PİRHA-DAD Basın Sekreteri Bülent Felekoğlu, geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden İmranlı Belediye Başkanı Murat Açıl’ın Hakk’a uğurlama erkanına ilişkin yazı kaleme aldı. Felekoğlu, Açıl için cemevinde yapılan uğurlamanın aslında Sünni ritüellere göre yapıldığına dikkat çekerek, “Koçgiri kadınları evlatlarına ağıt yakarken hakikati yüreğimizin en derininde yankılandı. Fakat; ne çare ki işgüzarca iş bilenler hazırlamışlardı meydanı. Kırıma uğrattıkları Koçgiri’nin fatihasını İstanbul’da okudular” dedi.
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Basın Sekreteri Bülent Felekoğlu, Sivas’ta trafik kazasında hayatını kaybeden İmranlı Belediye Başkanı Murat Açıl’ın İstanbul’da Garip Dede Cemevi’nden Hakk’a uğurlanarak Büyükçekmece Mezarlığı’nda toprağa sırlanmasına ilişkin yazı kaleme aldı.
Felekoğlu yazısında, Açıl için yapılan Hakk’a uğurlama erkanının Alevi inancının ritüellerine uygun olmadığını, Alevilerin Sünnileştirilmeye çalışılarak asimile edilmek istendiğini belirtti.
“DERDÊ DİLAN. VASİYETİ OLANLARA…”
Bülent Felekoğlu’nun yazısının tamamı şöyle;
“Derdê Dilan. Vasiyeti Olanlara ….
Ax u ax zeman, gûl u derd ten ziman, miriye meji disa li bin destan.
Cigera me xezar parçan, denge xeng u dayikan gihişt ezman…
Elim bir trafik kazasında yaşamını yitiren İmranlı Belediye Başkanı Murat Açıl’ın Garip Dede Dergahı’nda Hakka Uğurlama Erkanı (Cenaze Namazı) yapıldı. Koçgiri’de ablası “Ne olur tekrar buraya getirin” ağıdı ile yalvardı can kardeşini ana toprağından götürenlere. Bir savaş esirinin son dileği gibi idi. Fakat köklerine dönenler için ya kayıp mezar ya da sürgün ellere tekrar sürgün edilmektir zulmün kitabında. Çünkü mezarın yurdunun tapusudur. Gurbet ellerde ise bir karışlık mekân. İstanbul – Küçükçekmece’de Hakk’a sırlandı. Gelecek de kendilerini Cumhurbaşkanı görenlerin yönlendirmesi ile İstanbul’a cenazesi getirildi. Lakin en iyi Kürt ölü Kürt’tür. Açık yasası gereği işletildi bu işleyiş.
Koçgiri kadınları evlatlarına ağıt yakarken hakikati yüreğimizin en derininde yankılandı. Fakat; ne çare ki işgüzarca iş bilenler hazırlamışlardı meydanı. Kırıma uğrattıkları Koçgiri’nin fatihasını İstanbul’da okudular. Cem Vakfı’nın icazetli erkanı ve Alevi örgütlerinin onayı ile anladığımız dil olan Türkçe ile erkanı yürütüldü. Tüm kurumların onayladığı Hakk’a Uğurlama Erkanı kitapçığında aynı işleyiş uygulanıyor. Vasiyet edenler hiç cenaze erkanına katılmamış gibi davranıyorlar. Arabesk Hakikatçilik yapıyorlar. Anadilinde değil çünkü anadili olan Kürtçe icazetli anlaşılır bir dil değil. Anadilinde erkan yürütüldüğünde, Reya Heq/ Hakk Yolun dili meydana gelir.
Birde ilk defa görmüş gibi vaveyla edenler var. Vasiyet bırakanlar. Yalnız hepsi de bu asimilasyona ortak olduklarının özeleştirisini vermeden. Beni sazlarla, türkülerle gömün diyorlar. Başım ucuna musahibim gelsin helalliğim ondadır diyen yok. Kirvem gelsin ikrarıma nişandır. Pirim gelsin ocağı cemalim, bedenimi sırladığım hardır. Anam, babam, kız kardeşlerim başım ucunda durun. Kadınlar en ön safa gelin lakin Hakk meydanda rıza ile görünür. Kadın kemaletiyle can berzahta kalmaz. Anadilimde bir gülbeng versin Pirim diyen yok. Varsa yoksa anladığım dil. Ocaklarını anan, hangi aşiretten olduğunu söyleyen yok. Tüm Ocakların başı Hacı Bektaş ile bağlanmış. Herkesin istediği de bu değil mi? Pir Hacı Bektaş’ı hilelerine ortak etmek.
Çünkü gerçek hepsinin tekerine çomak sokar. Biz biliyoruz ki köklerinden nasiplenen Cem, Cıvat, Erkan sapma yaşamaz. Hakikat her göründüğünde her meydanda kendini hatırlatır. Hakikatin aslına dönme gibi bir gerçeği vardır. Bundan kaçanlar arabeskleşerek sermaye tüketirler sadece.
“KILIÇDAROĞLU TABUTUMUZ ÜZERİNDE HELALLEŞECEKSE ÖNCE ELLERİNİ GÖNÜL KABELERİNE KOYSUNLAR”
Bugün Hakk Yol Alevilere bir ray çizilmek isteniyor. Bildiğimiz ve gördüğümüz bir çizgi. Faşizmle korkut, sosyal demokratlara payanda yap. On yılda bir bu durumu tekrarla taki Alevilikten bir şey kalmayana kadar. CHP ve sayın Kılıçdaroğlu tabutumuz üzerinde helalleşecek ise, İmamoğlu ile önce ellerini gönül kâbelerine koysunlar. Oradan Hakk olan sirayet edecektir. Ama gördük ki ne mümkün eller gitmiyor gönül kâbesine.
Eşit Yurttaşlıktan bahseder kaç zamandır kurumlarımız. Fakat; T.C. Anayasası zaten tüm Yurttaşlarını kanun önünde eşit olarak tanımlamıyor mu?
O vakit eksik olan tanımlanma sorunudur. O da Kurucu Meclis ve Kurucu Yurttaşlık İlişkisi ile Anayasal olarak tanımlanmaktır. Ekonomi üzerinden halkları oyalayan muhalefet halen mecliste bütçe konuşuyor. Top çevirme meselesi. Bahçelinin verdiği ayar ile. Meclis halkı oyalıyor sadece, bu oyalamadan Aleviler, Kürtler, kadınlar ve işçiler için kalacak olan sadece yeni asimilasyon ve Milli Yerli Sosyal Demokrat dikta hükümeti olur. Onun gövde gösterisini de Murat canımızın erkanında gördük. Sistemin birleştiği Alevilik de Kürtlük de orada açık görülmüştür.
Heq rama xwe leke, çila wi şa bike, Xızır şewq u qerata wi par bike. Pire xwe ra Heq ra Heq be. Sere Eşire, Male u heval hogiran sağ be.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.