Alevi Haber Ajansi

Koç: ‘Alevi Diyaneti’ anlamına gelen Cemevi Başkanlığını kesinlikle kabul etmeyeceğiz-VİDEO

PİRHA-AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki toplu açılış töreninde yaptığı açıklamalara tepki gösteren Bağcılar Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Koç, “Eğer Kültür Bakanlığı’nda kurduğunuz bir dairenin içerisinden oluşacak yönetim ile cemevlerini yönetmeye kalkarsanız bu ‘Alevi Diyaneti’ anlamına gelir. Alevi örgütleri ve Alevi biri olarak bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz” dedi.  

Bağcılar Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Koç, cemevinin Youtube kanalında konuşarak, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplu açılış töreni için gittiği Şahkulu Sultan Dergahı’ndaki açıklamalarına tepki gösterdi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacağı belirtilen Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na tepki gösteren Koç, “Eğer Kültür Bakanlığı’nda kurduğunuz bir dairenin içerisinden oluşacak yönetim ile cemevlerini yönetmeye kalkarsanız bu ‘Alevi Diyaneti’ anlamına gelir. Alevi örgütleri ve Alevi biri olarak bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz” dedi.

“ALEVİ DİYANETİ GİBİ BİR KURUM SÖZ KONUSU”

Erdoğan’ın Şahkulu’na gidişi ve açıklamalarını eleştiren Koç, şunları söyledi:

“O gün Şahkulu’nda bir açıklama yapıldı. Açıklamaya hiçbir Alevi kurumu davet edilmedi. 140 kişilik bir salona sadece belli başlı kişiler katıldı. Bir şeyde sonuç alınabilmesi için iki grubun bir araya gelerek, müzakere ederek, ortak bir yol alması gerekir. Zaten böyle bir yol izlenmediği için bir sonuç elde edeceğimizi hiç düşünmedik. Öncelikle talebimiz bu değil. Alevi örgütlerinin talepleri çok basit. TBMM’de kanun ile geçecek, bağımsız bir konfederasyon. Bu özerk yapı kurulmadığı gibi ‘Alevi Diyaneti’ gibi bir kurum söz konusu. Kültür Bakanlığı’nda bir daire kurmak, bunun içerisinde oluşacak bir yönetimin tüm cemevlerinin yönetimini devralacakmış gibi bir konuşma yapıldı. Bu da cemevlerinin yönetimine darbe demektir. Alevi örgütleri 30 yıldır kendi seçtikleri yönetimler tarafından yönetiliyor. Eğer Kültür Bakanlığı’nda kurduğunuz bir dairenin içerisinden oluşacak yönetim ile yönetmeye kalkarsanız bu ‘Alevi Diyaneti’ anlamına gelir. Alevi örgütleri ve Alevi biri olarak bunu kesinlikle kabul etmeyeceğiz.”

“BİR MERKEZDEN ALEVİLERE FETVA MAKAMI OLUŞUR”

Koç, Alevilerin açık ve net taleplerinin olduğunu belirtirken, “Alevi örgütlerinin hukuksal talepleri söz konusuyken yani cemevlerinin anayasada ibadethane olarak kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması gibi açık ve net talepleri varken; Alevilere ‘siz bunlardan vazgeçin. Biz size yağ, bal, börek verelim’ diyorlar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Alevi örgütleri olarak hiçbir zaman böyle taleplerde bulunmadık. Halkımızın ve bulunduğumuz bölgelerdeki belediyelerin desteğiyle cemevlerimiz yapıldı” diye konuştu.

Dedelere maaş verilmesi konusuna da değinen Zeynel Abidin Koç, “Aleviliğe hiç çalışmamışlar. Alevileri hiç tanımıyorlar. Alevi dedeleri bugüne kadar hiçbir zaman devletten maaş alarak, taliplerine hizmet vermediler. Bundan sonra da vermeyecekler. Eğer dedeleri, Kültür Bakanlığı bünyesindeki dairenin içerisinde merkeziyetçi bir konuma getirirseniz, ‘Alevi Diyaneti’ kurulmuş olur. Bir merkezden Alevilere fetva makamı oluşur. Alevi örgütleri ve canları hiçbir zaman bunu kabul etmez.”

“ALEVİLERİN DEVLETTEN TALEPLERİ AYNIDIR”

Alevilerin ortak talepler etrafında bir bütün olduğunu söyleyen Koç, laikliğin önemine değinerek, şunları kaydetti:

“Devlet ile olan bütün taleplerimiz hepimizin ortak. Hiçbir kurum bunun dışında değil. Türkiye’de üç tane büyük federasyon var. Avrupa’da Alevi konfederasyonu var. Bunun dışında Türkiye’de bağımsız Alevi örgütleri var. Hukuksal konuların tamamında aynı taleplerde bulunuyoruz. Ayrıştığımız konular Aleviliğin kendi içerisindeki teolojik konular. Türkiye nüfusunun üçte biri Aleviyken, üçte ikisi de Sünni vatandaşlarımızdan oluşuyor. Türkiye’de dört tane büyük mezhep ve bunların alt kadrolarında birçok tarikat var. Bunlar da hiçbir şekilde aynı düşünmüyorlar. Ama kimse onları sorgulamıyor. Bizi de sorgulamak kimsenin haddi de, hakkı da değil. Biz de ufak tefek teolojik farklılıklar düşünsek de devletten taleplerimiz aynıdır.

Laik devletin bütün inançlara eşit mesafede olması gerekiyor. Laik devlet hiçbir inanca maddi destek sağlamaz. Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması, devlette görev yapan bir Alevi üst makamlara çıkabilmesi için liyakata dayalı çalışılması gerekir. Şu anki devlette ise şöyle bir ön yargı var: ‘Alevi ise fazla yükseltmeyelim’ diyorlar. Liyakata dayalı bir çalışma istiyoruz.”

“AÇILIŞI YAPILAN YERLERE CEMEVİ DEĞİL ‘ESER’ DENİLDİ”

Koç, Erdoğan’ın Şahkulu Sultan Dergahı’nda gerçekleştirdiği toplu açılış törenine de değinirken, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Açılışı yapılan her yere ‘eser’ denildi. Bir Alevi açılımının yapıldığı iddia ediliyor. Ama adına cemevi bile diyemiyorlar. İbadethaneden vazgeçtim, cemevi bile diyemiyorlar. Adına cemevi diyemediğiniz bir kuruma, ‘demokratik açılım’ olarak neyle adlandıracaksınız? Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi Aleviler için neden bu kadar önemli? Cemevi bir Alevinin aynı zamanda kimliğini de ifade ediyor. 100 yıllık cumhuriyet tarihinde Aleviler bugüne kadar pek çok katliama ve soykırıma uğramıştır. Aleviler artık ikinci yüzyılımızda anayasada tanınmış olsun. Cemevleri ibadethane olarak kabul edilirse, Aleviler tanınmış olur. Cemevleri üzerinden bir kimlik kazanımıdır aslında. O yüzden bizim için çok önemli. İkinci olarak ise birçok Alevi köyünde cami var. Çünkü kanunda bir köyün köy olabilmesi için cami, mescit, kilise, havra bulunması gerektiği belirtiliyor. Oysa Alevilerin köyünde cemevi olmalı. Eğer cemevleri anayasal olarak kabul edilirse bundan sonraki çalışmalarda cemevi olarak kabul görür.”

“ALEVİ ÖRGÜTLERİ DURDUĞU NOKTADAN GERİ ADIM ATMAYACAKTIR”

Alevi örgütleri olarak bugüne kadar durdukları noktadan geri adım atmayacaklarını kaydeden Bağcılar Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Koç, “Cemevleri içerisinde verilen eğitim ve kültür faaliyetleri belli. Bağlama, semah, dede eğitimleri, kültürel etkinlikler yapılıyor. Kültür Bakanlığı’na bağlı dairenin bundan sonra bu eğitimleri de üstleneceği söyleniyor. Eğer hedef camilerde yapıldığı gibi Arapça Kur’an kursu eğitimiyse Alevilerin böyle bir talebi yok. Eğer verilen eğitimlere maddi destek sağlanacaksa da öyle bir talebimiz de yok.

Alevi örgütleri bugüne kadar durduğu noktadan bir adım geri atmayacaktır. Bugüne kadar taleplerimiz ne ise bundan sonrada aynı olacaktır. Bunun için mücadeleye devam edeceğiz. Taleplerimiz karşılanmayacak, zor talepler değil. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, devletin laik çizgiye çekilmesi, eşit yaşam koşullarının sağlanması bizim için çok önemli. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan tüm vatandaşların eşit haklardan faydalanmalıdır. Bunların sağlanması için de elimizden gelen mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Umarım sorunlar bir an önce çözülür ve biz de daha çok eğitim ve kültür faaliyetlerinde bulunmak için çalışmalarımızı sürdürürüz” ifadelerini kullandı.

PİRHA / İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak