PİRHA – Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden atıldıktan sonra eylemini AKP il binası önüne taşıyan Cemal Yıldırım, “Anneler HDP önünde oturmaya başlayınca kaçırıldıkları söylenen insanları bulmakla görevli İçişleri Bakanı da oturma eylemi yapıyor. Ayrıca yemek servisleri de var. Fakat ben sokakta bir dakika dahi konuşamıyorum” dedi.
Haberin videosu
1998 yılında Maliye Bakanlığı’nda işe başlayıp 2016’daki 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işinden atılan Cemal Yıldırım, ismini özellikle son 5 günde AKP Ankara il binası önünde yaptığı eylemlerle duyurdu.
Uzun yıllar boyunca sendikacılık da yapan Yıldırım, işten atıldıktan sonraki ilk 1 yıl boyunca işyeri önünde oturma eylemi yapmış, ardından da Ankara’nın işlek caddelerinden Sakarya ve Yüksel Caddesi’ne çıkmıştı.
“1 DAKİKALIK EYLEMLERİN ARDINDAN TAKTİK DEĞİŞTİRDİM”
İşten atıldıktan sonra sadece dava açabildiğini anlatan Cemal Yıldırım, son üç yılda başından geçenleri şöyle özetliyor:
“Dava açtım fakat ret kararı geldi. Arkasından ise dosya İstinaf Mahkemesi’ne gönderildi. Oradan da zaten karar çıkmadı. Ben de ilk bir yıl boyunca işyerim önünde oturma eylemi yaptım. Çünkü çalıştığımız yerler bizlerin hayat alanıydı ve AKP bizleri oradan koparmaya çalışıyordu. Bu nedenle yaşam alanını yeniden üretmek gerekiyordu. Bir anlamda başarılı da oldum. Arkadaşlarımın üzerindeki idare baskısı bir nebze de olsa azaldı. Arkasından Sakarya Caddesi’nde cumartesi günleri eylem yapmaya başladım. Her çıktığımda gözaltına alındım. Bunlar 1 dakikalık eylemler oluyordu. Ne kendimizi ifade edebiliyoruz ne de kamuoyu oluşturma adına bir şey yapabiliyorduk. Bir süre sonra da eylemi farklı bir boyuta taşımayı düşündüm. Şu an Sakarya Caddesi’nde cumartesi günleri sadece insanlarla sohbet edebiliyorum. KHK’li arkadaşları davet ediyorum ya da OHAL sürecinde mağduriyete, hak gaspına uğrayan insanlar geliyor. Örneğin geçtiğimiz dönemde kaçırılan 6 kişi vardı. Bunların dördü bırakıldı. Şimdi ise 3 kişi daha aranıyor. Mesela onları gündeme getirdim. Yine cezaevinde olan bebekleri gündemime almıştım. Eyleme başlandığında sayıları 131’di şimdi ise bine yaklaşmış. Ben bunları dile getirdikçe hak gaspına uğrayan insanlarla sosyal medyada kontak kurduk ve ardından ziyarete gelmeye başladılar ve böylelikle yeni bir zemin yaratıyoruz.”
“AKP’NİN GERÇEK YÜZÜNÜ DE GÖSTERMEK İSTEDİM”
Diyarbakır HDP İl Binası önünde ailelerin yapmış olduğu eylem sonrası AKP il binası önünde basın açıklaması yapmak isteyen Cemal Yıldırım, 5 gün boyunca gördüğü tavrı da şu cümlelerle anlattı:
“AKP ülkede çifte standartlar hukuku yaratıyor. Bizler Ankara’da sözümüzü söyleyemiyoruz. 1 dakika içerisinde gözaltına alınıyoruz ki bizim dava açma haklarımız da yok. Kendimizi ifade edebileceğimiz tek yer sokaklar. Ancak bu da AKP tarafından fiilen engelleniyor. Bir de bakıyorsunuz ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden atılan işçiler rahat rahat televizyon kameraları önünde, polisin de koruması altında basın açıklaması yapıyor. Bütün medya bunları veriyor. Bu çifte standarttır. Dünya tarihinde bir ilktir; anneler HDP önünde oturmaya başlayınca kaçırıldıkları söylenen insanları bulmakla ve kaçırılmalarını engellemekle görevli İçişleri Bakanı oturma eylemi yapıyor. Bu benim kişiliğime onuruma, dokundu. Eylemlerden dolayı benim yüklü bir para cezam var. Hesaplarımda hacizler mevcut. Ama bir de bakıyorsunuz ki polisin yemek servisi yaptığı, İçişleri Bakanı’na kadar oturma eylemi yaptığı ironik bir durum söz konusu. Dünya tarihinde olmayacak bir durum. Yani ben AKP’nin gerçek yüzünü de göstermek istedim. Eylemle bu çifte standardı gözönüne getirmek istedim.
“CUMARTESİ ANNELERİNE JOP, AKP’Lİ EYLEMCİLERE YEMEK SERVİSİ”
“Kutsallarımızdan birisi de analarımız. AKP, izlediği bu politikalarla anneleri de bölüyor. Örneğin benim yanıma gelip kendisini ifade etmeye çalışan Harp Okulu öğrencisinin annesini geçtiğimiz gün gözaltına aldılar. Diğer yandan Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’na yaklaştırılmıyor. Gaz ve job da dahil devletin bütün şiddeti ile karşı karşıya kalıyor. Fakat diğer taraftan İçişleri Bakanının oturma eylemi yaptığı bir komedi söz konusu. Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı görevi dışında seçimlerde propaganda yapıp oturma eylemine geçebiliyor yani bakanlık görevine ilginç bir şekilde yürüten bir insan.”
Yıldırım, AKP il binası önünde yaptığı eylemin ardından yapacaklarına dair de şöyle konuştu:
“Ben sadece bu çifte standardı göstermek için 5 günlük AKP önünde eylem yaptım. Formatım dönem dönem gündeme göre değişebiliyor. Örneğin İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu isimli devletin bir kurumu var. Ne görev yaptığı, ne tür faaliyet yürüttüğünü kimsenin bilmediği bir binanın önünde eylem yaptım. Geçtiğimiz haftalarda yine Anayasa Mahkemesi ve Güven Park’ta eylemler gerçekleştirdim. Yani yeri ve zamanı sürekli değiştiriyorum.”
“TOPLUMDA BİRİKMİŞ BİR HOŞNUTSUZLUK VAR”
Cemal Yıldırım, tek başladığı eyleminde kendisine katılan yeni isimlerin olduğunu da söylerken, “Doğru zamanda doğru eylem kendini üretiyor. Örneğin Melek Çetinkaya cumartesi günü yanıma geldi ve sohbet etti. Ardından birlikte açıklama yapacaktık ki gözaltına alındı. Onun üzerine Pazartesi günü yine aynı şikayeti olan anneler İstanbul’da AKP il binası önünde oturdular. Anneler Kayseri’de de oturma eylemi yaptılar. Doğru bir söz söylediğinizde karşılığını buluyor. Çünkü toplumda birikmiş bir hoşnutsuzluk var. Bunun doğru ifadesi ve şekli eylemi büyütüyor. Ben tek başına gibi görünüyorum ama bir şeyleri harekete geçirebildiğimi gördüm. Doğru şeyleri yaptığınızda toplumda bir şekilde karşılık buluyor.”
Eren GÜVEN-Cebrail ARSLAN / ANKARA
Yoruma kapalı.