PİRHA-Demokratik Alevi Derneği Ankara Şube Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dair açıklama yaptı. “Ana Fatma’nın, Elif Ana’nın kemalatiyle yaşamı savunacağız” diyen kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine de vurgu yaptı.
Demokratik Alevi Derneği (DAD) Ankara Şube Kadın Meclisi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne dair açıklama yaptı.
Açıklama öncesi çerağ uyandırılırken, Şube Eş Başkanı Meral Gökokuş, “Bizler Mirabel kardeşlerin, Rozaların yoldaşlarıyız” dedi. Kadın mücadelesinin hedefinde köleleşmeyen toplumların olduğunu ifade eden Gökokuş, şunları söyledi:
“Tarihini bilmeyen toplumlar geleceklerini kuramazlar. Tarihini bilemeyen kadınlar da köklerini bilmezler. Bizler Ana Fatma’nın Zeynep’in, Zarife’nin, Bese’lerin, Sakinelerin mirasçıları ve gelecekleriyiz. Bizler Kırklar meclisindeki kadınlarız. Bizler Kadıncık Ana’nın mürşid makamında olanlarız. Bizler kâinatın kendi yolu ve kemaletiyiz. Sana düşman bana düşman savaşları başlatan iktidarlar, ilk kanı akıtanlar, kadınları köle pazarlarında satıp tecavüzü aklayan erkekler ve buna karşı mücadele eden biz kadınlar. Adem şahsında erkek iktidarına karşı mücadele veren Lilth’ten bugüne kadar kadınlar kendi tarihini yazmaya ve kendi geleceklerini kurmaya devam ediyorlar. Biz kadınlar dünya tarihinde ölüm listelerinde istatiksel bilgiler olduk. Biz kadınlar karakollarda şikâyet edip öldürülen rakamlar olduk. Biz kadınlar iktidarın askerleri tarafından tecavüze ve ölüme mahkûm kılınan kadınlar olduk. Biz kadınlar bu kâinatın canlıları olarak ölüme peşkeş çekildik. Nerede mi, evlerimizde, nerede mi fabrikalarda nerede mi, cezaevlerinde, nerede mi köle pazarlarında. Nerede mi erkek aklın dünyasında. Biz kadınlar Kerbela’dan buyana, yani Mayalardan, Aborjinlere, şifacı kadınlardan, Kızılderililere; toprağa, suya, havaya, ateşe, eşit yaşamı kuranlarız.”
“KADINLAR ANNELİK VASFI İLE SINIRLANDIRILIYOR”
Programda söz alan bir diğer isim ise Yönetim Kurulu üyesi Sevdağ Atbaşı oldu. “Patria, Minerva ve María Teresa, baskıcı yönetime karşı itirazlarıyla bugüne ilham veren üç kız kardeş oldu” diyen Sevdağ Atbaşı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin günümüzde daha da derinleştiğini vurguladı.
Atbaşı, şöyle devam etti:
“Tüm dünya halklarını tehdit eden Pandemi bile kadınların birçok hakkının gasp edilmesinde bir başka araç haline getirildi. Kadınlar gerek emek boyutuyla, gerek psikolojik ve sosyolojik olarak her türlü sömürüye, şiddete maruz kalmaktadır. En derin yoksulluğa mahkûm edilmeye çalışılan, ev ve annelik vasfıyla sınırlandırılmaya çalışılan kadınlar üzerinden en büyük toplumsal ayrımcılık yapılmaktadır. Kadınlara yönelik tüm şiddet biçimleri karşısında en önemli mücadelemiz ve en meşru olan hakkımız öz savunmadır. Erkek aklın devamı olan töre ve namus cinayetleri, berdel, küçük yaşta evlilik, çok evlilik, başlık parası gibi konular karşısında zihinsel, kültürel ve sosyal olarak en etkili mücadele yöntemleriyle karşı durmalıyız.”
“ERKEK AKLINA KARŞI DİRENİYORUZ”
DAD Ankara Şube Sekreteri Hatun Şimşek de Alevi inancında cins ayrımının reddedildiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
“Alevi inancında kadınlar bir cins değil, yolun kendisidir. Karşılaştığımız onca dayatmaya boyun eğmeyen bizler, kadın kırımını işleyenlere karşı öz gücümüzle kendimizi savunacağız. Derinlerde yatan Ana Fatma’nın, Elif Ana’nın kemalatiyle yaşamı ve kendimizi savunacağız. Kadının karşılaştığı şiddet, taciz, tecavüz, katledilme ve kadın ticareti bu soykırımın sadece dışa vurumu ve sistemin gerçekliğidir. Bu gerçekliği bize dayatan ve şekillendiren erkek aklına karşı direniyoruz.
Tüm bu yaşananlara rağmen İstanbul Sözleşmesi büyük bir kazanımımız olmuşken erkek zihin tarafından iptal edilmek istenmektedir. Amaç kadının soykırımını meşrulaştırmaktır. İstanbul Sözleşmesi kadınların cümle canı, cümle varlığını sahiplenmenin sözüdür.
“TÜM KATLEDİLEN KADINLAR İÇİN ÖZÜMÜZ DARDADIR”
DAD üyesi Pınar Altay ise “Alevi kadınlar olarak, Zarife gibi mücadele etmeli, Bese gibi inançlı olmalı, Kadıncık Ana gibi öğretici olmalı ve Zeynep gibi dilden dile mücadeleyi yaymalıyız. Hak ve hakikat mücadelesinden vazgeçmeyen, direnen kadınlara aşk olsun. Tüm katledilen kadınlar adına özümüz dardadır” dedi.
Konuşmalar ardından çerağların sırlanmasıyla etkinlik sonlandırıldı.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.