PİRHA – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tutuklu yargılanan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkan olan Gönül Erden’in duruşmaları öncesi açıklama yaptı. Verilen mesajda “Bu davayla sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi de yargılanmak istenmektedir” vurgusu yapıldı.
Tutuklu yargılanan SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ve önceki dönem Eş Genel Başkan olan Gönül Erden’in 3 Ekim’de görülecek duruşması için Ankara’da basın açıklaması yapıldı.
Merkez Temsilciler Kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda 8 SES üye ve yöneticisinin Ankara Adliyesi’nde görülecek üçüncü duruşması için dayanışma çağrısı yapıldı.
“SAĞLIK HAKKI, SENDİKAL HAKLAR VE KADIN MÜCADELESİ YARGILANIYOR”
“Sendikal mücadelemiz yargılanamaz!” denilen açıklamayı okuyan SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Öndül, atıfta bulunulan suçlar arasında sendikalarının yaptığı eylem ve etkinliklerin suç unsuru olarak yer aldığını belirtti. Öndül şu açıklamayı yaptı:
“Biz biliyoruz ve anlıyoruz ki yıllardır halkın sağlık hakkına ve sağlık emekçilerin yaşadığı sorunlarına sahip çıkmak özellikle pandeminin başlangıcında herkesin korktuğu ve sustuğu dönemde taleplerimiz için yaptığımız eylem ve etkinlikler birilerini iyice rahatsız etmiş olmalı. Ayrıca ana akım medyada, haberlerde şubelerimiz ve işyerlerimizden pandeminin yönetilemediğini, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz şiarıyla isyanımızı duyurmamız, kimilerini had bildirme, intikam alma arayışına itmiş olmalı. Bilinmeli ki; KESK ve bağlı sendikalar kurulduğu günden beri emekçilerin haklarını ısrarlı bir şekilde savunmuş ve halkın nitelikli kamu hizmeti alması mücadelesi vermiştir. Sağlık ve Sosyal Hizmet iş kolunda örgütlü olan sendikamız SES, kurulduğu günden beri nitelikli, ücretsiz, erişilebilir ve anadilinde sağlık ve sosyal hizmet mücadelesi yürütmeye amaç edinmiş ve bugünde aynı amaçla mücadelesine devam etmektedir.
2007’de, 2009’da ve 2012’de KESK ve KESK’e bağlı sendika yöneticilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalar yapılmış, fakat hem anayasa mahkemesi hem de AHİM’in bu konuda yapılan haksız gözaltı ve tutuklamaların hukuka aykırı olduğunun tespitini yapmıştır. Bu şekilde toplu açılan davaların birçoğunda arkadaşlarımızın tamamı beraat etmiştir. Yukarıda anlattığımız yargısal süreç esasında siyasi iktidarın emek, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten sendikamıza, sendikal örgütlülüğümüze yönelik yargı baskısının kesintisiz olduğunu göstermektedir.
Siyasi iktidar bu dava ile sendikamızın emek mücadelesini suç konusu yaparak mücadelemize zarar vermek istemektedir. Üstelik ortada suç teşkil eden hiçbir delil olmadığından bu oluşturdukları suç unsurlarını yine yaratıkları iftiracı tanıklar üzerinden yapmaya çalışmaktadır. İddianamede yer alan suçlamaların tarihsel seyri bile ortada bir iftira olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Bu davayla sağlık hakkı, sendikal haklar ve kadın mücadelesi de yargılanmak istenmektedir. Salgın döneminde hakları verilmeyen sağlık emekçileri için aktif mücadele eden sendikamızın faaliyetlerinin dava konusu yapılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın yapması gereken halka ücretsiz ulaşılabilir nitelikli ve anadilinde sağlık hizmeti sunmak, sağlık emekçilerinin haklarını vermektir. Hak mücadelesi veren emek örgütlerini yıpratma çabası sonuç vermeyecektir. Bu hukuksuz davada yargılanan tüm arkadaşlarımız serbest kalıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu mücadelede; işkolumuzdaki emek ve meslek örgütleri başta olmak üzere, tüm demokrasi güçlerini 3 Ekim 2022 günü Pazartesi (yarın) 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya hep birlikte katılım sağlamak üzere 09:30 da Ankara Adliyesi ana giriş kapısı önünde buluşmaya davet ediyoruz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.