PİRHA- Kars Sarıkamış’a bağlı Alevi köyü Aşağısallıpınar’a cami yapılmasını değerlendiren Balkız, 12 Eylül ile birlikte Alevi köylerine cami yapma kampanyası başlatıldığını hatırlatarak, “Devlet bu kadar zalim olamaz, bu kadar dayatmacı olamaz, bu kadar vatandaşının önemli bir kısmını buna mecbur kılamaz, buna hakkı yoktur” dedi.
Araştırmacı Yazar, Eğitimci, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) önceki dönem başkanlarından olan Ali Balkız, Kars Sarıkamış’a bağlı Alevi köyü Aşağısallıpınar’a cami yapılmasını PİRHA’ya değerlendirdi.
“DEVLETİN BÜTÜN ÇABASI ALEVİLERİ NASIL ALEVİLİKTEN ÇIKARIRIZ”
Özellikle 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğü sonrası Alevileri asimile etmenin araçlarının, yollarının, yöntemlerinin çeşitlendirildiğine dikkat çeken Balkız, şunları ifade etti:
“Elbette en başta zorunlu din derslerini saymak lazım. Çok daha genel Türkiye’yi kapsayan bir şey ama ona ek olarak belki birçok etkenleri var. 12 Eylül ile birlikte Alevi köylerine cami yapma kampanyası başlatıldı. Refahiye ilçesinde birçok Alevi köyüne cami yapıldı ve bu yaygınlaşarak devam edip gidiyor. Sarıkamış’taki bu örnekte son örneklerden biri elbette ancak bu son olmayacak, taze yaşamakta olduğumuz bir şey. Bu tam anlamıyla bir misyonerlik faaliyeti. Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı’nın bütün olanaklarıyla Türkiye’de Alevileri nasıl Aleviliklerinden uzaklaştırırız, nasıl Sünnileştiririz, nasıl Ramazan orucunu tutturabiliriz çabası var.”
“ALEVİLERİ KÖYLERİNE HİZMET GÖTÜRÜLMESİNİN ŞARTINI CAMİYE BAĞLAMAK TAMAMIYLA HUKUKSUZLUKTUR”
Balkız sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alevi köyüne yol yapılacaksa yapılacaktır, köprü yapılacaksa yapılacaktır, Tarım Kredi Kooperatifi kredi verecekse verecektir, Tarım Bakanlığı damızlık verecekse verecektir, Toprak Mahsulleri Ofisi onların ürünlerini alacaksa alacaktır, bu devletin vazifesi. Devletin bu vazifesini yaparken onlardan bir şey istemesi abesliktir, haksızlıktır, hukuksuzluktur. Ne istiyor? Köyünüze cami yaparsam. Ne diyecek bizim köylü vatandaşımız git kardeşim diyecek. Ne senin camini istiyorum, ne de senin hizmetini istiyorum der mi? Der. Diyenler var mı? Var. Sayıları çok mu? Çok.
“DEVLET BU KADAR ZALİM OLAMAZ”
Aşağısallıpınar örneğinde de olduğu gibi süreç içeresinde köylülerin en azından bir kısmının çeşitli nedenlerle direnişleri kırılabiliyor. Köyün bir muhtarı var, muhtar köyü temsil ediyor. Kaymakam, vali, bu muhtarı ele geçirdiği zaman o köye köylülerin rızası adına birçok şey yaptırabiliyor. Kars’ta yaşanılan bunun son örneklerinden biri. Bu olmaz, bu olmamalı. Devlet bu kadar zalim olamaz, bu kadar dayatmacı olamaz, bu kadar vatandaşının önemli bir kısmını buna mecbur kılamaz, buna hakkı yoktur. Sanki böyle yapmakla bunu başarabileceklerini mi sanıyorlar? Hayır başaramazlar. Bahsettiğim Refahiye’deki uygulamalarda bildiğim için söylüyorum. Alevi köylerine camiler yaptılar, imam atadılar. İmam hatipli yeni okulu bitirmiş genç bir imam, 19-20 yaşında. Kendisi ezan okuyor, kendisi namaz kılıyor, kendisi minareye çıkıyor, minbere iniyor, seccadeye eğiliyor başka kimse yok. 3 gün böyle, 5 gün beş gün böyle. Genç imamın canı sıkılıyor köyün gençleri ile kahvede muhabbet ediyor işi nereye kadar vardırıyor biliyor musunuz? Genç imam ne yapsın gidip ilçe müftüsüne beni buradan alın diyor. Maaşını alıyor, yatıyor, böyle işlere çok rastlıyoruz maalesef.”
“KAMU SEKTÖRÜNDE ALEVİ ÇOCUKLARI İSTİHDAM EDİLMİYOR, EDİLMİŞ OLANLAR İSE ATILIYOR”
3-5 köy muhtarını satın alabileceklerini vurgulayan Balkız, şu örneğe dikkat çekti:
“2010 yıllarıydı Anayasa oylaması vardı. Binali Yıldırım Erzincan’da Alevi köylerini geziyor ve ‘üçer beşer oy verin biz de sizin çocuklarınızı işe alalım’ diyor. Aleviler de zaten Binali beyi seviyorlar ve her köyden 3-5-10 oy çıkıyor, mutlu oluyorlar. Sıra geliyor çocukları işe almaya. Erzincan’da bin tane kişiyi işe alıyorlar. Bir tane bile aralarında Alevi yok. Eğitim bitiyor tayin atama işleri başlayınca bir tanesinin Alevi olduğunu fark ediyorlar hemen işten atıyorlar. ‘Oyları aldık, çocuklarınızı işi almadık, bir tane gözden kaçmış onu da işten attık’ diyorlar, AKP’nin cami örneğinde olduğu gibi. Çocuklarınızı işe alacağız karşılığında rüşvet işi böyle gerçekleşiyor ne yazık ki. Alevileri bununla kandıramazlar. Olsa olsa 1-2 muhtarın gözünü korkuturlar, rüşvet verirler, çocuğunu iş alırlar, o kadar.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.