PİRHA – Grup Yorum üyelerinin zorla müdahale edilme durumunu protesto etmek için Ümraniye Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Cezaevinde kalamayacağı yönünde rapor hazırlanarak tahliye edilen İbrahim Gökçek ölüm orucu eyleminin 268’inci, Helin Bölek de 265’inci gününde.
Halkın Hukuk Bürosu (HHB), dün sabaha karşı direnişlerini sürdürdükleri ev polis tarafından basılarak zorla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülen ölüm orucundaki Grup Yorum üyeleri İbrahim Gökçek ve Helin Bölek’in yoğun bakım servisine kaldırılmak istendiğini duyurmuştu.
Ölüm orucundaki Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek zorla yoğun bakıma kaldırılırken; Helin Bölek ise refakatçisi olmadan hastanede odasında tutuluyor.
Yaşanan gelişmelere ilişkin hastane önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Ailelerin yer aldığı açıklamaya sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatçılar, sağlıkçılar ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamayı Grup Yorum üyesi Dilan Ekin okudu.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“DİRENİŞİ TÜRKÜLEŞTİRİYORLAR”
“Bu direniş senin için ey halk; bu çığlık, senin kollarınla yıkılsın şu köhne dünya ve coşkuyla yeniden kurulsun diye çınlatıyor hayatı.” Nihat BEHRAM
Değerli Halkımıza ve Basın Emekçilerine, Grup Yorum üyeleri Helin Bölek ve ibrahim Gökçek, türkülerimizi söyleyebilmek için 270 gündür ölüm orucunda. 270 gündür canları bize emanet. 270 gündür ölüm orucu direnişi ile türkülerini söylüyorlar, direnişi türküleştiriyorlar. Hapishanelerde başlayan direniş türküsü onların aramıza, özgürlüklerine taşıdı. İbrahim ve Helin direnişlerini Armutlu Mahallesi’nde aynı evde sürdürüyorlardı. İbrahim Gökçek’in tahliyesinden iki hafta sonra kaldıkları Direniş Evi polisler tarafından basıldı.”
“Direnişçiler haklarında hiçbir mahkeme kararı olmamasına ve kendi isteklerine aykırı olmasına rağmen Armutlu’dan kaçırılarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirildiler. Gün boyunca çeşitli aldatmaca ve oyalamalarla iradeleri dışında zorla hastanede tutuldular. Dün İbrahim Gökçek, iradesine aykırı olarak yoğun bakıma kaldırıldı. Ailesi ile görüşmesine ve yanında refakatçi kalmasına izin verilmiyor. Oysa kendisi refakatçiye ihtiyaç duymaktadır. Helin Bölek’in yanına ailesinin ve refakatçisinin girmesine izin verilmiyor. Direnişçilerin tıbbi müdahaleyi kabul etmediklerine dair evrakları imzalamalarına rağmen hastanede tutuluyor olmalan zorla müdahale tehdidi altında olduklarını göstermektedir. Zorla müdahale için zemin hazırladıklarını, kolluk güçlerinin, destek için gelen halkımızı, direnişçilerin ailesini ve Grup YORUM üyelerini yaka paça hastaneden atmalarından da anlıyoruz. Grup YORUM sahipsiz kalsın, kimse ses çıkarmasın istiyorlar. Ama milyonları sahiplenmiş, bir araya çağırmış, milyonlarla hep bir ağızdan türküler söylemiş bir grubu ne kadar yalnızlaştırabilirler, milyonları nasıl susturabilirler? Hiçbir korku duvarı milyonları engelleyebilecek denli geniş değildir. Akşam saatlerinde, hastanede zorla tutulmalarına dair hiçbir meşruluğu olmayan bir mahkeme karan çıkarıldı. Bu karar ancak akıl hastaları, madde bağımlıları, bulaşıcı hastalık taşıyanlar hakkında verilebilirdi.”
“ZORLA MÜDAHALE DEĞİL TALEPLERİ KABUL EDİLSİN”
“Ulusal ve uluslararasi hiçbir mevzuatta kendi hür iradesiyle muayene veya tedaviyi reddeden kişilerin zorla hastanede tutulmasına imkan veren bir düzenleme yoktur. Ancak hukuku kendisine oyuncak eden iktidar sahipleri, direnişçileri hastanede tutabilmek için pervasızlaşmıştır. Uluslararası sözleşmeler hekimlerin zorla tıbbi müdahaleye ve işkenceye katılma değil, buna karşı durma ve insan haklarını koruma çağrısında bulunuyor. Tokyo Bildirgesi’nin 6. Maddesi şu şekilde: “Bir hükümlü beslenmeyi reddettiğinde, eğer hekim beslenmeyi gönüllü olarak reddetmenin yol açacağı sonuçlar üzerinde kişinin tam ve doğru bir yargıya varacak yetenekte olduğu kanısında ise, bu kişiyi damardan beslemeyecektir.” Malta Bildirgesi’nin 21. Maddesi’nde de zorla beslemenin insanlık dışı ve aşağılayıcı bir hareket olduğu belirtilmiştir. Hiçbir meşruluğu olmayan ‘hastanede zorla tutulma’ kararının, zorla müdahaleye zemin hazırlamak için verildiği açıktır. Ülkemizde ve dünyada ölüm orucu direnişçilerine yapılan zorla müdahale sonucunda birçok direnişçi hayatlarını kaybetmiş, sakat kalmış, hafızalarını kaybetmişlerdir. Halkın türkülerini söyleyebilmek için ölüm orucunda olan Helin türküleri unutmak istemiyor, meydanlarda o türküleri milyonlarla beraber söyleyebilmek istiyor; İbrahim sakat kalmak değil, gitarını kavrayıp notalarla yüreğimize dokunmak istiyor. Onları sağlıklarına kavuşturmanın yolu zorla müdahale değil, taleplerini kabul etmektir.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.