PİRHA – HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü, koronavirüs salgın sürecine ve infaz yasasına dair PİRHA’ya konuştu. Önlü, AKP’nin halkın sağlığı için değil, kendi iktidarı için yasaklar getirdiğini belirterek, “Toplumu biat ettirmek istiyor, alternatifsiz bırakmaya çalışıyor. Bizim kampanyamız, tüm bu politikalara karşı yapılan bir çalışmadır, günübirlik bir çalışma değildir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi Dersim Milletvekili Alican Önlü, koronavirüs salgını sürecine dair PİRHA‘ya konuştu.
Koronavirüs salgınının sadece doğalından açığa çıkmış bir hastalık olmadığını belirten Önlü, “Bu, kapitalizmin doğayı talanıdır. Sınırsız tüketim ve toplumu alternatifsiz bırakarak yönetme tarzıdır. Bu virüs, kapitalizmin bir hastalığıdır. Her dönemde ismi farklı olan bu tür salgın hastalıkları görüyoruz” dedi.
“ASIL SEBEP KÜRESEL SERMAYEDİR”
Salgına karşı yine egemen güçlerden bir çare beklendiğini ifade eden Önlü, “Herkes bir aşı bekliyor. Yine egemen güçlerden bekleniyor. Bilim kendi hakimiyetindedir, denetimindedir. Geldiğimiz süreçte bu kadar teknoloji, ileri düzeyde icatların yapıldığı bir dönemde bir virüse karşı çaresizlik mevcut. Bu çaresizlik, toplumun çaresizliği haline getirilmek isteniyor. Asıl sebep olan yine küresel sermayedir” diye konuştu.
“SÜREÇ, TEKÇİ SİSTEMİN KURUMSALLAŞMASI İÇİN FIRSATA ÇEVRİLDİ”
İnfaz Yasası’na da değinen Önlü, şöyle konuştu:
“Tam da bu sürece denk getirildi. Fırsatçılıktır. Toplum kendi derdine düşmüşken faşizane, tekçi sistemin kurumsallaşması için fırsata çevrildi. İktidar kendi iktidarının ömrü için tedbir alacaktır halkın sağlığı için değil. İnfaz yasası bundan bağımsız bir durum değil. Koronavirüsle beraber toplumu aç, susuz bırakarak, biat kültürüyle kendisine bağlayarak ve kendisine direnç gösterecek şekilde politika uyguluyorlar.
Çıkarılan yasa, idamdır, katletmedir. Ölüme terk etme değil, öldürmedir.
Birçok cezaevinde önce söylentiler vardı, gizlendi ama açığa çıktı. AKP’nin baskıcı, tekçi, insanlık dışı politikası Elazığ Cezaevi’nde salgınla beraber daha büyük bir risk teşkil etmiştir. Konuya ilişkin soru önergesi verildi ve ailelerle dayanışma sağlıyoruz. Kampanya çerçevesinde ailelerle dayanışma da bulunuyor.”
“BELEDİYELERİN ÇALIŞMALARI ENGELLENİYOR, KAYYIM ATANIYOR”
İktidarın süreçte belediyelere yönelik politikalarına tepki gösteren Önlü, “Yerel yönetimlerin toplumla dayanışma çalışması yürüten bazı belediyelerin çalışmaları engelleniyor ve soruşturma başlatıyorlar. Bizim belediyelerimize kayyımlar atıyor. Daha önce kentlerin yakılarak seçilmişlere karşı plan hazırlandıysa, şimdi de cezaevlerine yönelik bir çöktürme planı uygulanıyor. İktidar kendisini korumak için her şeyi feda ediyor. Bütün toplumu, direnenleri, demokrasi güçlerini, her şeyini kendi iktidarı için feda ediyor” diye konuştu.
“AKP, TOPLUMU BİAT ETTİRMEK, ÖRGÜTSÜZ BIRAKMAK İSTİYOR”
HDP’nin ekolojik, demokratik, özgürlükçü bir paradigması olduğunu belirten Önlü, şunları söyledi:
“Bu sürece partimiz hazırlıklıydı. Tüm bunlarla beraber kampanyamız öncesi böyle bir arka plan vardı. Sadece insanlarımıza gıda yardımı yapma amacı değil. Her yerde paketler dağıtılıyor, olması da gerekiyor ama esası bu değil. Bu AKP politikasıdır. Krizden yararlanmaktır. Toplumu ayrıştırarak, kutuplaştırarak yönetmedir. Bu bir hastalıktır. Ama esaslı olan AKP aç, susuz bırakarak biat ettirmek istiyor. Halkı örgütsüz bırakmak istiyor. Bu salgından nasıl çıkacağız diye tartışılıyor artık. Hem küresel sermaye güçleri hem de içerideki tekçi, despot iktidar bu süreçten nasıl çıkacağını, kendi sistemini nasıl yapılandıracağını düşünüyor. AKP, Türkiye’de bu süreçten nasıl çıkmak istiyor, toplumu alternatifsiz bırakarak çıkmak istiyor.”
“SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI KARARI, HALKIN SAĞLIĞI İÇİN ALINMIYOR”
Sokağa çıkma yasağını değerlendiren Önlü, “Halka ‘evde kal’ deniliyor. Halkın sağlığı için alınmıyor bu karar. Üretimin durduğu hafta sonları alınıyor yasak kararı. Bu virüs hafta sonu ortaya çıkmıyor. Biz de bu süreçte halkın sağlığı, güvenliği, temel ihtiyaçlarının sağlanmasını öngördük. Halkın sağlığını korurken örgütsel gücümüzü korumak zorundayız” dedi.
“AKP MANTIĞI DERSİM’DE UYGULANIYOR”
“AKP’nin mantığı Dersim’de de uygulanıyor. Dersim’de kurulan İl Pandemi Kurulu, AKP’nin zihniyetiyle yapılan bir çalışmadır. Mülki amir, vali, sıfatını kaybetmiştir. Yargıda adaletin terazisi elde değil, AKP’nin bu toplumu tekleştiren sopasını eline almışlar” diye konuşan Önlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir insanın kemikleri yargı eliyle birlikte kargoyla yollandı. O nedenle bu süreçte burada oluşturulan inisiyatifler, devlet kurumlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir şey değil. Devlet yardım kampanyası başlatmaz. Devlet tanımlanırken toplumun koordine edilmesinde mekanizmadır. Bu devletin, vergiyi bugünler için toplaması gerekirken AKP, kendi sömürüsü için toplamıştır. Suriye’de, Libya’da cihatçılara 2 bin dolar maaş veriliyor. Bu kaynak, savaşa aktarılıyor. Bu süreçlerde yardım isteniyor.
Dersim’de her yerde ‘Evde kal’ yazıyor. Evde aş yok, evde aç kalınmıyor. Bu kentin tepeleri kalekollarla çevrili. Dünyanın kaynağı valinin emrinde harcanıyor. Ama burada iki test yapacak parası yok. Halka yemek götürecek durum yokmuşçasına halktan, belediyeden destek isteniyor.
‘Bu kent huzur kenti’ sloganı vardı. Bu kentte aç, susuz, mutsuz artık kalmamış, mutlu, huzurlu Tunceli deniyordu. Uluslararası raftingler yapılıyordu. Şimdi ise sadece üst geçitlere evde kal pankartı asılıyor. Tek çift plakası önlemi alınıyor.”
“KAMPANYA, ULUSAL BİRLİĞİ, TOPLUMSAL DAYANIŞMAYI GETİRECEKTİR”
HDP Dersim İl Örgütü’nün başlattığı Kardeş Aile Kampanyası’nı değerlendiren Önlü, şunları kaydetti:
“Kampanya, toplumun kendi içindeki dayanışmanın sağlaması açısından önemlidir. Bir moral birliği getirecektir, toplumsal dayanışmayı geliştirecektir.
Kampanya, Kürt ulusal birliğini getirecektir. Türkiye’nin metropollerinde ise halkların kardeşleşmesini getirecektir. Enternasyonalist bir dayanışmadır, uzun vadeli planladığımız bir kampanyadır.
Dersim’in toplumsal yapısında, kültüründe dayanışma vardır. Kampanyamız en iyi Dersim’de gelişiyor. Dersim İnşa Kongresi, Maraş Dernekleri Federasyonu, Demokratik Alevi Federasyonu, Heyva Sor ile çalışmalar var. Kurumsal ortaklaşmalar gelişiyor. Biz HDP içinde kampanyada yer alın demiyoruz, tüm sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, inanç kurumları bulunduğu alanda kampanya başlatmalıdır. Kampanyaları ortaklaştırmalıyız.”
“SÜREÇTE, KÜLTÜRÜMÜZÜ, TOPLUMSAL İLİŞKİLERİMİZİ GELİŞTİREBİLİRİZ”
“Evdeyken kendi kültürümüzü, dilimizi, toplumsal ilişkimizi geliştirebiliriz. Herkes kendi örgütsel gücünü korumalıdır. Emek örgütleri, yöre dernekleri buna göre çalışma yürütmeli. Tüm kurumlar için tarihsel bir görev vardır. Olağan süreçlerde herkes bir güç olabilir, tam da toplum için miyiz, kurum için miyiz sorusunun sorulacağı süreçteyiz” diyen Önlü, valilik ve kaymakamlıklar koordinasyonundaki Vefa Sosyal Destek Grubu’na da değinerek, “Toplumu bir daha sömürmek için başlatılan bir şeydir, günübirlik paket dağıtılıyor” dedi.
“BİZ DERSİM’DE DAYANIŞMAK İSTİYORUZ”
“Biz Dersim’de dayanışmak istiyoruz. Dersim’deki bütün sivil toplum örgütleriyle, emek güçleriyle, yerel yönetimlerimizle ortaklaşmak istiyoruz. Kampanyamızın zemini burasıdır” diyen Önlü, Dersim’de yürütülen çalışmalara dair şunları aktardı:
“BELEDİYE VE MECLİSE ÖNERİ GÖTÜRDÜK”
“Biz, bu süreç başladığında önce bu kentin en geniş meclisi olan Munzur Özgür Aksın Meclisi’ne önerimizi götürdük. Bu süreci Dersim’de ortak yürütelim, bu toplumu AKP’ye, Valiye muhtaç etmeyelim dedik. Toplum için kendi içinde birimler oluşturup bu süreci yönetelim dedik. Uzun bir süre bu tartışıldı. Toplumu korumak için neden seferber olmuyorsunuz? Coğrafyamızı, doğamızı rantçı, küresel sermayeye peşkeş çekmemek için kuruldu ancak platformlar, meclisler sürece göre şekillenmeli.
Başta Dersim Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlere öneri götürdük. Diğer belediyeleri de dahil ederek Dersim Belediyesi’nde ortak bir birim oluşsun, siyasi partiler ve demokrasi güçleri olarak dahil olalım önerisi verdik. Belediyenin araç gereçleri seferber edilecekti.
“VALİLİK BASKISIYLA KABUL GÖRMEDİ”
Valinin baskısıyla bu da kabul görmedi. Valilik bünyesinde Vefa Sosyal Destek Grubu’yla ortak bir çalışma yürütüldü. Biz bunu doğru bulmuyoruz.
Belediye Meclisi vardır. Bu tür çalışmalar belediye meclisiyle ortaklaştırılıp karar verilmeli. Valiyle mi ortak yürütülüyor, sivil toplum örgütleriyle mi ortak yürütülüyor ona göre belirlenir.
“VALİLİK BÜNYESİNDEKİ ÇALIŞMAYI DOĞRU BULMUYORUZ”
İstanbul, İzmir’de CHP belediyeleriyle bile kimi çalışmaları ortaklaştırırken Dersim’de bunun olmaması ciddi bir eksikliktir.
Yaşlılarımıza, yoksulumuza aş dağıtılması doğru bir çalışmadır, ancak Vali bünyesindeki bir şeyle halka aş götürmeyi çok doğru bulmuyoruz. Belediye meclisinde biz de varız. Bu bizim politikamız değildir. Bu, orada alınan bireysel bir karardır.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.