 açık, 10 kadın kapalı, 8 kadın açık, 9 çocuk kapalı, 4 çocuk eğitimevi olmak üzere toplam 399 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi. Türkiye’deki hapishanelerin toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi ama Ocak 2023 sonu itibariyle hapishanelerde 341 bin 497 kişi bulunuyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre, bu kişilerin 298 bin 975’i hükümlü, 42 bin 522’si tutuklu. Hapishane nüfusunun 325 bin 009’ü erkeklerden, 13 bin 977’i kadınlardan, 2 bin 511’i ise çocuklardan oluşuyor. Hapishanedekilerin 118 bin 738’i açık infaz kurumu, 222 bin 759’u kapalı ceza infaz kurumunda bulunuyor. 2021 yılında hapishanelerde 272 bin kişi olduğu dikkate alındığında toplam hapishane nüfusunun 2022 sonu itibariyle 69 bin kişi arttığı görülüyor.
Türkiye’de hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri son dönemlerde giderek artıyor. Hapishanelerde yaşanan ölümler, açlık grevleri, hasta mahpusların tedavilerinin sağlanmaması, keyfi sürgünler, infaz yakmalar ve yeni tip hapishaneler yapılarak tecrit derinleştiriliyor.
16 yaşında tutuklanıp ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Alev Yarar, 12 yıldır Ankara’da Sincan Hapishanesi’nde tutuklu bulunuyor.
Alev Yarar’ın annesi Gülseren Yarar, yaşadıkları mağduriyeti PİRHA’ya anlattı.
“MADDİ DURUMUMUZ İYİ OLMADIĞI İÇİN SENEDE BİR KERE ZİYARETİNE GİDEBİLİYORUZ”
Hayvancılık yaparak geçimlerini sürdürmeye çalıştıklarını ancak ekonomik olarak çok zorlandıklarını söyleyen Gülseren Yarar, “5 çocuğum var, bir tanesine ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi. 16 yıldır Sincan Cezaevi’nde. Maddi durumumuz iyi olmadığı için senede bir kere ziyaretine gidebiliyoruz. Çocuğumun özlemini çekiyorum, hangi anne çocuğunu özlemez. Dersim’de 2 sene kalmıştı, o zaman her hafta kapalı veya açık görüşte ziyaretine gidiyordum. Çocuğumu görmediğim zaman deli oluyordum. Şimdi uzakta ama gidemiyoruz, çok özlüyoruz. Halaları ve neneleri öldü ama kendisine haber veremedik üzülmesin diye. Kızım küçük yaşta cezaevine girdi. O yüzden çok zor bir şey. Yaşadığımız zorlulukları bir ben bir de Allah bilir. Kızımın serbest bırakılmasını istiyorum, kızım kimseyi öldürmedi ama boşu boşuna içeride yatıyor” dedi.
“KIZIMI ÖLMEDEN ÖNCE GÖREBİLECEK MİYİM DİYE DÜŞÜNÜYORUM”
Hapishanelerde suçsuz yere yatan tutuklular için devletin yeni bir yasa çıkarması gerektiğini belirten Gülseren Yarar, şöyle devam etti:
“Kızımın ziyaretine gittiğim zaman ne yapacağımı bilemiyorum, kızım bana moral veriyor, ‘Anne sakın üzülme’ diyor. Ama anne yüreği nasıl dayanır, onu görmeye gittikten sonra haftalarca kendime gelemiyorum. Ekonomik durumumuz iyi olsa ben her hafta kızımı görmeye giderim. Bütün anneler barış istiyor, her anne çocuğuna hasret kalmış durumda. Her gün ‘acaba kızımı ölmeden görebilecek miyim’ diye düşünüyorum. Ölmeden kızıma sarılmak istiyorum. Ondan sonra Allah benim canımı alsın” diye konuştu.
Nuray ATMACA/DERSİM
İLGİLİ HABERLER:
-Özlem Aksoy: Hamileydim, eşim tutuklandı; çocuklar babasız büyümesin-VİDEO
-Ali Kamer Yıldırım: Kardeşim cezaevine girdiğinden beri annem ile hiç görüşemedi-VİDEO
-‘Babamın cezası bitmesine rağmen tahliye edilmiyor, işkenceye dönüştü!’-VİDEO
-“Tutuklularla birlikte aileler de sürgün ediliyor”- VİDEO
Yoruma kapalı.