PİRHA- İstanbul’un olası bir depreme hazır olmadığını kaydeden deprembilimci Savaş Karabulut “Kim bizi depreme hazırlamadı? Belediye başkanları mı, belediye meclisi mi, İBB’nin yönetimi mi, bakanlar mı? Kim yaptı? Birileri bize 20 yıl kaybettirdi… Cumhuriyet savcıları ve barolar da bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmalı” dedi.
HABERİN VİDEOSU
İstanbul’da en son merkez üssü Silivri olan 4.6 ve 5.8 şiddetindeki depremler paniğe neden olurken akıllara da “Bu sarsıntılar büyük İstanbul depreminin habercisi mi?” sorusunu getirdi. Peki İstanbul olası bir depreme hazır mı? Acil toplanma yerleri yeterli mi? Hasarlı binaların tespiti nasıl yapılıyor? Tüm bu soruları deprembilimci Savaş Karabulut’a sorduk.
Türkiye’nin hiçbir il ve ilçesinin hiçbir doğal afete hazır olmadığının altını çizen Karabulut, “Kim hazırlamadı? AKP iktidarı, yöneten CHP’li, AKP’li ve MHP’li belediyeler hazırlamadı” dedi.
“BU DEPREMLERİN KESİN ÖNCÜ OLDUĞU SÖYLENEMEZ”
Eldeki verilerle bu depremlerin öncü olup olmadığına dair kesin bir şey söylenemeyeceğini ifade eden Karabulut, “Şu anda 4.6 ve 5.8 büyüklüğünde depremler oldu. Biz bu depremleri inceledik ve bu depremlerin karakterini çıkardık. O deprem kayıtlarının spektrum analizlerine, özelliklerine bakıp mevcut büyük depremle kıyaslayıp dalga izlerine veya spektrum karakterine, frekans kayıtlarına bakıp karşılaştırırız. Fakat elimizde bu tür öncü deprem ve sonrasında büyük depremlerin olduğu çok az kayıt var. Bu depremle ilgili öncü deprem dememiz bilimsel olarak şu anda mümkün değil. İleride belki olabilir” diye konuştu.
YAPI DENETİM FİRMALARI MÜTEAHHİTLERİN KONTROLÜNDE
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin ardından Hizmet Ticareti Genel Anlaşmaları (GATS) ile kamu hizmetlerinin özelleştirildiğini hatırlatan Karabulut, bu süreçten sonra yapı denetim firmalarının kurulduğunu belirtti. Yapı denetim firmalarının müteahhitlerin kontrolünde olduğuna vurgu yapan Karabulut, 2000 yılından sonra yapılan yapıların bu yapı denetim firmaları tarafından denetlendiğine ve bu yapıların hiçbirinin güvenli olmadığına dikkat çekti.
HASARLI BİNALARIN TESPİTİ AYRI BİR RANT ALANI
Hasarlı binaların tespiti işlemlerinin ayrı bir rant alanı olduğunun altını çizen Karabulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Binanızın depreme dayanıklı olup olmadığını tespit etmek istiyorsanız bakanlığın yetkili kıldığı firmaya başvuruyorsunuz, firmaya bir bedel ödüyorsunuz ve yapı tespitlerinin çok büyük bir kısmı yüzde 90 ve üzeri riskli çıkıyor. Şu anda insanlar evlerini kontrol ettirmek istemiyorlar çatlak olduğu halde. Çünkü insanların bir alternatifi yok.
2000 sonrasında yapılan yapıların yüzde 17’sinin orta ve ağır hasar alacağı söylenmiş. Bu demek oluyor ki bir şeyler yanlış yapılmış. Demek ki yapı denetim firmaları işini yapmadı, kontroller düzgün yapılmadı ve mevcut tablo bu. Ama 2000 öncesi yapıları hala net olarak bilmiyoruz. Ben o yüzden özelleştirmenin olduğu her yere güvenmiyorum. Özelleştirme para demek olduğu için parasıyla her şeyi yaptırabilirsiniz.”
“HER PARK TOPLANMA YERİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylediğine göre İstanbul’da 10 bin tane acil toplanma alanı var. Bu toplanma alanlarının bazıları heyelan tehlikesi olan yerlerde bazıları ise sahil kısımlarında. Her parkın ya da her açık alanın acil toplanma yeri olamayacağına işaret eden Karabulut, en son Çekmece bölgesindeki heyelan bölgesinin deprem toplanma alanı olarak ilan edilmesi örneğini verdi. Deprem sırasında tsunami riski barındıran sahil kısımlarının da acil toplanma alanı olarak kullanılamayacağına değinen Karabulut, “Her park toplanma alanı değildir. Toplanma ve barınma alanı olarak kullanacağımız binalar kamu binaları olacak. İnsanlar barınacak, belli bir süre ikamet edecekler” dedi.
Belediyelerin ve bakanlıkların koordineli bir şekilde çalışarak her ile ve ilçede deprem ve zemin müdürlükleri kurmaları gerektiğini ifade eden Karabulut, her binanın kamu eliyle kontrol edilip güçlendirilmesi ve yeniden planlanması gerektiğini kaydetti.
RANTSAL DÖNÜŞÜM
Kentsel dönüşüm projelerinin rantsal dönüşüm projelerine dönüştüğünü dile getiren Karabulut, Avcılar Belediye Başkanı Turan Haçerli’nin ’20 yıl kaybettik ama 20 gün kaybedecek vaktimiz yok’ sözlerini hatırlatarak şunları kaydetti:
20 YILI BİZE KİM KAYBETTİRDİ?
“20 yılı bize kim kaybettirdi? Kim bizi depreme hazırlamadı? Belediye başkanları mı, belediye meclisi mi, İBB’nin yönetimi mi, bakanlar mı kim yaptı? Birileri bize 20 yıl kaybettirdi. Kentsel dönüşüm projelerini sokağa çıkın istediğinize sorun rantsal dönüşüm olduğunu söyler. Gerekli olan yerlere bina yenileme işlemi yapılmadı. Ama çıkıp hala vatandaşı suçluyorlar. Burada en bilinçsiz olan kişiler vatandaşlar değil, yöneticiler, bürokratlar. Onlar bizi hazırlamadı depreme. O yüzden bence baroların bu konuda suç duyurusunda bulunmaları gerekiyor. ’20 yıl kaybetmişiz’ demek aslında o 20 yılı kaybettirenlere hesap sormanın da zamanı demek. O kişilere hesap sorulmalı. Cumhuriyet savcıları ve barolar da bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır.
Suay ABAK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.