HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Meclis’te devam eden Anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinde söz aldı.
Halklar arasındaki kardeşlik hukukunun eşit ilişkiler düzeyine çıkartılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Doğan, şöyle konuştu:
“Halkın temel hak ve özgürlüklerini güvenceye almayan, sosyal hukuk devleti normlarından, hukukun üstünlüğünden ve kuvvetler ayrılığından yoksun, toplumsal, politik örgütlenmelerin hazırlanmasında öncü bir rol üstlenmediği, demokratik koşullarda özgürce tartışılmayan hiçbir anayasa değişikliği girişimi Türkiye’de demokrasinin de “istikrarın” da önünü açamaz. Bu değişikliğin gerçekleşmesi durumunda demokrasinin biçimsel unsurları da yok edilecek, toplum daha büyük yarılmalar yaşayacaktır.”
”KÜRTLER VE ALEVİLER KARDEŞLİK HUKUKU DIŞINDA TUTULMUŞTUR”
Geçmişten bugüne sürdürülmek istenen tekçi zihniyete dikkat çeken Doğan, ortak vatan savunmasından sonra yayımlanan veraset ilanında Kürtlerin ve Alevilerin bazı haklardan mahrum bırakıldığını ve kardeşlik hukuku dışında tutulduğunu ifade etti.
”DEMOKRATİK ULUS TANIMLAMASI SORUNLARIMIZI ÇÖZECEKTİR”
Türk ve Kürt halkı kardeşlik hukukunun eşit ilişkiler düzeyine çıkarılması için bir anayasal düzenlemeye gerek olduğunu vurgulayan Doğan, ortak vatanda yaşayan tüm etnik yapıların birlikte, demokratik ulus olarak tanımlanmasının sorunların çözümünde etkili olacağını belirtti.
”ALEVİLER EŞİT YURTTAŞLIK İSTİYOR”
Cumhuriyet döneminden bu yana Alevilere uygulanan asimilasyon ve sünnileştirme politikalarının artık kabul edilemez boyutlara ulaştığına dikkat çeken Doğan, ”Alevi toplumu özgür ve demokratik laik bir toplumda özgün inancını yaşamak istiyor. Anayasal bir güvence istiyor. İnancının ve öğretisinin kurumlarını erkanını yaşamak istiyor. Kurumlarının iadesini istiyor. Sonuç olarak eşit yurttaşlık temelinde tanınmasını istemektedir.” dedi.
”BİRLİKTE YAŞAMA KÜLTÜRÜ GÜÇLENDİRİLMELİDİR”
Doğan, yaşadığımız koşullarda devlet politikaları nedeniyle ülkemizde başlayan aşırı kutuplaşma ve kimlikleşmeye vurgu yaptı. Yeni anayasanın kutuplaşma ve güven sorularına cevap verebilmesi ve birlikte yaşama kültürünün güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
”REFERANDUM MEŞRU DEĞİLDİR”
Doğan, OHAL koşullarında KHK’lerle yönetilen ülkede, basın özgürlüğünün olmadığı, muhalefetin medyaya erişiminin kısıtlandığı, 100 binin üzerinde insanın tutuklandığı ve özgürlüklerin askıya alındığı bir ülkede referandum yapılamayacağını, yapılırsa meşru olmayacağını vurguladı.
Yapılacak anayasanın yeni bir sistem inşa etmekten başka bir şey olmadığını belirten Doğan, demokratik bir anayasanın olması için önce OHAL’in kaldırılması gerektiğini ve OHAL’in yol açtığı bütün hasarların giderilmesi gerektiğini dile getirdi.
Yoruma kapalı.