PİRHA-Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu’nda konuşan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, “Üç şahsiyet de benzer hümanistik düşünceler üretmiş ve bu topluma çok derin duygusal ve yaşamsal izler bırakmıştır” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu’nun ilk günü geride kaldı.
“HACI BEKTAŞ VELİ’DEN ÖNCE DE OCAKLAR VARDI”
İlk gün gerçekleşen oturumlarda İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Yaman, Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Abdurrahman Güzel, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Ersal, Prof. Dr. Ömür Ceylan, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi İlgar Baharlu, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Saffet Sarıkaya ile Almanya’dan Dr. Sara Nur Yıldız konuşmalarını yaptı.
“Hacı Bektaş Veli kültü merkezli iki kurumsallaşma: Ocak ve tarikat” başlığıyla yaptığı sunumda Doç Dr. Mehmet Ersal, Hacı Bektaş Veli ocağının bütün ocakların bağlı olduğu bir ocak olmadığını söyledi. Ersal, Hacı Bektaş Veli’den önce de ocakların olduğunu ifade etti.
“ÜÇ ŞAHSİYET TOPLUMA DERİN İZLER BIRAKMIŞTIR”
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ise PİRHA‘ya özel konuşurken, şunları kaydetti:
“UNESCO yılı her üç değer içinde uluslararası ölçekte de tanınmaları farkındalıklarının arttırılması ve onların değerleri, çağlarını aşan sözcüklerinin, düşüncelerinin, duyguların geniş kitlelere tanıtılması için düzenlenmiş bir anma yılındayız. UNESCO ilan etti ve çok değerli ve isabetli bir karar oldu. Bu kapsamda İBB kendi üzerine düşen sorumluluğu yaparak bu üç değer üzerinde etkinlikler yapmaya devam ediyor. Böyle büyük isimler üzerinde çalışmış, bugüne kadar ürünler üretmiş onları tartışmış, büyük akademisyenler ve çok değerli hocalar yan yana gelmesini ve bir sempozyuma konu olmasını istedik.
Bu üç ismi ayırmak istemedik. Ayrı sempozyumlar yapmadık. Bizim için daha önemli bir konu üç şahsiyetin de on üçüncü yüzyılda aynı potada aynı toplumsal koşullarda benzer hümanistik düşünceleri üretmiş ve bu topluma çok derin duygusal ve yaşamsal izler bırakmış olması. Biz üçünü aslında bir yüzyılın etkisi bakımından ele aldık. Onların değerlerinin bugüne kadar gelmesindeki evrensel değeri anlatmaya çalıştık. Çok değerli akademisyenlerde dolu dolu sunumlar yapmaya başladılar. Sempozyum çok değerli bir noktaya doğru gidecek. Sempozyumun bütün ürünlerinde ardından tekrar değerlendirip, genişletip, basılı olarak hem yerli hem yabancı okuyuculara uygun hale getireceğiz ve halka sunacağız.”
Sempozyum 5 Aralık Pazar günü de birçok başlık çerçevesinde devam edecek.
Berfin YILDIZ – Barış KOP / İSTANBUL
Yoruma kapalı.