Alevi Haber Ajansi

‘İzmir Depremi’nin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen mağduriyetler giderilmedi’

PİRHA- TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu, İzmir’de 117 yurttaşın yaşamını yitirdiği 30 Ekim depreminin yıl dönümünde ortak bir açıklama yaptı. Üzerinden 1 yıl geçmesine karşın mağduriyetlerin sürdüğü belirtilen açıklamada, “22 Şubat 2021 tarihinde temeli atılan ve Eylül 2021’de bitirileceği açıklanan deprem konutlarının halen bitirilemedi” denildi.

İzmir’in Seferihisar ilçesinde 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 117 kişi hayatını kaybetmişti.

Depremden hemen sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmıştı. Gözaltı kararı verilen şüphelilerden 7’si tutuklanmış, 3 şüpheli hakkında da adli kontrol kararı verilmişti.

İzmir’de Seferihisar açıklarında 30 Ekim 2020’de 117 kişinin ölümü ile sonuçlanan depremin birinci yıldönümü. 117 kişinin yaşamını yitirdiği kentte sorunlar hala devam ediyor. Yaklaşık 85 bin kişi evini kaybederken depremzedelerin sorunları hala çözülemedi. Verilen sözlerin yerine getirilmemesinden ve yurttaşların arazilerinin ellerinden alınmasından dolayı mağduriyet arttı.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu, İzmir’de 117 yurttaşın yaşamını yitirdiği 30 Ekim depreminin yıl dönümünde ortak bir açıklama yaptı. Üzerinden 1 yıl geçmesine karşın mağduriyetlerin sürdüğü belirtilen açıklamada, “22 Şubat 2021 tarihinde temeli atılan ve Eylül 2021’de bitirileceği açıklanan deprem konutlarının halen bitirilemedi” denildi.

“DEVLET TARAFINDAN YAPILAN BİNALAR İÇİN NEDEN PARA TALEP EDİLDİ”

TMMOB İzmir Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu’nun ortak açıklamasında, depremin ardından yaşanan aksaklıklarla ilgili sorulan sorulara hükümet ve ilgili bakanlıklar yanıt vermedi. “Hükümet ve ilgili bakanlıkların İzmir’in sesini önemsemediklerini görülmüştür” denilen açıklamada, depremin ardından yaşanan süreç ve aksaklıkları şöyle sıralandı:

“-Proje alanında devlet tarafından yapılan binalar için neden para talep edilmiştir. Neden yapım devlet tarafından karşılanmamıştır?

-Bakanlık tarafından ilan edilen yedi proje alanında sekiz kata kadar inşaat izni verilirken yeni yapılan projelerde zemin 5 kat inşaat izni verilmiştir. Bu kararın bilimsel nedeni var mıdır? Varsa nedir? Yaklaşım kazanılmış hakkın ihlali değil midir?

-İzmir şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken, planın bütünlüğü ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine hiç danışılmış mıdır?

-Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 21. maddesinin 6. fıkrasında “Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz” denmektedir. Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne aykırı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir? Bu etüt raporuna sahip olmadan yapılan planlama sonucu bir sonraki depremde aynı bölgede tekrar can kaybı yaşanırsa sorumlusu kim olacaktır?

-Yedi proje alanı hangi kriterlere göre oluşturulmuştur. Projeler neden hiç askıya çıkarılmadan ihale edilmiştir? İhalenin kamu yararına en uygun bedelle yapıldığının kanıtı var mıdır?

-Depremde hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi olan arsalar rezerv alan ilan edilmiştir. Rezerv alan tarifine göre bu alan rezerv alan edilebilir mi? Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması gereken alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesinin yasal dayanağı ve kriteri nedir?

-6306 kentsel dönüşüm 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını sağlamaktadır. Bu durum mülkiyet hakkına ve anayasaya aykırı değil midir?

-Proje alandaki binalar hangi bilimsel kriterler gözetilerek 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınmıştır. Tüm bunların nedeni rant bölgesi olan lokasyonlarda anayasadaki mülkiyet hakkına aykırı olarak 6A maddesine işlerlik ve uygulama alanı kazandırmak mıdır?

-İdare ancak ve ancak kanunlarla öngörülen şekilde kamulaştırma ile ivedi durumlarda kamulaştırmasız el atma ile satın alma veya takas trampa ile mal edinebilir. Proje alanındaki örnekler vatandaşın mülkiyetini hazineye geçirip, istendiği gibi plan proje üretilip, ardından ihaleye ile vatandaşın malını vatandaşa satılması durumu ortaya çıkmaktadır. Vatandaş kendi istediği ekip ile neden kendi inşaatını yapamamaktadır? Bu konudaki açıklamanız nedir? Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırı değil midir?

-Depremden zarar görmüş 652 adet ağır hasarlı bina varken orta hasarlı ve az hasarlı binaların dahi dahil edilmek suretiyle sadece yedi proje alanı oluşturulmasındaki kamu yararı nedir?

-Hak sahipliği için imzalatılan belgede kullanılacak kredi miktarının belli olmadan imza atılması zorunlu tutulmuştur. Depremzedeler ne kadar borçlandığını bilmeden hak sahibi olmaya mı zorlanmıştır. Bu rakam, üzerinden bir yıl geçtikten sonra, kaç liradır. Eylül ayında bitirileceği söylenen binaların bırakın bitirilmeyi ödenecek kredisinin bile ortaya konamaması gerçeğine karşı bir açıklama var mıdır?

-Yıkımı resen gerçekleştirilen binaların enkaz bedelleri vatandaşlara ödenecek midir?

-Devlet vatandaşından yıkım bedellerini talep edecek midir?

-Halk arasında deprem vergisi olarak bilinen, 1999 dan beri 20 yıldır toplanan ve her yıl zamlanan özel iletişim vergisi neden ağır ve orta hasar alan binaların yapımında kullanılmamıştır?

-İdareniz tarafından hasarsız, az hasarlı veya orta hasarlı olduğu halde yıkılmış bina var mıdır? Eğer yıkıldı ise hangi dayanak ile yıkılmıştır?

-Halen ağır hasarlı olup yıkılmayan kaç bina vardır?

-İhale dökümanları, ihale şartnameleri, ihale edilen projelere ilişkin teknik ve hukuki detaylar neden kamuoyu ile paylaşılmamıştır

-7269 ve 6306 sayılı kanunların borçlandırma rakamlarının tesisi, yapılandırılması ve ödeme şekil ve şartları farklılık arz etmektedir. Binaların 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınarak ayrıştırıldığı gerçeğine binaen, uygulamada aynı afeti yaşamış vatandaşlar arasında gerek borç tahakkuku gerekse geri ödeme süre ve koşullarında da bu fark yaratılacak mıdır?

-30.10.2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Bayraklı Şehir Hastanesi bölgesinde orman vasfı dışına çıkarılarak ve alanın sit statüsü yeniden düzenlenerek bir kısmı tamamen doğal sit statüsü dışına çıkarılmak sureti ile alelacele “rezerv alanı” belirlenmesi hangi bilimsel dayanaklarla yapılmıştır? İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sellere kapılarak hayatını kaybetmesi sonrasında harcanan kamu kaynakları yapılan binlerce km. teras, ağaçlandırma yapılan alanın yeniden konut alanına çevrilmesi yeni felaketlerin kapısını açmayacak mıdır? Kentsel alan içerisinde rezerv alan/alanlar olarak belirlenebilecek kamu mülkiyetindeki alanlar olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?

-Hastane bölgesinde ilan edilen rezerv alanda kaç konut yapılması planlanmaktadır. Hastane yanındaki rezerv alana yapılacak konutlardan kaç adedi 7269 nolu kanun şerhi bulunan ağır hasarlı apartman maliklerine verilmiştir. Kalan konutlar kimlere verilecektir? Bakanlıkça yerinde üretilecek konut ve dükkânlar için, oluşabilecek muhtemel fazlalığın dağıtımı ile ilgili uygulama ne olacaktır?

-Hastane bölgesinde yapılan konutların altyapısı (elektrik, su ve en önemlisi kanalizasyon) fiili durum nedir?”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak