PİRHA-Roboski İçin Adalet Girişimi, katliamın üzerinden 106 ay geçmesine rağmen adaletin hala sağlanamadığı hatırlatarak, “Roboski aydınlatılmadıkça, Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme söz konusu olmayacaktır” dedi.
Haberin videosu;
Roboski İçin Adalet Girişimi, Roboski Katliamı’nın 106’ncı ayı nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesinde basın toplantısı düzenledi. İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu üyesi Sevil Turgut, katliamın üzerinden 3 bin 227 gün geçtiğini hatırlatarak adaletin henüz sağlanmadığını söyledi.
“İNSANLIK DIŞI UYGULAMALAR SAVAŞ HALLERİNİN SONUÇLARIDIR”
Turgut, açıklamada devamında şunlar ifade etti:
“28 Aralık 2011 gecesi, saat 21.30 ile 22.24 arasında, ailelerinin geçimini sağlamak için yola çıkmış ve sınır ticareti yapmaktan başka amaçları olmayan, günlük 50-100-200 TL kazanabilmek adına zor doğa koşullarına karşı mücadele veren sivil insanlarımızın üzerlerine TSK uçakları tarafından 4 bomba atıldı. Ölümün 34 insana reva görüldüğü, sağlık ekiplerinin bölgeye alınmadığı, ailelerinin cenazeleri katırlara ve römorklara yüklemek zorunda kaldı. Bu ölümler ve kıyametin duyurulmadığı, görmezden gelindiği bir an yaşandı Roboski’de. Ve tarihteki tüm katliamlardaki gibi geçen 461 haftaya rağmen adaletsizliğe ve cezasızlığa teslim edildi. İnsan yaşamının kutsallığı ve dokunulmazlığını sağlamakla yükümlü olan devlet, bu ve benzer katliamlar karşısında hiçbir sorumluluğunu yerine getirmedi, getirmiyor. Dünyada yaşanan tüm zulüm ve katliamlar savaş hallerinin sonuçlarıdır. Barışçıl bir ortamda yaşayan ve demokratik tüm hakları teslim edilmiş toplumlarda bu katliamların yaşanması düşünülemez. Yaşanması durumunda da hukuk normlarını ve adaleti sağlamakla mükelleftir devletler ve görevlerini yerine getirirler. Ancak 100 yıldan fazladır bu ülkeye egemen olan zihniyet, katliamlar konusunda hep kötü bir tablo çizmekte ve çizmeye de devam etmekte. Bizler katliamlara karşı sesimizi yükseltmeye, adalet talep etmeye devam ettikçe ortaya yeni hak ihlalleri çıkmakta ve yeni katliamlar, zulümler, insanlık dışı uygulamalar yaşatılmaktadır.”
“AİHM’İN DAHİ VERMİŞ OLDUĞU KARARLARA UYULMAMAKTADIR”
“17 bin faili meçhulün olduğu bir ülkede ne yazık ki olması gereken uygulamaları bekleyemiyoruz da göremiyoruz da. Bugüne kadar tüm engelleme ve zorluklara rağmen açılabilmiş sınırlı sayıdaki davalar da cezasızlık politikası ile teker teker kapatılmıştır” diyen Turgut, “İnsanlığa karşı işlenmiş olan suçlarda zaman aşımı olmamasına rağmen pek çok dosya zaman aşımı nedeniyle sonlandırılmıştır. Türkiye imza attığı uluslararası belgelere -Anayasanın 90. maddesince uyulması yönünde hükme rağmen- uymamakta, yok saymaktadır. Gerek iç hukukta gerekse uluslararası hukukta Türkiye çaresizliğe ve cezasızlığa mahkûm edilmek istenmekte, AİHM’in dahi vermiş olduğu kararlara uyulmamaktadır” ifadelerine yer verdi.
“BİR AN ÖNCE ADALET SAĞLANMALIDIR”
Bir ülkenin nasıl yönetildiği, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakınca anlaşıldığına dikkat çeken Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadına ve çocuğa yönelik şiddet, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve ölümler; hapishanelere kapatılan yüzlerce aydın, hak savunucusu, muhalif kesimlerden insanlar, yazarlar, belediye başkanları, milletvekilleri, siyasetçiler, gazeteciler ve pek çok suçsuz insan; iş cinayetleri, doğa katliamları, yoksulluk ve çaresizlikten ölümü seçenler. Vergiye mahkum edilmiş milyonlar ve vergilerin savaşa ve yolsuzluğa aktığı bir ülke. Şimdi yine sınırımızda ve sınır ötesinde savaş tamtamlarının çalınmasına önayak olan bir zihniyeti yaşıyoruz. 6 milyon oy almış bir partinin öncüleri, yerel yöneticileri ve parti yetkilileri sudan sebeplerle tutuklu veya gözaltında. Basın açıklaması yapmak isteyen gençler gözaltına alınıyor. Bu tutumların hepsi, bu ülkede yaşanan haksızlıklar ve hukuksuzlukların, barışçıl yaşamdan uzaklaşmanın, savaşların yüceltilmesinin sonuçlarıdır. Bizler Roboski katliamı özelinde bu sonuçlara itiraz ediyoruz ve barışçıl bir ortamda yaşama hakkımızı, katliamların aydınlatılmasını, yüzleşilmesini, adaletin sağlanmasını, gözü yaşlı annelerin acılarının biraz olsun hafifletilmesini talep ediyoruz.”
“ADALET, ADALETSİZLİĞİN OLDUĞU YERDEN YÜKSELİR”
Turgut, Roboski’ye adalet gelmeden Türkiye’ye adalet gelmeyeceğini vurgulayarak, “Başta Roboski olmak üzere tüm insan yaşamını ve özgürlüklerini ortadan kaldıran savaşa ve şiddete karşı, hepimiz itiraz hakkımızı kesintisizce kullanacağız. Yaşadıklarımızın aslı; devlet, cezasızlık, savaş ve adaletin olmayışıdır. Biz, adalet arayışının, bir arada ve barış içerisinde yaşamanın tarafıyız. Devlet ve iktidar şiddetine karşı, Roboski ve tüm katliamlar için adaleti talep etmek adına bir araya geleceğimiz ve adaleti sağlayacağımız güne kadar yataklarımızda rahat uyumayacağız, uyutmayacağız da. “İnsan olarak ne yapabilirim?” sorusunu soran herkese her ayın 28. günü sesleneceğiz, hatırlatacağız “gelin sesimizi birlikte yükseltelim” diyeceğiz. Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.