PİRHA- 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine 2 gün kala HDP Alevi kurum temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 23 Haziran seçimleri kadar 24 Haziran günü ‘Ne yapacağız?’ sorusuna verilecek cevabın da önemli olduğunun altını çizerek, “24’ünden itibaren siyaseti yeniden kurmalıyız. Politik seçeneği halklarla beraber var etmemiz gerekiyor” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) 23 Haziran’da yapılacak İstanbul seçimlerine 2 gün kala Taksim Hill Otel’de Alevi kurum temsilcileriyle bir araya geldi.
Toplantıya HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Milletvekilleri Ali Kenanoğlu, Zeynel Özen, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Alican Önlü ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, PSAKD Ataşehir Şube Başkanı Hasan Gülüm, eski Kartal Şube Başkanı Songül Tunçdemir, Beyoğlu Şube Başkanı Erdal Baba, Güngören Şube Başkanı Zeynel Abidin Özbay, Zeytinburnu Şube Başkanı Hakan Rakip, Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Genel Başkanı Celal Fırat, Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eş Başkanı Selda Güneş, Aziz Baba Cemevi Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Enver Can, Arnavutköy Cemevi Başkanı Yüksel Yılmaz, Alevi aktivist Servet Demir, DAD Eski Eyüp Şube Eş Başkanı İmam Balsever, PSAKD GYK Üyesi Özgür Kaplan, AABK İkinci Başkanı Mehmet Ali Çankaya, AKD Esenyurt Şube Başkanı Hüseyin Çam, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Dursun Önal, Alevi aktivist Aydın Deniz, Bağcılar Cemevi Başkanı Zeynel Abidin Koç, Maltepe Cemevi Başkanı Erdinç Yılmaz, sanatçılar Doğan Çelik ile Ayfer Düzdaş katıldı.
Açılış konuşmasını HDP PM Üyesi Nesimi Aday yaptı. Yurttaşlardan rızalık alarak konuşmasına başlayan Aday, programın akışı hakkında bilgi verdi.
İmam Rıza Ocağı Dedelerinden Celal Fırat açılış gülbengini verdi. Gülbengin ardından sanatçı Ayfer Düzdaş deyişler okudu.
“KÜRT ALEVİSİ OLMAK DAHA ÇOK BASKI NEDENİ”
Alevilerin nasıl baskılardan ve zorluklardan geçerek bugünlere geldiğine değinen Düzdaş, Kürt Alevilerin yaşadığı bölgelerde derleme çalışmaları yaptığını söyleyerek “Kürt Alevisi olmak daha çok baskı nedeni olarak görülüyor” dedi.
Divana HDK Eş Sözcüsü ve HDP Milletvekili Gülistan Kılıç, Zeynel Özen, Alican Önlü, Ali Kenanoğlu, Kemal Bülbül seçildi.
Kısa bir konuşma yapan HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, seçimlere günler kala parti olarak yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi. Temelli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
“BÜTÜN MESELE SANDIK DEĞİL”
Yaptığımız çalışmalarda gördük ki insanlar kararını vermiş. Amacımız herkesin sağlıklı karar vermesini sağlamaktı. Biz meseleyi sandığa kilitlemeden bütün siyaseti sandığın içine sıkıştırmadan bir stratejiyi belirlemek istedik. Güçlü bir stratejimiz vardı. Bunu toplumla buluşturmak önem taşıyordu.
Bütün meseleyi sandığa kilitlerseniz sandıktan geriye bir şey kalmıyor. Kalmadığını geride bıraktığımız seçimlerde gördük. Seçimlerden sonra enerji çabuk yitiriliyor. Birlikte çözüm üretmemiz gereken ciddi sorunlarımız var. Buna en çok vakıf olan Alevi toplumudur. Toplumun herhangi bir kesiminde sorun varsa bu sorunu birlikte çözmeliyiz. Bir arada çözebilecek zeminler yaratmalıyız.
“TÜRKİYE HALKLARINA TEKÇİLİK DAYATILIYOR”
Çokluğun, tekçiliğin karşısında yerini alması gerekiyor. Geçtiğimiz son yüzyıla baktığımızda Türkiye halklarına bir tekçiliğin dayatıldığını görüyoruz. Türk İslam olarak dayatılan bu tekçiliğe mahkum edilmiş bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu yüzden stratejimizi toplumla buluşturmaya çalışıyoruz.
“SİYASETİN TOPLUMSALLAŞMASI ÜZERİNE STRATEJİLER ÜRETİYORUZ”
İddiamız bir seçenek yaratma iddiasıdır. Toplumun bütün kesimlerinin bir araya gelebileceği kendi sorunlarını bir arada çözebileceği bir yolu yaratmadır. HDK’den bugüne HDP ile siyasetin toplumsallaşması toplumun siyasallaşması üzerine stratejiler üretiyoruz.
Geride bıraktığımız dört seçimde kamplaşmanın, kutuplaşmanın topluma dayatıldığını gördük. Zaman zaman milliyetçi, mezhebi dozun arttığı bir ittifak halkların sesini kabul etmiyordu. Bugün de seçimlere giderken üçüncü yolu yaratma hedefindeyiz. Bu sıkışıklığı ancak böyle aşabiliriz. Bu inançla çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.
“ESAS MESELE 24 HAZİRAN’DA NE OLACAK?”
Her seçimde derler ya ‘son hafta her şey netleşir’. Geçen hafta sonuçlar netleşmiştir. Bu sonuçların ne olacağını Pazar akşamı hep birlikte izleyebiliriz. Ama esas mesele 24 Haziran’da ne olacak? 24 Haziran’da nasıl yol alacağız? Seçimlerin etkisinden belki de bir an önce çıkmak gerekiyor. 24’ünden itibaren siyaseti yeniden kurmalıyız. Politik seçeneği halklarla beraber var etmemiz gerekiyor. Seçim tabi ki etkili olacaktır ama o etkinin sınırlarını aşmalıyız.
“TÜRKİYE’DE TEMSİLİYET KRİZİ VAR”
Adil, demokratik seçimler yapamıyoruz. Sandığa sahip çıksak da haksızlıklar devam ediyor. Tüm bunlardan kurtulabilmek, seçim sonuçları üzerindeki şaibeleri kaldırabilmek için de adımlar atmalıyız. Temsiliyet krizi var Türkiye’de. Hem seçim sistemlerinden hem de toplumun siyaset yapma hakkının gasp edilmesinden dolayı temsiliyet krizi yaşanıyor 12 Eylül’den beri. Hala 12 Eylül anayasası var. Son yapılan anayasa referandumuyla getirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 12 Eylül ruhuna dönüş yaptı. Çünkü referansınız 12 Eylül anayasasıysa gideceğiniz yol da böyle bir yol oluyor. Peki bu sistemden önce var olan parlamenter sistem bu çoğulculuğu yansıtıyor muydu? Eğer yansıtmış olsaydı bu kadar sorunla karşı karşıya olmazdık.
“YEREL DEMOKRASİ VE YERİNDEN YÖNETİMİ İNŞA ETMELİYİZ”
Kayyumlara karşı mücadele ederken ‘ne yapmalı?’ sorununu önümüze koyduk. Bir kere her eşeyden önce belediyeleri kazandık. Yerel demokrasiyi, yerinden yönetimi inşa etmeliyiz. Bu yerel demokrasi inşasında bir arada çözüm bizim önceliğimiz olsun dedik. Sadece yerelde bu hamleyi yapmak yeterli değil.
“TÜM TOPLUMLARI SİYASETE DAVET EDİYORUZ”
Seçim sonuçlarını nihai sonuç olarak görmeden stratejimizi ortaya koyduk. Önümüzdeki süreci de buradan okuyoruz. Atmamız gereken adımlar var. Siyasete bir devinim kazandırmalıyız. Tüm toplumsal kesimleri siyasete davet ediyoruz. Bizim bir anayasaya ihtiyacımız yani bir zemine ihtiyacımız var. Demokratik bir anayasayı var etmek için uzlaşma zamanı. Sadece HDP’nin alıp gideceği bir şey değil bu. Mecliste olan tüm partiler bu sorumluluğu üstlenmelidir.
“SİYASET İPOTEK ALTINDA”
Eğer bir demokratik zemin yoksa orada yaptığınız siyaset ipotek altındadır. Gelin siyaseti bu ipotekten kurtaralım. Açın meclisin duvarlarını, kapılarını tüm kesimlerle buluşun. Eşit yurttaşlık temelinde herkesin bir arada yaşayabileceği bir anayasa yapalım. Tarihsel, kültürel, politik, sosyolojik olarak Türkiye’ye baktığınızda halkların ihtiyaç duyduğu şey böyle bir anayasadır, zemindir. Savaş, baskı ve şiddet politikalarıyla toplum bir cendereye sıkıştırılmış durumda. Ortak iyiyi üretmek zorundayız. Önümüzdeki döneme biz bir geçiş dönemi olarak bakıyoruz. Evrensel hukuk ve insan hakları değerlerinin içselleştirilmesi ve bu anayasanın çerçevesini oluşturması önceliğimizdir.
Birbirimizle konuşmalıyız, müzakere zeminlerini var etmeliyiz. Bu bizim kendi hakikatimize ulaşmamızın yoludur. Tüm toplumsal kesimler bu konuda sorumluluk almalıdır. Halkın doğrudan siyasete katılabileceği zeminlere sahip olmalıdır. 24’ünden itibaren böyle bir yol bizi bekliyor. Bu yolda yürüme konusunda kararlıyız. Demokratik bir anayasayı yapmak ve demokratik bir birlik için mücadele edeceğiz. İhtiyaç duyduğumuz şey bu zemini var etmektir.
“YARGI TALİMATLARLA HAREKET EDİYOR”
Beklemeye tahammülü olmayan sorunlarımız var. Yargı bağımsızlığını yitirmiş durumda. Binlerce insan suçsuz yere cezaevinde. Talimatlarla hareket eden bir yargının olduğunu görüyoruz. Öncelik bu yüzden meclistedir. Meclis kendini vesayetten bir an önce kurtarmalı, basın özgürlüğü ifade özgürlüğü konularında bir an önce adım atılmalıdır. Bu sorunlar birleştikçe Türkiye büyük bir çöküşe sürükleniyor.
“TÜRKİYE KENDİ HALKLARINA DÜŞMAN”
Türkiye’nin demokrasi meselesini çözerken Kürt meselesini de çözmeliyiz. Barışı da var etmeliyiz. Nasıl ki siyaset bir diyalog zeminidir bunu güçlü kalıcı onurlu bir barış zeminine hızla çekmek zorundayız. Bölge ve dünya bunu bekliyor. Bu konuda adım atabilecek tek ülke Türkiye’dir. Ama Türkiye kendi halklarına düşman. Alevilere, Kürtlere, Ermenilere düşman. Düşmanlık iktidarına sahipler. Gelin bu düşmanlık iktidarını bitirelim. Seçimlerden öte büyük bir değişim ve dönüşüm için bu yolu kat etmek durumundayız. Dönen dönsün yolundan biz dönmeyeceğiz. Hızır yar ve yardımcınız olsun.
Temelli’nin konuşmasının ardından toplantı basına kapalı bir şekilde devam etti.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.