PİRHA- Akbelen Ormanı’nda ağaçların kesimiyle geri dönüşü olmaksızın bir ekolojik yıkımın yaşanacağına dikkat çeken ve 4 yıldır direnen kadınlar, “Zenginler güçlü geldi ve devletin güçlerini karşımıza diktiler. Güneşin altındayız ama güneş yarası geçiyor; bunların yaptıkları yüreğimizden asla geçmez. Ağaçlar kesildikten sonra kömür mü yiyeceğiz?” diyerek mücadele edeceklerini vurguladılar.
Muğla’nın Milas İlçesinde bulunan Akbelen Orman’ında Limak Holding’e ait Yeniköy Kemerköy Termik santralleri için şimdiye kadar 10 bin civarında ağaç kesildi. Ormanda kesim işlemleri devam ederken yaşam savunucuları ve İkizköylülerin direnişi de devam ediyor. Jandarmanın Limak Holding’in yararına köylüleri, kendi topraklarına sokmadığını söyleyen kadınlar, eko-sistemin geri dönüşü olmaksızın yok olacağına dikkat çekti.
“ZENGİNLER, DEVLETLE KARŞIMIZA DİKİLDİ”
Milas Akbelen Ormanı’nın kesilmemesi için 2 yılı çadırlı nöbet olmak üzere 4 senedir mücadele ettiklerini söyleyen Ayşe Çoban, “Burada 40 yıldan beri termik santral var. Yerlerimizi satın almak istediler, vermedik. 2018 yılından beri mücadele ediyoruz ve 2 seneden beri nöbet tutuyoruz. Zenginler güçlü geldi ve devletin güçlerini karşımıza diktiler. Bizim taşımız, silahımız yok; köylüyüz. Ağaçlarımızı cayır cayır yakıyorlar. Bu çamlar bizim nefesimiz, suyumuz, ekmeğimiz gibi. Bütün köylülere mesaj atarak yüksek paralarla ağaç kesimi yaptırmak istiyorlar. Bizim içimiz yandı. Güneşin altındayız ama güneş yarası geçiyor; bunların yaptıkları yüreğimizden asla geçmez. Sizlerin vicdanınız yok mu?” diyerek tepki gösterdi.
“TERMİK SANTRAL KANSER ETTİ”
Yakın köylerden direniş alanına desteğe gelen Gülperi Türkmen de, termik santralden kaynaklı köylerinde kanser vakalarının arttığına işaret ederek, “Yakın köylerden destek için geldim. Orman kesimleri ileride bizim oralara da gelecek. Su kaynaklarımız gidiyor, hastalıklar çoğaldı. Kömür için çam ağaçlarını yok ediyorlar. Son senelerde köyümüzün derelerini kuruttular. Köylerimizde hastalık yokken artık kanserden her yıl 2 kişi ölüyor. Termik santral filtresiz çalışıyor. Zeytinlerimizin verimi azaldı” dedi.
“ZEYTİNLER GİTSE KÖMÜR MÜ YİYECEĞİZ?”
‘Devlet arazilerimizi el koymak istiyor’ diyen Şengül Uslu ise, madeni çıkarmak için atılan dinamitlerin evlerinde deprem etkisiyle çatlaklar oluşturduğunu belirterek, şunları dile getirdi:
“Yıllardır eşimle uğraştık tarlalarımıza zeytin diktik. Bunlar kesildikten sonra çocuklarım kömür mü yiyecek? Suyumuzu kestiler, bahçelerimiz kurudu. Tarlamı elimden almak istiyorlar nereye gideceğim? Herkes bir dönem kömür santralde çalıştı. Buralara kadar geleceğini bilemezdik. Madeni çıkarmak için dinamit atıyorlar, deprem olmuş gibi evlerimiz sallanıyor. Duvarlarımızda çatlak var. Birazcık rahata kavuştuk şimdi de devlet arazilerimize el koyuyor. Öldürseler de arazimizi vermeyeceğiz.”
“BİZLERİ KÖYÜMÜZDEN SÜRMEK İSTİYORLAR”
Son olarak konuşan Ayşe Özdemir de zorla köylerinden sürülmek istendiklerini dile getirerek, “2 oğlum var rahatsız. Buradan bizi sürmek istiyorlar. Köyümden çıkıp nereye gideceğim? Şehirlerde kiralar çok yüksek” diyerek yaşanan kıyıma tepki gösterdi.
Ersin ÖZGÜL/İZMİR
Yoruma kapalı.