Alevi Haber Ajansi

Hasta tutukluydu tahliye oldu: Siyasi tutukluların tedavisi engelleniyor, yasalar uygulanmıyor

PİRHA- Tutuklandıktan 5 ay sonra doktora çıkabilen ve iyi huylu olan hastalığının kötü huyluya döndüğünü öğrenen Hasan Karapınar, yaşadığı süreci anlattı. Karapınar, “Hapishanelerin koşulları çok kötü ve özellikle siyasi tutukluların tedavisi çeşitli bahanelerle engelleniyor. Bakanlığın bu konuda düzenleme yapacağını söylemesi seçimlere yönelik bir hamle. İnfaz kanunun 16. maddesi uygulansa sorun çözülür” dedi.

Son dönemde Türkiye hapishanelerinde bulunan birçok hasta mahpustan ölüm haberleri gelirken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konuya ilişkin Ceza İnfaz Yasası’nda değişiklik öngören bir çalışma başlattıklarını açıkladı.

İnsan Hakları Derneği’nin açıkladığı son verilere göre, hapishanelerde 651’i ağır olmak üzere 1517 hasta mahpus bulunuyor. Dernek, ağır hasta mahpusların, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) ‘cezaevinde kalamaz’ raporlarına rağmen hapishanelerde tutulmaya devam ettiğine işaret ediyor.

43 yaşındaki Hasan Karapınar da, bundan birkaç ay öncesine kadar hasta tutuklulardan biriydi.

Karapınar, lenfome kanseri tedavisi görürken tutuklandı. Tutuklanmadan önce düzenli şekilde tedavisine devam edebilen Karapınar, tutuklandıktan sonra tedavisine devam edemedi. Hapishanede uzun uğraşları sonucu 5 ay sonra doktora çıkabilen Karapınar, tutuklanmadan önce ‘iyi huylu’ olan hastalığının ‘kötü huylu’ya döndüğünü öğrendi.

8 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan ve kemoterapi tedavisine devam eden Karapınar, yaşadığı süreci anlattı.

“KANSER OLDUĞUMU GÖZALTINA ALINDIĞIMDA TESADÜFEN ÖĞRENDİM”

Kanser hastası olduğunu tesadüfen öğrendiğini ifade eden Karapınar, girdiği ölüm orucu sonucu hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek’in cenazesine katıldığı için gözaltına alındığını ve orada kaburgalarının kırıldığını aktardı.

Karapınar sözlerine şöyle devam etti:

“Orada film çektiklerinde dalağımın büyük olduğu ortaya çıkmıştı. Sonrasında dalağın neden büyüdüğünü araştırdılar ve lenfoma (kan kanseri) teşhisi konuldu. Ancak kanser iyi huyluydu. 3 ayda bir gözleme tabii tutuluyordum. Doktorlar kan değerlerime bakıyorlar ve pet çekimi yapıyorlardı. Normal seyrinde ilerliyordu bu süreç. Sonrasında bir yalancı itirafçının ifadeleri üzerine tutuklandım ve hapishanedeyken tedavi sürecim engellendi. Tutuklandıktan 5 ay sonra hastaneye gidebildim. Bu 5 aylık süreçte, önce senin sağlık sorunun yok dediler, e-nabız sisteminde bir şey görünmüyor dediler. Sonrasında doktor yok, onun görmesi gerekiyor vs. dediler. Bu süreç böyle oyalamalarla geçti. 5 ayın sonunda hastaneye gidebildim ve doktorlar pet çekimi yaptılar. 18 Mayıs 2022’de de biyopsi yapmışlardı, onun sonucu belli oldu. Bu testlerin sonucunda kanser hastalığımın artık kötü huyluya dönüştüğünü öğrendim. Doktorlar hemen kemoterapi almamı söylediler. Hayati riskimin çok fazla olduğunu söylediler. Son yapılan tetkiklerde ise hastalığımın kemiklere kadar ilerlediği ve 3. evre ile 4. evre arasına kadar ilerlediği söylendi.”

“BİRÇOK HASTA TUTUKLUNUN TEDAVİSİ ENGELLENİYOR”

Hasta tutuklular olarak yaşadıkları sorunların ortak olduğunu kaydeden Karapınar, “Derdimizi anlatıp doktora gidene kadar çok uzun zaman geçiyor. Bu zaman zarfında birçok tutuklunun hastalığı geri dönülemez noktaya geliyor. Hastaneye gideceğimiz zaman ağız araması, ayakkabı araması, tabut gibi olan bir insanın zor sığdığı tekli ringlere binmeyi, çift kelepçe takmayı, doktor muayenesi sırasında kelepçeli muayene gibi dayatmalarda bulunuyorlar ya da tedavi sırasında üzerimizi çıkartmak durumunda kaldığımızda jandarmanın ve gardiyanların muayene odasından dışarısı çıkmasını istediğimizde bunu kabul etmiyorlar. Özellikle siyasi tutuklulara bu tür dayatmalarda bulunarak tedavilerini engelliyorlar. Örneğin, Ali Osman Köse isimli arkadaşımız böbrek kanseri ve ameliyat oldu. Pet çekiminin yapılıp kanser hastalığının ne evrede olduğunun öğrenilmesi gerekiyor ama bu tür dayatmalar nedeniyle tedavisinin ameliyattan sonraki kısmı yapılamıyor. Bunun gibi birçok hasta tutuklunun tedavisi çeşitli bahanelerle, dayatmalarla engelleniyor” diye konuştu.

“HAPİSHANELERDE BESLENME VE TEMİZLİK BAŞLI BAŞINA BİR SORUN”

Çeşitli dayatmalar ve bahanelerle tedavisi engellenen tutukluların bu süre zarfında hastalıklarının ilerlediğine ve bazılarının ölümle sonuçlandığına dikkat çeken Karapınar, konuşmasının devamında şunları aktardı:

“Ayrıca hapishanelerde beslenme başlı başına bir sorun. Aynı şekilde temizlik de başlı başına bir sorun. Yemekler hiç sağlıklı değil. Kantinlerden alabileceğimiz ürünler çok sınırlı ve çok fahiş fiyatlara satılıyor. Gerekli hijyen ortamı da sağlanamıyor. Ben kemoterapi aldıktan sonra bağışıklık direncim çok düştüğü için hijyenik bir ortamda bulunmam, yaşamam gerekiyordu. Kaldığım hücredeki lavabonun altı delinmişti ve oradan pis su akıyordu. Defalarca burayı tamir etmelerini söyledik. Buradaki pisliğin her yere dağıldığını ve bizi olumsuz etkilediği de belirttik ancak hapishane yönetimi ödenek olmadığı gerekçesiyle bu tamiratı yapamayacaklarını söyledi. Bu yaşadığım küçük bir örnek sadece. Bunun gibi yüzlerce basit gibi görünen ama insan hayatını olumsuz etkileyen durum söz konusu. Adli tutuklular, 10 kişinin kalacağı yerlerde 20-30 kişi kalıyorlar. Bazıları açık yarayla gezmek durumunda kalıyorlar ve bu kadar kalabalık ortamlarda hastalık bulaşmaması imkansız.”

“BAKANLIĞIN BU KONUDA DÜZENLEME YAPACAĞINI SÖYLEMESİ SEÇİMLERE YÖNELİK BİR HAMLE”

Adalet Bakanlığı’nın hasta tutuklara ilişkin yapacağı düzenlemeye değinen Karapınar, “Böyle bir düzenleme yapacaklarını söylemesi tamamen seçimlere yönelik bir hamle. 3600 ek göstergeyi çıkardılar, EYT ile ilgili çalışma yapacaklarını söylüyorlar, öğrencilerin kredi faizlerini sildiler. Bir seçim sürecine girildiği için iktidar bu tür düzenlemelerle göz boyamaya çalışıyor. Hapishaneler şu an çok kötü durumda ve çok fazla hasta tutuklu var. Tedavileri ciddi anlamda engelleniyor. Bundan dolayı da ölümlere varan durumlar yaşanıyor. Bu da çok gündem oldu son süreçte” dedi.

“YENİ BİR DÜZENLEMEYE GEREK YOK, MEVCUT YASALAR UYGULANSA SORUN ÇÖZÜLÜR”

“Mevcut yasalar zaten uygulanmıyor. Uygulamada çok fazla sorunlar yaşanıyor” diyen Hasan Karapınar şöyle devam etti:

“Tutuklulara insani açıdan yaklaşılmıyor. İnfaz kanunun 16. maddesi diyor ki; ‘Bir kişi hayatını tek başına idare ettiremiyorsa, temel gereksinimlerini karşılayamıyorsa bu kişinin cezası ertelenir.’ Bu yasa gerçek anlamda uygulanıyor olsa zaten sorun kalmaz. Onlarca kanser hastası, hafıza kaybı yaşayan, felçli, engelli, kalp hastası olan tutuklu var. Bunların hiçbirisi tek başına yaşamlarını idame ettiremiyor. Bu yasa gerçek anlamda uygulansa bu tür hastalığı olan bütün tutuklular tahliye edilir ve dışarıda gerekli tedavilerini olabilirler. Devlet bu konuda bilinçli olarak zaten içeride olan bir kişiyi ikinci kez cezalandırıyor.”

“DEVLET HİÇBİR HAKKI KENDİLİĞİNDEN VERMEZ, DAHA FAZLA DAYANIŞMA GÖSTERMELİYİZ”

200 günü aşkın süredir ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın taleplerinden birinin de hasta tutukluların tedavilerinin sağlanması için serbest bırakılmaları olduğunu hatırlatan Karapınar, “Özellikle siyasi nedenlerle tutuklu olan hastaların tedavisi engelleniyor. Devlet bilinçli olarak tutukluları ölüme terk ediyor. Yeni yapılacak olan düzenlemenin de bu anlamda bir şey değiştireceğini, durumu iyileştireceğini düşünmüyorum. Devlet hiçbir hakkı kendiliğinden vermez. Şimdiye kadar alınan haklar da tutukluların direnişleriyle, sorunlarını gündeme getirmesiyle alınmıştır. Biz devletten merhamet beklemiyoruz, hakkımız olanı istiyoruz. Bu anlamda hasta tutukluların sesini dışarıda daha fazla duyurmalıyız, daha fazla dayanışma göstermeliyiz. Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım ölüm orucundalar ve talepleri arasında hasta tutukluların serbest bırakılması da var. Bugün Gökhan’ın abisi görüşüne gitmiş ve Gökhan tekerlekli sandalyedeymiş. Yani artık yürüyemiyor demek bu. Sibel ve Gökhan’ı kaybetmek istemiyoruz. Onların direnişlerine, taleplerine herkes kulak vermeli. Onların sesine ses olmalı. Adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı duyarlı olan herkes bu tür direnişleri desteklemeli. Ancak birlik olursak, dayanışma sağlarsak haklarımızı alabiliriz ve adaleti sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak