PİRHA- Baba Mansur Ocağı dedelerinden Baki Erdoğan, İzmir’de 7 cemevinin ‘ibadet alanı’ olarak imar planlarına işlenmesini değerlendirdi. Erdoğan, “Herkesi kendi inancı dahilinde kabul edeceğiz ki toplumlar barış içerisinde yaşayabilsin” dedi.
hABERİN VİDEOSU;
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi, il genelindeki 7 cemevinin imar planlarına ‘ibadet alanı’ olarak işlenmesi kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer başkanlığında yapılan İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Bornova ilçesinde 2, Aliağa, Bayraklı, Çiğli, Konak ve Selçuk ilçelerinde birer cemevinin imar planlarına ibadethane olarak işlendi.
“BU BİR LÜTUF DEĞİL ALEVİLERE”
Baba Mansur Ocağı dedelerinden Baki Erdoğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde cemevlerinin imar planlarına ‘ibadet alanı’ olarak işlenmesini PİRHA‘ya değerlendirdi.
Baki Erdoğan, “Bundan daha doğal, daha basit bir talep ve belediyeler için bundan daha önemli bir görev olabilir mi? Bu vicdani bir meseledir. Bir inancın mensupları Türkiye’de önemli bir nüfusa sahip. Seçilmiş belediye başkanlarına bu kitlelerin neredeyse tamamına yakını da oy verdiği gerçekliği ortada. Bu bir lütuf olarak görülmemeli. Atılan adım önemli ama geç kalmış bir adımdır. Ne acıdır ki kurumlarımıza gelen diğer siyasi partilerin temsilcileri, ‘biz Alevlerle kardeşiz, Alevlerin bütün haklarını tanıyoruz, Alevler bu ülkenin asli üyeleri, kurucu değerleridir’ dediler ancak gidip İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki oylamada tamamı red oyu verdi. Bunun anlamı şudur: Biz Alevleri ve Alevi inancını tanımıyoruz. Onun için samimi olmak lazım. Birbirimizi kandırmayacağız ve birbirimizin haklarına saygı göstereceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı seçimden sonraki 100 günlük programda cemevlerinin yasal statü ile ilgili önemli adımlar atacağız, demişti. Kaç yüz gün geçti, adım atılmadı” diye konuştu.
“DEVLET TARAF OLMAMALI”
Devletin inançlar arasında taraf olmaması gerektiğine dikkat çeken Baki Erdoğan dede, şunları belirtti:
“Herkesin kendi inancını yaşaması lazım. Yani biz nasıl ki Sünni kardeşlerimizin inançlarını tartışmıyor ve belirlemiyorsak onlar da bizim ne cenaze erkanlarımızı, ne orucumuzu, ne zikrimizi, ne fikrimizi, ne cemlerimizi, ne cıvatlarımızı tartışmaları gerekir. Kötü bir şeydir. Siz belirlediğiniz zaman kaşığı yok edersiniz. Artık Alevİleri tanımlanmaktan vazgeçin. Bu konuda Diyanet’e önemli görevler düşüyor. ‘Alevileri biz niye belirliyoruz. Bunları bir dinleyelim. Bunlar kendilerini tanımlasınlar, belirlesinler’ demelidir.”
“CENAZE ERKAN’I BİR DUADIR, RIZALIK ALMADIR”
“Cemevimize gelen canların bazıları özellikle hakka uğurlama erkanlarında zaman zaman Alevi inancından olmayan ve sonradan dahil edilmeye çalışılan uygulamaları bizden talep etmekteler” diyen Erdoğan dede, hakka uğurlama erkanlarına ilişkin yaşanan tartışmalara değinerek şunları ifade etti:
“Daha cemevleri yapılmadan önce cenazelerimiz apartman girişlerinde kalırdı. Bu bize ızdırap verdi. Çünkü biz Alevilerin cenaze erkanı farklı. Şimdi bu işler tabii zorlama ile olmuyor. Öyle olmuş olsaydı Aleviler olanaklarının olduğu her bölgede niye cemevi yapsınlar ve Alevi kurumları oluştursunlar. Demek ki pirlerinden, rehberlerinden, yollarından öğrendiklerini uygulamak istiyorlar. Cenaze erkanı bir duadır, rızalık almadır. Aleviler cemal cemale erkanlarını yürütür ve kendi inancımız esaslarına göre dua ederiz. Herkes her toplum kendi konuştuğu diliyle dualarını icra eder. Kendi toplumumuzun anlamadığı bir dille yaptığımız ibadeti yaptığımız duayı doğru görmeyiz. Çünkü ne diyoruz? Her canlı kendi diliyle hakka seslenir.”
“BİR ALEVİNİN YAŞARKEN ALEVİ, ÖLÜRKEN SÜNNİ GÖMÜLMESİ ZULÜMDÜR”
“Bir Alevinin, Alevi Kızılbaş inancı ile yaşayıp, ölürken sunni gömülmesi bir zulümdür” diyen Erdoğan dede, şunları kaydetti:
“Alevi nasıl istiyorsa, cenazesinin nereden kaldırılmasını istiyorsa oradan kalkmalı. Buna kimse müdahale etmemeli. Cemevlerinde cenazeleri deyişlerle kaldırıyoruz, bir bakıyorsun sarıklı hoca efendi gelmiş müdahale etmeye çalışıyor. Bu olmaz. Alevi cenazelerini Alevi pirleri, dedeleri yapar ve pirani olarak uğurlarız. Dolayısıyla bu konuda asla taviz verilmemeli ve bir adım geri atılmamalı. Bu anlamda Türkiye’de bugün hala bunların tartışılıyor olması bile insana ızdırap veriyor. Bunu aşmamız lazım. Kimsenin inancımıza müdahale etme hakkı hukuku yoktur, edenler de tarih boyunca hep başarısız olmuşlardır. Bütün müdahalelere rağmen akarak bir dere yatağı gibi kendi çığırını bulmuştur. Özellikle Alevi inancı da günümüze kadar bütün olumsuzluklara rağmen gelebilmiştir.
Son olarak Xızır aylarındayız diyen Baki Erdoğan dede, 13-14-15 Şubat’ta Mersin Cemevinde etkinliklere bütün Alevi canları beklediklerini belirterek, “Ortadoğu coğrafyasında akan kanın durmasına vesile olmasını isterim” dedi.
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.