PİRHA-İHD Dersim Şube Yöneticisi Agit Aral, “İfade özgürlüğünü cezalandıran bir baskı rejimiyle karşı karşıyayız. O yüzden 2021 yılı Dersim açısından yasaklarla geçen bir yıl oldu” dedi. Aral, “İnsanlar sürekli baskı altında ve artık bu kentte yaşanmaz hale getirilen güvenlikçi politikalar neticesinde çoğu insan yurtdışına gitmek zorunda kalıyor” diye konuştu.
10-17 Aralık İnsanlar hakları haftası. Türkiye’de 2021 yılı insan hakları açısından en karanlık dönemlerinden biri oldu. Hasta olan tutuklular tahliye edilmiyor, siyasi partiler düşüncelerini halka aktaramıyor, avcılık faaliyetleriyle hayvanlar öldürülüyor, Alevi köylerinde ezan okutuluyor.
İHD Dersim Şube Yöneticisi Agit Aral, Dersim’de 2021 yılında yaşanan hak ihlallerine dair PİRHA’nın sorularını yanıtladı.
“BASKI MEKANİZMASIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
PİRHA: Tunceli Valiliği’nin sürekli eylem ve etkinlik yasağı getirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
AGİT ARAL: Her siyasi parti, demokratik bir şekilde kendisini ifade etme özgürlüğüne sahiptir ama Dersim’de OHAL dönemiyle birlikte halen devam eden insanların kendisini ifade edememesi gibi baskı mekanizmasıyla karşı karşıyayız. Tunceli Valiliği, muhalif sesi baskılayarak insanların kendisini ifade etme hakkını elinde almaktadır. İfade özgürlüğünü cezalandıran bir baskı rejimiyle karşı karşıyayız. O yüzden 2021 yılı Dersim açısından yasaklarla geçen bir yıl oldu.
-Yasaklı bölgeler insanlarda nasıl mağduriyetler ortaya çıkardı?
Tunceli Valiliği, yaptığı açıklamada 29 yerin geçici özel güvenlik bölgesi olarak açıkladı. Geçici özel güvenlik bölgesi ilan edilmesiyle insanlar geçimlerini sağladığı gulik, ışkın, mantar gibi ürünlere ulaşamamışlardır ve yoksulluğa itilmiştir. İnsanların kendi cenazesini köyüne gömmelerini devlet sakıncalı buluyor. Sadece 2021 yılıyla alakalı bir durum değildir 90’lı yıllardan beri devletin Dersim toplumuna yoğun baskısı var.
“DERSİM’İN DOĞASIYLA OYNAMAYIN”
-Avcılık faaliyetlerini hak ihlalleri açısından nasıl değerlendirirsiniz?
Devlet sadece coğrafyayı insansızlaştırmayla yetinmiyor doğasına da yöneliyor. Devlet Dersim’de kutsal olan dağ keçilerini bilerek hedef haline koymuş durumda. Özel bir politika uygulanarak dışarıdan avcılar getiriliyor. Dersim’in doğasıyla bu kadar oynamayın insanların yaşam hakkı kadar hayvanların da yaşam hakkı var. İnsanlar yasaklı bölge olması sebebiyle köylerine gidemezken, avcılar elini kolunu sallayarak gidebiliyor, avcılar bu gücü nereden alıyor? Sosyal medyada katlettikleri hayvanların fotoğraflarını sergilemekten hiç utanç duymuyorlar. Son 16 yıl içerisinde 17 bin avcılık kursu açılıyor ve 500 bin avcılık sertifikası veriliyor.
-Dersim’de her yaz çıkan orman yangınları var!
Dersim’de çıkan orman yangınlarının söndürülmesi devlet tarafından askeri güvenlik bölgeleri gerekçe gösterilerek izin verilmiyor. Ülkenin çeşitli yerlerinde çıkan orman yangınlarına devlet bütün imkânlarını kullanırken Dersim’de hiçbir şekilde müdahale edilmiyor, müdahale etmek isteyen gönüllüler de engelleniyor. Orman yangınlarında yerleşim yerlerine sıçrama riskiyle karşı karşıya kaldı. Ülkenin diğer bölgelerinde çıkan yangınlar bölgeyi ranta açmak için çıktığını biliyoruz ama Dersim’de orman yangınlarının çıkmasının nedeni coğrafyayı insansızlaştırmaktır.
“706 GÜNDÜR ADALET YOK”
-Gülistan Doku 706 gündür yok, yaşam hakkı ihlali var mı?
Yaşam hakkı ihlali vardır, 706 gündür işlemeyen bir adalet mekanizması var. Yargılanmayan faiiler var, herkese işleyen adalet nedense bu davada işlemiyor. 706 gündür acılı aile kızım nerede diye soruyor, bizler de soruyoruz. Yargılama ne aşamadadır, failler belliyken neden yargılanmıyorlar? Gülistan Doku özelinde Dersim’de kadına yönelik özel bir politika uygulanıyor. Kentin girişinden çıkışına kadar kameralarla izleniyorsunuz bu kadar güvenlikli bir yerde Gülistan Doku’nun akıbetinin hala bilinmemesi kafalarda halen büyük bir soru işaretidir. 706 gündür işlemeyen adaletin işlemesini talep ediyoruz.
-Alevi köylerinde ezan okutulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kamuoyunun çok yoğun tepki göstermesiyle ezan okutulması geri çekildi. Kendi inancını yaşamasına izin verilmeyen bir toplumda yaşıyoruz, Dersim’in inancına saygı duyun.
“İNSANLARIN GÖMÜLMESİNE BİLE İZİN VERİLMİYOR”
-Ailelere verilmeyen cenazeler konusunda ne söylemek istersiniz?
İnsan haklarıyla insandır, her insan eşit ve özgür biçimde doğar o yüzden her insanın eşit bir şekilde gömülmeye hakkı vardır. Fakat uygulanan güvenlik politikaları sebebiyle hayatını kaybeden insanların kefenlenmesine bile izin vermeyen bir yapıyla karşı karşıyayız. İnsanlık dışı uygulamadır, bir mezarının olmasını talep eden ailelere güvenlikçi politikalarla müdahale ediliyor. Bu uygulamalar insanlarda derin tahribatlara neden oluyor.
-Dersim’de ajanlık dayatması ve koruculuk sistemiyle insanlar baskı altında mı?
Dersim’de güvenlik politikalarının sonucu olarak insanlar ajanlık dayatmasıyla karşı karşıya. İnsanlar sürekli baskı altında ve artık bu kentte yaşanmaz hale getirilen güvenlikçi politikalar neticesinde çoğu insan yurtdışına gitmek zorunda kalıyor. O yüzden devlet bir an önce ajanlaştırma politikalarına son vermelidir. Koruculuk burada yaşayan insanlar için bir tehdit oluşturmaktadır. İHD olarak koruculuk sisteminin kaldırılması ve güvenlikçi politikalardan vazgeçilmesi çağrısı yapıyoruz.
Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.