Alevi Haber Ajansi

Dilek Doğan’ın polis kurşunuyla öldürülmesinin 7. yılı

PİRHA- İstanbul Sarıyer ilçesinin Küçükarmutlu Mahallesi’nde ailesiyle birlikte yaşayan Dilek Doğan’ın, evlerini basan polislerden Yüksel Moğultay tarafından yakın mesafeden vurularak katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçti.

 Dilek Doğan 18 Ekim 2015’te, İstanbul Küçükarmutlu’daki evinde arama yapan Özel Harekât polislerinden Yüksel Moğultay tarafından öldürüldü.

ABD Başkonsolosluğu’na yapılan silahlı saldırıya karıştığı ileri sürülen bir zanlının yakalanması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün çeşitli birimlerinden 13 polis, biri zırhlı, dört sivil araçla Doğan Ailesi’nin evine baskın düzenledi.

POLİS GÖĞSÜNDEN VURMUŞTU

Dilek Doğan, polislere ayakkabılarıyla eve girdikleri için uyararak galoş giymelerini söyledi. Bir süre sonra ise Dilek Doğan polis tarafından göğsünden vuruldu.

45 dakika sonra gelen ambulansla hastaneye kaldırılan Doğan, yoğun bakımda tedavi altına alındı ancak bir hafta sonra, 25 Ekim 2015’te, hayatını kaybetti. Cenazesi, polis ablukası altında hastaneden alınarak Yenibosna’daki Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Dilek Doğan’ın cenazesi, Maraş’ın Afşin ilçesinde Türkçayırı Mahallesi’ndeki cemevinde düzenlenen törenin ardından toprağa verildi.

DAVA SÜRECİ

Dilek Doğan’ı vuran polisin, ekibin amiri Yüksel Moğultay olduğu belirlendi. Polis Yüksel Moğultay hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 83. Maddesi’ne dayanılarak “ihmal suretiyle kasten öldürme” suçundan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı ve iddianame kabul edildi.

Dilek Doğan öldürüldüğü sırada başka bir odada kayıt yapan polis kamerasından alınan seslerin dökümüne de iddianamede yer verildi. Yapılan ilk duruşmada sanık, tetiğe basmadığını, aileyi salona ittirdiği sırada silahının patladığını savundu ve patlamaya Dilek Doğan’ın ağabeyi Mehmet Doğan’ın neden olduğunu iddia etti.

Davanın ilerleyen aşamalarında, Doğan’ın vurulmasından hemen sonra kayda alınan, özel harekat polislerinin kendi aralarında Moğultay’ın Dilek Doğan’ı vurduğuna yönelik konuşmalarının, ailenin tepkisinin ve başka silah seslerinin de duyulduğu görüntülere ulaşıldı.

Savcı mütalaasında, “neticesi öngörülemeyerek gerçekleştirilmesi olarak tanımlanan taksir” tanımını yaparak sanığın 3 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Dilek Doğan’ın ailesinin avukatı, dosyadaki delillerin yok sayıldığını ve gerçekle ilgisi olmayan, sanıkları koruyan bir mütalaa verildiğini kaydetti.

Dava sonucunda sanık Yüksel Moğultay’ın taksirle öldürme eylemine uyan TCK’nın 85/1 maddesi uyarınca suç konusunun önem ve değeri, olayın meydana geliş şekli, kusurunun yoğunluğu, sonucun ağırlığı dikkate alınarak 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.

Moğultay, olay günü OHAL bölgesinden geldiğini, çok yorgun olduğunu, bir an önce aramayı bitirip dinlenmek istediğini anlattı. Dosyayı karara bağlayan heyet Moğultay’ı bilinçli taksir suçundan önce 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm etti. Ardından da iyi hal indirimi yaparak cezayı 6 yıl 3 aya indirdi. Yargıtay Başsavcılığı, sanık polis hakkında yapılan temyiz başvurusunu reddetti. Doğan ailesi, dosyayı AİHM’e taşıma kararı almıştı.

Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan, “Karardan sonra paramparça oldum. Dilek’in yarası buramda (kalbimde) duruyor. O yaram tekrar kanıyor şimdi. Her şeyimize zehir kattılar adeta. Bize dünyayı dar ettiler” diyerek karara tepki göstermişti.

Anne Doğan, “Maraş’tan ölümden kaçtık, burada dizimizin dibinde öldürdüler” ifadelerini kullanmıştı.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak