AKP’nin MHP’nin desteğiyle yapmak istediği Anayasa değişikliğine tepki gösteren EMEP, “OHAL anayasası değil, demokrasi istiyoruz” dedi.
CHP ve HDP’nin itirazlarına rağmen AKP ve MHP 18 maddeyi içeren anayasa değişikliği Meclis Genel kuruluna geliyor. Yapılmak istenen anaya değişikliğine tepkiler de sürüyor. EMEP, yapılmak istenen değişiklikle ilgili açıklama yaptı.
Ülkenin geleceğinin belirleneceği anayasa düzenlenmesiyle halk despotik bir rejim altında yaşamaya mahkum edileceğini belirtilen açıklamada “Son çıkartılan kararnameler tam bir istihbarat ve polis devleti, istibdat rejimi uygulaması olarak yurttaşlara dayatılıyor” denildi.
“İKTİDAR İHTİYAÇLARININ BİR DAYATMASIDIR”
Olağanüstü koşulların hukuksuzluğu altında bir hukuk ve sistem oluşturulamayacağı ortada olduğu ifade edilen açıklamada şu uyarılar yapıldı:
“Bu anayasa değişikliği toplumun farklı kesimlerinin ihtiyacının sonucu olarak taleplerini karşılamak üzere gündeme getirilen bir düzenleme değildir. Tam tersine iktidarın ihtiyaçlarının bir dayatmasıdır. Rıza göstermemiz istenen rejim, partili Cumhurbaşkanlığı adı altında bir parti devleti, tek adamın iradesine dayalı Başkanlık düzenidir. Getirilmek istenen bu rejim Türkiye’de son yüzyıllık siyasal tarihinde, bütün eksikliklerine ve antidemokratik yanlarına rağmen parlamenter sistem üzerinde gelişen demokrasi geleneğine, birikimlerine, toplum yapısına, çoğulcu kimliğine uymamaktadır. Yanı sıra bütün güçleri elinde toplayan bir iktidar yapısının diktatörlüğe dönüşme ihtimali tarihteki örneklerinden ve mevcut iktidarın politik hedeflerinden anlaşılacağı üzere gözardı edilemeyecek bir tehlikedir. Bu düzenleme ne pahasına getirilmektedir? Kutuplaşma, Kaos, Kan dökme, yıkım ve geleceksizlik.”
“DEMOKRASİ İSTİYENLER SUSTURULMAK İSTENİYOR”
Demokrasi isteyenlerin susturulmak istendiğini ifade edilen EMEP açıklamasında “Bunu kabul etmeyeceğiz. Türkiye’nin ihtiyacı sorunları biriktiren ve büyüten değil çözen bir siyasi iradedir. İşçi sınıfının, emekçilerin toplu sözleşme, örgütlenme hakkını güvence altına almayı, Kürt sorununun eşit haklara dayalı demokratik çözümünü, kadınların hak eşitliğini, inanç özgürlüğünü, toplumun tüm çeşitliliğiyle haklarıyla birarada yaşamasının güvencesi olan laikliği, gençlerin geleceğinin güvence altına alınmasını esas alan, halkın egemenliğine, hak ve özgürlüklerin kullanılmasına dayanan bir barış siyasetini iktidar yapmaktır” ifadelerine yer verildi.
OHAL KALDIRILSIN KHK’LER İPTAL EDİLSİN
Yeni anayasa yapılmadan önce, bunun koşullarının sağlanması gerektiği belirtilen açıklamada, bunun içinde, OHAL’in kaldırılması ve KHK’lerin iptal edilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada şunlar belirtildi: “Kürt sorununda ve dış politikada savaş siyasetine son verilmeli; sınır ötesindeki asker güçleri geri çekilmeli, emperyalist angajmanlara girilmemelidir. Baskı ve şiddet politikasına son verilmelidir. Ancak özgür bir ortamda yapılacak seçimlerden çıkacak bir kurucu meclis halk iradesini ve temsiliyetini sağlama özgüveniyle anayasa yapılabilir.”
“KARŞI DURMAK ZORUNDAYIZ”
HDP Kars Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Meclise gelecek anayasa değişikliği ilgili Evrensel’e konuştu. Anayasanın içeriğinden önce, anayasanın içinde geçilen ortama dikkate aldıklarını vurgulayan Bilgen şunları söyledi:
“Milletvekillerimizin tutuklu yargılandığı, OHAL kararnameleriyle insanların keyfi olarak işten atıldığı, gazetecilerin gözaltına alındığı, uygulandığı, işten atılanların olduğu, gazetecilerin gözaltına alındığı, derneklerin kapatıldığı bir ortamda nasıl bir anayasa tartışması yapılabilir sorusu bizim açımızdan en önemli noktadır. Özelikle Türkiye’nin kamplaştırarak toplumsal gerilimin bir siyasi kazanca dönüştürülmesi arayışı karşısında, bir tarafından temel demokratik talepleri gündemde tutmak, diğer yandan Türkiye’nin kalıcı bir OHAL tek adam, tek parti ve devlet rejimine sürüklenmesine karşı hem parlamentoda hem de toplumsal zeminde karşı durmak zorundayız. Yapılacak kapalı grup toplantısında milletvekillerimiz genel kurul sürecini ele alacaklar. Salı günü gerçekleştirilecek olan MYK toplantımızda da Meclisteki tartışmaların toplumsal kesimlerle ortak bir çalışmaya dönüştürülmesinin zeminini arayacağız.”
Yoruma kapalı.