URFA- Dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal’ın “görevi ihmal” suçlamasıyla asliye ceza mahkemesinde yargılandığı davadan 7 bin 500 lira para cezası çıktı. Mahkeme, cezayı da 12 takside böldü.
Kararı değerlendiren Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Can Tombul, polis müdürü hakkında açılan davadan da tesadüfen haberlerinin olduğunu söyledi, “Müfettiş raporu üzerine başlatılan bir soruşturma oldu. Dava aşamasında ne ailelere ne de bizlere hiçbir tebligat yapılmadı” dedi.
‘SANIK HİÇBİR DURUŞMAYA GETİRİLMEDİ’
Davaya aileler adına müdahil olduklarını hatırlatan avukat Tombul, dava sürecine ilişkin şunları söyledi: “Polis müdürü Yapalıal hakkında görevi ihmalden dava açılmıştı. Biz ilk aşamada, sorumlunun sadece polis müdürü Yapalıal değil, tüm kamu görevlileri olduğunu belirterek, soruşturmanın genişletilmesini talep ettik. Ancak bu talebimiz işleme bile alınmadı. Mehmet Yapalıal hakkında da görevi ihmalden değil en azından ‘görevi ihmal suçuyla insan öldürmekten’ dava açılmasını ve dosyanın ağır ceza mahkemesini talep ettik. Çünkü o gün orada 33 insan öldürüldü. Ancak mahkeme bu talebimizi reddetti. Bugüne kadar sanığı mahkemeye bile getirmediler. Talimatla Muğla’da ifadesi alındı. İfadesinin alınacağı gün bize bildirildi. Duruşma için gittiğimizde Yapalıal’ın ifadesinin bir gün önce alındığını öğrendik. Hem bizim sanığa soru sorma hem de ailelerin sanık ile yüzleşme hakkı engellenmiş oldu. Sanık bizden ve kamuoyundan kaçırıldı.”
Avukat Can Tombul, yargılamanın sonunda verilen 12 takside bölünmüş 7 bin 500 liralık ceza için “Aklımızla ve vicdanımızla dalga geçen bir karar” yorumunu yaptı.
Karara karşı istinaf mahkemesine itiraz edeceklerini belirten Tombul, “Katliama ilişkin yürütülen ana dosyada da gizlilik kararı devam ediyor. Açıkçası o soruşturmanın da ilerlediğini düşünmüyoruz. Katliamın üzerini kapatmak istedikleri çok açık. Sembolik olarak birini seçtiler ve sembolik ceza verildi. Toplumun vicdanını rahatlatacak bir karar değil elbette. Ancak biz ailelerimizle ve Suruç’tan sağ çıkanlarla birlikte adalet yerini buluncaya kadar mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF), Kobane’nin yeniden inşası için başlattığı “Beraber savunduk, beraber inşa ediyoruz” kampanyası kapsamında 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’nin önünde toplanan devrimcilere, DAİŞ canlı bomba saldırısı düzenlemişti. Katliamda; Alican Vural, Alper Sapan, Aydan Ezgi Şalcı, Büşra Mete, Cebrail Günebakan, Cemil Yıldız, Çağdaş Aydın, Duygu Tuna, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Erdal Bozkurt, Evrim Deniz Erol, Ferdane Kılıç, Hatice Ezgi Sadet, İsmet Şeker, Kasım Deprem, Koray Çapoğlu, Medali Barutçu, Mert Cömert, Murat Yurtgül, Nartan Kılıç, Nazegül Boyraz, Nazlı Akyürek, Nuray Koçak, Okan Pirinç, Osman Çiçek, Polen Ünlü, Serhat Devrim, Süleyman Aksu, Uğur Özkan, Vatan Budak, Veysel Özdemir, Yunus Emre Şen yaşamını yitirmişti.
/Etkin Haber Ajansı
Yoruma kapalı.