Alevi Haber Ajansi

‘8 Mart neyin mücadelesidir?’

PİRHA- Eğitim-Sen Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Gülperi Fatih, dünyada yükselen ırkçı-faşist politikalara karşı, kadınların tüm renkleriyle sokaklarda olduğu bir 8 Mart’ı daha geride bıraktıklarını belirterek, “Kadının yaşam içerisindeki yerini bütünlüklü olarak değerlendirmesi, kendi hakikatini görmesi ve bu hakikatten aldığı güçle pratikler geliştirmesi kadın özgürlük mücadelesinin temelidir” dedi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü geride kaldı. Ülkenin ve dünyanın birçok yerinde kadınlar sokaklara çıkıp taleplerini dile getirdi.

8 Mart’a ilişkin, PİRHA’ya değerlendirmelerde bulunan Eğitim-Sen Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Gülperi Fatih, dünyada yükselen ırkçı-faşist politikalara karşı, kadınların tüm renkleriyle sokaklarda olduğu bir 8 Mart’ı daha geride bıraktıklarını belirterek “Meksika’da kadınlar grevde, Şili’de binlerce kadın alanlarda, Türkiye’nin birçok yerinde kadınlar farklı dillerde özgürlüğü haykırdılar. Kadınların mücadelesini evrensel kılan, gücünü birlik ve dayanışmadan almasıdır. Dayanışmanın pratiği gereği oluşturduğu bütünlük yaşamı bir bütün olarak ele almayı ve dolayısıyla bütünlüklü bir mücadele yürütmeyi ortaya koyar” dedi.

“BÜTÜN İKTİDARLAR KAOS ORTAMINDAN BESLENİR VE BUNU DA ERK ZİHNİYETİ İLE YAPAR.”

“Ataerkil kapitalist sistem bütünlüklü bir mücadeleyi etkisizleştirmek için yaşamın her alanını parçalara böler” diyen Fatih, şunları ifade etti:

“Irk, din, cinsiyet, sınıf, yaşlı, çocuk, engelli gibi doğrudan karşımıza çıkan birçok kategori ile birlikte bir de çoğu zaman farkında olmadığımız sınıflandırmaları ile karşılaşırız. Bilimi parçalara bölerek yaşamdan koparırken, asıl amacı bilginin bütünlüklü ele alınmasını engelleyerek insanın sorgulama becerisini yok etmektir. Eğitim politikaları ile de bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirir. Sosyolojik açıdan da toplumu bir kaos oluşturacak şekilde ince ince çalışılmış bir kategorize etme durumu vardır. Bütün iktidarlar kaos ortamından beslendiği için sistem bunları da erkek aklına hizmet eden erk zihniyeti ile yapar.”

Fatih “Bu temelde ataerkinin oluşturduğu ana iki kategori vardır ve bunun üzerinden kendini var eder: Kadın ve erkek diyerek, peki erkekler kadınları neden ve ne zaman varlıklarına bir tehdit olarak algılamaya başladı?” sorusunu soran Fatih, “Bu sorunun peşine düşmek, erkeklerin iktidar olma yolundaki nedenleri görmek biz kadınlar için meseleyi daha bütünlüklü sorgulama, anlamlandırma ve mücadele pratiğimizi örme yolunda rehber olacaktır” dedi.

“KADIN YAŞAM İÇERİSİNDEKİ YERİNİ BÜTÜNLÜKLÜ ELE ALMALI”

Son olarak, kadın doğayla barışık bir var olma halini başardığı için güçlüdür ve kadınların özgürlük mücadelesini de öz varlığa dönüş mücadelesi olarak ele almak gerektiğine dikkat çekerek, şunları vurguladı:

“Bunu, sistemin önümüze koyduğu parçalanmış bir yaşam içerisinde, parçalanmış bir mücadele zemininde yapmanız mümkün değildir. Kadının yaşam içerisindeki yerini bütünlüklü olarak değerlendirmesi, kendi hakikatini görmesi ve bu hakikatten aldığı güçle pratikler geliştirmesi kadın özgürlük mücadelesinin temelidir. Bu temelde alınmayan tüm mücadele biçimleri ve araçları dönüp dolaşıp ataerkil sisteme hizmet etmeye mahkumdur. Bu hakikate, kadınların özgürlük mücadelesinde her gününü 8 Mart gibi düşünerek ve bu yönde pratikler geliştirerek ulaşabiliriz. Erkek egemen iktidar bakış açısının hayatı kategorize ettiği bir yerde, biz kadınlar özümüzden aldığımız güçle karşı durmalıyız.”

PİRHA/MERSİN

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak