PİRHA – Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi davasına ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “Gezi Yargılanamaz! Gezi biziz ve sahipleniyoruz. Bu haksız hukuksuz yargılamanın bir an önce sonlandırılması, davanın düşürülmesini istiyoruz. Ancak bu şekilde yargı adına tarihe geçecek bir utancın önüne geçecektir” denildi.
Gezi Davası’nın altıncı duruşması bugün Silivri Cezaevi kampüsü içerisinde bulunan mahkeme salonunda görülüyor.
Davanın tek tutuklusu olan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ile Yiğit Aksakoğlu ve Yüksek Mimar Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapsini istedi.
Diğer 6 kişi için ise 20 yıla varan hapis cezaları isteniyor.
Dersim Emek ve Demokrasi Güçleri, konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan açıklamaya siyasi parti ve kurum temsilcileri, sivil toplum örgütleri, sanatçılar ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı okuyan Emek Partisi Dersim İl Başkanı Ergin Tekin, “2013 yılının Mayıs ayı sonunda Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların kesilmesine karşı başlayan, Türkiye geneline yayılan ve milyonlarca insanın katıldığı Gezi eylemlerinin üzerinden 7 yıl geçti. Gezi, halen İktidar sahiplerini rahatsız eden, onların sınıf kinlerine hedef olan, soruşturma, davalarla kirletilmeye çalıştıkları bir direniş. Gezi Parkı direnişinin polis şiddetiyle bastırılmak istenirken bir halk hareketine dönüştüğü 7. Yılında Geziye katılanların yargılanması bitmiyor. Gezi bir halk hareketiydi ve iktidarın otoriter, antidemokratik uygulamalarına kuvvetli bir itirazdı. Ondan bir darbe senaryosu çıkarmaya çalışanlar Gezi’nin itibarını zedelemeyi, meşruiyetini ortadan kaldırmayı ve Gezi’yi kriminal bir olay haline getirmeyi öncelikli bir iş olarak gördüler” ifadelerini kullandı.
“BU YARGILANMA İLE TÜM HALK HEDEF ALINIYOR”
Açıklama şöyle devam etti:
“Bu yargılanma ile tüm halkın hedef alındığını biliyoruz. Daha önce Taksim Dayanışmasından 5, toplamda 26 kişi, Gezi eylemlerinde “Örgüt kurmak ve yönetmek” ile “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlamasıyla yargılanmış ve beraat etmişti. 2015’te kesinleşen bu karar gezi eylemlerinin anayasal ve demokratik hakkımız olduğunu söylüyordu.
Hukukun ‘H’sini aradığımız günlerden geçiyoruz. Bu ülkede kurgu davalarla defalarca karşılaştık. Suç uydurmak ve Gezi’yi kirletmek için gizli tanıklarla komplolar yaratılıyor. Gezi Türkiye’de çok kapsamlı bir halk hareketiydi. Gezi, Türkiye’nin eşitlik, özgürlük ve adalet umudu oldu. 80 ilde Gezi eylemleri gerçekleşti, hepimiz oradaydık ve bizler hiçbir zaman bunu inkar etmedik. Gezi eylemlerine katılmakla onur duyduk. Gezi halkın vicdanında bir yer etti. Ortada, şiddet içeren bir eylemde yok. Esas şiddet uygulayan güvenlik güçleriydi, polisti; 8 tane gencimizi, çocuğumuzu kaybettik. Binlerce kişi sakatlandı.
“GEZİ, BİR HALK HAREKETİDİR”
Bir kez daha hatırlatırız; Gezi, hakkında hangi yalan söylenirse söylensin, hangi iddia ile karalanmaya çalışılırsa çalışılsın iktidarın zorbalıklarına karşı demokrasi talebinin ürünü, kendiliğinden gelişen, hiçbir kişi, örgüt veya kuruma mal edilemeyecek genişlikte ve zenginlikte bir halk hareketidir.
Siyasi iktidar hala Gezi ruhundan korkuyor, dillerinden düşürmüyorlar. Korkmakta haklılar. Gördüler ki biz bir araya geldiğimizde karanlığa dur diyebiliyoruz. Gördüler ki, plastik mermiler, biber gazları, gözaltılar, tutuklamalar hiçbirimizi korkutamıyor. Gördüler ki, biz asla yılmıyoruz ve bir araya geldiğimizde, omuz omuza verdiğimizde düşlediğimiz o güzel hayatı kurabiliyoruz. Bizler, geleceğimiz için, çocuklarımız ve ülkemiz için tüm renklerimizle direniyoruz.
İstanbul’daki gezi davası bir yargılama değil, topluma, yargılanan arkadaşlarımız üzerinden ders verilme, toplumun susturulma girişimidir. Topluma “Susun, haklarınızı aramayın, Kanal İstanbul’u, kent meselelerini, doğanın canına okunmasını bırakın. İnsan hakları meseleleri ile uğraşmayın, itaat edin, etmiyorsanız itiraz etmeyin” mesajı veriliyor. Amaç Gezi davasının üzerinden toplumu korkutmak, sindirmek. Çünkü gerek ekonomik kriz, gerek ekolojik olarak, gerekse demokratik haklar olarak durum ortada. İşçi ve emekçilerin durumu ortada, Bir suçlu aranıyorsa, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım’ın, Hasan Ferit Gedik’in ve Ahmet Atakan’ın ölümünde aranmalıdır.
“GEZİ’Yİ YARGILAMAK, HALKIN MÜCADELESİNİ YARGILAMAKTIR”
Bu mesele sadece yargılanan arkadaşlarımızın meselesi değildir. AKP’nin bu davadan beklentisi muhalefeti sindirmek ve korkutmaktır. Hukuk da buna alet olmuştur. Gezi bu topraklarda ağaca, ormana, insan haklarına sahip çıkma iradesidir. Biz bu ülkenin yurttaşları olarak bu ülkede parkına, kentine, doğasına sahip çıktık, antidemokratik uygulamalara karşı tepkimizi gösterdik. Gezi’de yargılanması gerekenler arkadaşlarımızı aramızdan alanlar, sakat bırakanlardır. Gezi her zaman demokrasi tarihinde temiz bir sayfa olarak duracak. Gezi direnişinin suçla ilişkilendirilmesine izin vermeyeceğiz.
Dersim Emek Demokrasi güçleri olarak; bugün, karar aşamasına gelen, Gezi davasının ikinci etap duruşması yapılacak. Gezi’yi, siyasi iktidarın “Dış Güçlerin” oyunu “Darbe Girişimi” olarak değerlendirmesi yaklaşımıyla sürdürülen yargılamaya karşı “Gezi yargılanamaz”, “Gezi’yi yargılamak, Gezi’yi karalamaktır, baskıcı, anti-demokratik politikalara karşı çıkan halkın mücadelesini yargılamaktır” diyoruz.
“GEZİ BİZİZ SAHİPLENİYORUZ”
Gezi, ilk yargılamadaki Taksim Dayanışması’nın 26 mensubu olmadığı gibi mesnetsiz gerekçelerle bu davada yargılanan 16 kişiden de ibaret değildir, Gezi milyonlardır. Dersim’ inde bunlardan birisi olduğu, işçisiyle, emekçisiyle genciyle, kadınıyla binlerce yurttaşın tıpkı diğer 80 kentte olduğu gibi ülkesinin, kentinin ve geleceğinin sahibi olduğunu hatırlatan; eşitlik, adalet, demokrasi, özgürlük talebiyle sokağa çıkan; iktidarın baskısına, hayat tarzına müdahalesine, kentleri ve doğayı hoyratça yağmalamasına itiraz eden milyonlardır.
Gezi’nin milyonları olarak tekrar ediyoruz; Gezi Yargılanamaz! Gezi biziz ve sahipleniyoruz. Bu haksız hukuksuz yargılamanın bir an önce sonlandırılması, davanın düşürülmesini istiyoruz. Ancak bu şekilde yargı adına tarihe geçecek bir utancın önüne geçecektir.”
Açıklama, ‘Mücadeleye devam’ sloganları ve alkışlar eşiliğinde son buldu.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.