PİRHA- Dersim Sanat İnisiyatifi ve İsviçre Yeşiller Partisi Milletvekili Sibel Arslan’ın da yer aldığı heyet, Türkiye’de tutuklanan İsviçre vatandaşı sanatçı Yılmaz Çelik için İsviçre Federal Parlamentosu‘nda bazı milletvekilleriyle görüştü. Heyet, İsviçreli yetkililere taleplerini iletti.
Dersim Sanat İnisiyatifi’nden, Hasan Sağlam, İpek Reçber, Umut Altınçağ ve Mikail Aslan, İsviçre Yeşiller Partisi Milletvekili Sibel Arslan ve Yılmaz Çelik’in oğlu Asmen Çelik’in de yer aldığı heyet, Pazartesi günü başkent Bern’de bulunan İsviçre Federal Parlamentosu‘nda, Dışişleri Bakanlığı ve bazı milletvekilleriyle bir görüşme gerçekleştirdi.
Bu görüşme; 8 Aralık 2019 tarihinde Dersim’de verdiği konserde söylediği bir türkü, sosyal medyadaki bazı paylaşımları ve kim olduğu henüz belli olmayan bir gizli tanık ifadeleriyle tutuklanıp cezaevine konulan Yılmaz Çelik’in İsviçre vatandaşı olmasından dolayı İsviçre hükümetinin devreye girmesi ve gerekli resmi görüşmeleri yapması amacıyla yapıldı.
Türkiye’deki, antidemokratik uygulamalar, keyfi hukuk sistemi ve bunun muhalif toplum üzerindeki baskısı, sanata ve sanatçılara karşı yapılan saldırıları dile getiren heyet, görüşme sonrası parlamento binası önünde bir basın açıklaması yaptı.
Can TV’nin de hazır bulunduğu basın açıklamasına, İsviçre basınının büyük ilgi gösterdiği görüldü.
“BASKI VE SİNDİRMEYİ PROTESTO EDİYORUZ”
Heyet basın açıklamasında şunları dile getirdi:
“Bugün Türkiye’de, birçok aydın ve sanatçı arkadaşımız evlerinde ve çalışma alanlarında polis operasyonlarına ve hukuksal bir geçerliliği olmayan suçlamalara maruz kalarak, haklarında geçerli delil olmadığı halde soruşturmalar açılmakta, gözaltına alınmakta ve tutuklanmaktadır.
Halkın acılarını, sevinçlerini, özgür ve eşit bir dünyada yaşayabilme özlemlerini sanatında ifade eden, Ozan Cane, Grup Yorum, Şenol Akdağ ve son olarak hukuksuzca tutuklanan Yılmaz Çelik, bu duruma sadece birkaç örnektir. Biz Dersimli aydın ve sanatçılar olarak, genel anlamda ülkede ve özel olarak Dersim’de toplumun muhalif güçlerine, sanatçı, aydın ve yazarlarına yönelik bu baskı ve sindirme siyasetini, toplumu, sanatı ve düşünceyi tekleştirmeye çalışan bu çağdışı anlayışı protesto ediyoruz. Bu baskı politikalarına karşı, halkın ortak sesi ve değerleri en güçlü cevaptır. Halkların acılarını, sevdalarını, özlemlerini türkülerle, klamlarla, sanat ve edebiyatla dile getirenlerin, yasaları yapanlardan daha güçlü olduğu tarihsel bir hakikattir, halkların adalet bilincidir.
“TÜRKÜLERİMİZ, AĞITLARIMIZ DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRME SANATIMIZDIR”
Biz Yılmaz Çelik nezdinde, Türkiye’de, keyfi uygulamalara maruz kalan tüm sanatçıların sesi olarak konuşuyoruz. Halkın sanatı, hiçbir iktidarın gömleğini giymeyecek kadar özgür ve evrenseldir. Kaybolan kültürleri, yasaklanan dilleri, ötekileştirilen inançları, yoksulların çığlığını, her dilden klamlarımızla, halklarımızın geleceğine taşımaya devam edeceğiz. Yılmaz Çelik, Şenol Akdağ, Grup Yorum ve Ozan Cane başta olmak üzere, baskılara maruz kalan sanatçı dostlarımızın “suçu” bu ise, biz de bu “suçu” işlemeye devam edeceğiz. Türkülerimiz, ağıtlarımız, dünyayı güzelleştirme sanatımızdır. Biz bu sanatla özgürlüğü anlatacağız.”
Dersim Sanat İnisiyatifi adına görüşmelerde bulunan heyet, İsviçreli yetkililere şu taleplerini ilettiler:
*İsviçre vatandaşı olan Yılmaz Çelik için, hükümet ve yetkili kurumların resmi düzeyde gerekli girişimlerde bulunması,
*Yılmaz Çelik’in hukuksuzca tutuklanması sonucunda açılan dava duruşmasının zamana bırakılmadan gerçekleştirilmesi ve bu hukuksuz tutuklamanın derhal son bulması,
*İsviçre hükümetinin bir gözlemci heyetle dava sürecine müdahil olması.
Abidin ÇETİN/BERN
Yoruma kapalı.